Öldürülen Derik Kaymakamı Safitürk'ün ağabeyi: Olayda İlçe Emniyet Amiri baş aktördür
Bombalı saldırı ile öldürülen Kaymakam Muhammed Safitürk'ün yeniden görülen davasında ağabey Ali Haydar Safitürk olayda İlçe Emniyet Amirinin baş sorumlu olduğunu söyledi.
Fotoğraf: MA
10 Kasım 2016’da bombalı saldırı sonucu yaşamını yitiren Kaymakam Muhammed Safitürk’ün dosyasına ilişkin Mardin 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin 15 sanık hakkında verdiği kararı bozup 8’i hakkında yeniden yargılama kararı veren Antep Bölge Adliye Mahkemesi 3’üncü Ceza Dairesi’nde dosyanın 2. celsesi görüldü. Sanık olarak bulunan Zuhal Dalçin, Fikret Baği, Mehmet Deniz, Tahsin Erdaş, Vedat Erol ve Zinet Erdaş ile kaymakamın babası Asım Safitürk, kaymakamın ağabeyi Ali Haydar Safitürk ve avukatları da mahkemede hazır bulundu.
Sanık olarak dinlenen Nursel Eren, üzerine atılı suçu bildiğini, avukatının mazaret dilekçesi verdiğini yeni öğrendiğini ve avukatının huzurunda savunma yapmak istediğini belirtti.
TANIK DİNÇER: EMNİYET AMİRİ BENİ TEHDİT ETTİ
Ardından tanık olarak Mehmet Dinçer dinlendi. Patlama sonrası kendisinin de sırtından yaralandığını belirten Mehmet Dinçer, “Patlamadan sonra ben, Tahsin Erdaş ve maliyedeki Beşir isimli kişi kaymakamı aşağıya indirdik. Vedat isimli kişi ambulans diye bağırıyordu. Kaymakamı aşağıya indirdikten sonra emniyet amiri geldi. Kesinlikle gelen sağlık personellerine hiçbir müdahalede bulunmadım. Olayı kimin gerçekleştirdiğini bilmiyorum” dedi. Kaymakamlık binasına dışarından gelen herkesin x-ray cihazından geçtiğini ve silahı olanların da teslim ettiğini belirten Dinçer, “Olay mahalinde sanık Vedat’ın kaymakam beyi kucağında tuttuğu sırada ambulans diye bağırıyordu. Bu arada emniyet amiri sanık Vedat’a küfürde bulundu. Tekme atıp atmadığını bilmiyorum, neden küfrettiğini de bilmiyorum. Kaymakam bey aşağıya indirildiğinde sadece kulağından kan geldiğini gördüm, diğer yaralanmalarını ben görmedim” diye konuştu. Olay tarihinden önce kaymakamın iki tane koruması olduğunu dile getiren Dinçer, “Yunus’un tayini çıkınca ben emniyet amirinden koruma talep ettim. Bu talebim üzerine emniyet amiri beni tehdit etti. Bana ‘kızına gelinlik giydireceğim’ dedi” ifadelerini kullandı.
Asım Safitürk’ün vekili Avukat Erhan Dursun, kaymakamın yaralandıktan sonra Derik Devlet Hastanesi’ne, oradan Kızıltepe Devlet Hastanesi’ne ve ardından Gaziantep Ersin Arslan Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildiğini söyleyerek daha yakın mesafede hastaneler bulunduğuna dikkat çekti. Kaymakamı bu hastanelere sevk eden doktorların ve kamu hastanelerinin tanık olarak dinlenmesini isteyen Dursun, ayrıca olay ile ilgili bütün tıbbi belgelerin dosya içerisine getirtilmesini talep etti.
"OĞLUM KAÇAKCILIK OLAYLARININ ÜZERİNE GİTMİŞTİ"
Kaymakamın babası Asım Safitürk, “Bu olay ile ilgili İçişleri Bakanlığı disiplin soruşturması başlattı. Bu dosyanın tamamını istiyorum. Ayrıca bu olaya ilişkin soruşturma izni verilmemiş olan kişiler var ise bunların evraklarını da talep ediyoruz. Oğlumun İphone marka telefonunun da incelenmesini ve il istihbarat kurulu raporunun ilgili evraklarını talep ediyorum. Çadırkent olayı ile ilgili olarak yolsuzluk iddiaları vardır. Bu yolsuzluk iddiaları ile ilgili olarak bütün belgelerin dosyaya getirilmesini istiyoruz. Ayrıca kaymakamımız kaçakcılık olaylarının üzerine gitmiştir. İlçedeki bütün kaçakcılık dosyalarının getirilmesi talebimiz vardır. Oğlumun şehit edilmesinde ilçe emniyet amirinin bir fiil parmağı olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
Ayşegül Safitürk’ün avukatı İzzet Güvenç ise, sanıklardan Tahsin Erdaş’ın olay tarihinden önce ve sonraya ilişkin yurt dışına çıkıp çıkmadığının araştırılmasını talep ettiklerini belirtti.
"AMİR DEVLETİ TEMSİL EDEMEZ"
Kaymakamın ağabeyi Ali Haydar Safitürk de, “Kaymakam beyin şehit edilmesinde ilçe emniyet amirinin baş aktör olduğunu düşünüyorum. Emniyet amiri delilleri yok etmiştir. Bu amir devleti temsil edemez. Bu olayı emniyet amiri çözecektir” dedi. “Emniyet amirinin 3 yıldır neden ifadesi alınmadı?” diye soran Safitürk’e hakime “Emniyet amirinin de ifadesi alınacak dosya bize yeni geldi. Soruşturmaya yeni başladık” yanıtı verdi.
İSTİHBARAT KURULU RAPORLARI İSTENDİ, MAHKEME 23 OCAK’A ERTELENDİ
Mahkeme sanık Nursel Eren’in müdafii huzurunda savunmasının alınması için talimat yazılmasına, tanık Mehmet Kahraman’ın SEGBİS ile beyanının alınmasına, tanık Mehmet Mustafa Hakan Kutluay’ın nerede görev yaptığı konusunda Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne müzakere yazılmasına ve cevap gelir gelmez duruşma günü beklemeksizin beyanının alınmasına karar verdi. Ayrıca, Şerif Mesutoğlu’nun göndermiş olduğu dilekçelerin dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, katılanlar vekilinin taleplerinin dosyanın gelmiş olduğu aşamada yeniden bir şey katamayacağından dolayı reddine, olay ile ilgili olarak istihbarat kurulu raporunun onaylı örneklerinin istenmesine, İphone marka telefonun incelenmesi konusunda Ankara Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne müzakere yazılarak rapor alınmasına karar verdi. Mahkeme 23 Ocak’a ertelendi. (Antep/EVRENSEL)