22 Kasım 2019 11:20

Cargill fabrikası ile ilgili yargı kararları için "hak ihlali" kararı verildi

Hukuka aykırı kurulan Cargill fabrikası ile ilgili verilen yargı kararı hakkında adil ve makul sürede yargılama yapılmadığı için “hak ihlali” kararı verdi.

Fotoğraf: Bursa Barosu

Paylaş

Bursa’nın Orhangazi İlçesi’nde hukuka aykırı bir şekilde kurulmasına izin verilen Cargill fabrikasıyla ilgili yargı kararlarını uygulamayan dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, Bayındırlık ve İskan Bakanı Zeki Ergezen hakkında açılan ve 14.5 yıldır sonuçlanmayan tazminat davasına ilişkin çarpıcı bir karar çıktı. Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu, adil ve makul sürede yargılama yapılmadığı için “hak ihlali” kararı verdi.

Son gelişmeye ilişkin Bursa Barosu’nda yapılan basın açıklamasına Bursa Barosu Başkan Yardımcısı Av. Metin Öztosun, Genel Sekreter Av. Hüsniye Altın Yeşil, Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı Av. Eralp Atabek, tazminat davasını açan Av. Ali Arabacı, Av. Yahya Şimşek ve Av. Cumhur Özcan ile vekil olarak ilgili başvuruları yapan Av. Erol Çiçek katıldı. Bursa Barosu açıklamayı da Avukat Erol Çiçek okudu.

SADECE BİR KİŞİ TAZMİNATA MAHKUM EDİLDİ

Avukatlar Arabacı, Şimşek ve Özcan, 2005 yılında Bursa Valiliği ile Başbakanlık’a başvurarak, Cargill fabrikasıyla ilgili Yüksek Planlama Kurulu kararı, imar planı ve buna dayanarak çıkarılan inşaat ruhsatının Bursa 2. İdare Mahkemesi’nce verilen iptal kararlarının uygulanmasını istemişler, uygulanmayınca da İdari Yargılama Usulu Yasası uyarınca dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, Bayındırlık ve İskan Bakanı Zeki Ergezen, Bursa Valisi Oğuz Kaan Köksal, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Hikmet Şahin ve Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Turgut hakkında tazminat davası açmışlardı.

Bu süreçte sadece Gemlik Belediyesi eski başkanı Mehmet Turgut tazminata mahkum edilmiş, diğer davalılar tazminata mahkum edilmemiş, Yargıtay’ın bozma kararlarına karşın yerel mahkeme kararında direnmişti. Yeniden temyiz başvurusu üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da kararı usul ve yasaya aykırı bularak dosyayı ilgili daireye göndermişti.

ANAYASA MAHKEMESİ’NE BİREYSEL BAŞVURU

11 yıl sonra davacılara vekaleten Av. Erol Çiçek, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Bu sırada “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun” çıkarıldı. Bu kanun gereğince başvuru, 3 Ocak 2019 tarihinde Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu’na yapıldı.

21 Ekim 2019 tarihinde başvuruyu kabul eden komisyon, müracaat edenlerin “makul sürede yargılanma hakkı”nın ihlal edildiğine karar verdi. Komisyon ayrıca, kararın “hızlandırıcı etki” yapması ve daha fazla sürüncemede kalmaması için, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne bildirim yaptı.

“YARGI BAĞIMSIZ DEĞİL”

Av. Erol Çiçek, “Bu dava bile tek başına, ülkemiz adalet sisteminin içine düşürüldüğü durumu göstermeye yeterlidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararına, yasaya aykırı bir şekilde eylemli olarak direnen hakimler, karar vermemek için davayı çeşitli nedenlerle uzatıp; bugün itibarıyla 14,5 yıl sürmesine neden olmuşlardır. Dava şu anda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ndadır. Bu davada, Anayasa açıkça çiğnenmiştir ve bir kez daha görülmüştür ki, ülkemizde yargı bağımsız değildir; bağımsız olmadığı için de tarafsız olamamaktadır. Ülkemiz adalet sisteminin içine düşürüldüğü bu durum, hukuku ve insan haklarını savunmakla görevli biz avukatları derinden üzmüştür” dedi.

ARABACI: BİZİ ALDATIYORLAR!

Davacılardan Av. Ali Arabacı da, bir soru üzerine “Hem tazminatın azlığı nedeniyle, hem de yargılama giderleri konusunda hüküm verilmediği için İdare Mahkemesi’ne itiraz edildi. Oradan geldikten sonra bakanlık üç ay içinde tazminatı ödemek zorunda. Burada idarenin temyiz hakkı yok” dedi. Arabacı  “Bu davalar, Türkiye’nin nasıl yönetildiğini gösteren somut bir yargılama sürecidir. Tam 22 yıldır devam eden bir süreç. Biz Anayasa’nın ikincisi maddesine göre sosyal hukuk devleti olduğumuzu sanıyoruz ama bizi hep aldatıyorlar. Uluslararası sözleşme hükümleri ancak Edirne sınırına kadar geliyor. Türkiye’de görmek mümkün değil. İkiyüzlülük diz boyu. Türkiye bunları aşmak zorunda, eğer uygarlaşmak istiyorsa…” diye konuştu. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Aile hekimleri uyardı: Aşı karşıtı söylem ve yayınlar toplum sağlığını tehdit ediyor

SONRAKİ HABER

Süleyman Soylu, fotoğraf sergisi yasağını "provokatif eylem olur" diye savundu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa