23 Kasım 2019 09:33

Cumartesi Annelerinin adalet mücadelesinde 765. hafta: Vazgeçmeyeceğiz

Cumartesi Annelerinin kaybedilen yakınları için sürdürdüğü adalet arayışı 765 haftadır devam ediyor. Aileler bu hafta Hayrettin Eren’in akıbetini sordu.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Cumartesi Anneleri 765. hafta oturma eylemlerinde 21 Kasım 1980 yılında gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren'in akıbetini sordu. Eylemlerinin 700. haftasından itibaren polis engeliyle karşılaştıkları için Galatasaray Meydanında oturma eylemi yapamayan aileler, yine İHD İstanbul Şube binası önünde açıklama yaptı.

Ellerinde karanfiller ile kayıplarının fotoğraflarını taşıyan Cumartesi Anneleri geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Hayrettin Eren'in annesi Elmas Eren’in mücadelesini bıraktığı yerden devam ettireceklerini söyledi.

GÖZALTINA ALINDIĞI İNKAR EDİLDİ

Basın açıklamasını okuyan Sebla Arcan “765. haftamızda ‘çiçeklerle donatacağı bir mezar’ hayali gerçekleşmeden aramızdan ayrılan Elmas Annesiz Hayrettin'i anmanın acısıyla buluştuk” dedi. Arcan, “Elmas Eren'in 39 yıllık arayışına, bekleyişine, vazgeçmeme kararlılığına tanıklık eden evlatları, torunları ve arkadaşları olarak buradayız” dedi. Arcan Hayrettin Eren'in gözaltında kaybedilişini şu sözlerle aktardı:

“Sosyalist kimliğiyle bilinen 26 yaşındaki Hayrettin Eren, İstanbul'da yaşıyordu. 12 Eylül faşist darbe koşullarında hakkında arama kararı vardı. 21 Kasım 1980 tarihinde İstanbul Saraçhane'de buluştuğu arkadaşı ile birlikte gözaltına alındı. Kullandığı otomobil ile birlikte önce Karagümrük Karakoluna oradan da Gayrettepe Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. Hayrettin, siyasi şubenin alt katındaki hücrede ağır işkence altındayken, kapıda bekleyen annesine ‘Gözaltında böyle biri yok’ denildi. ‘Oğlumun arabası burada kendisi nasıl yok?​’ deyince tartaklanarak dışarı atıldı.”

Hayrettin Eren'i gözaltına alınırken, karakolda tutulurken ve siyasi şubede işkence gören çok sayıda tanık olduğunu ama bugüne kadar inkâr edildiğini belirten Arcan, 39 yıldır ailesinin tüm girişimlerine rağmen hukukun işletilmediğini ifade ederek 12 Eylül zihniyetinin devam ettirildiğini vurguladı.

'TÜM KAYIPLARIMIZ İÇİN ADALET ARAMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ'

Hayrettin Eren’in İstanbul Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şubede kaybedildiğini söyleyen Arcan, “12 Eylül darbecileri, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Şükrü Balcı, Siyasi Şube Müdürü Tayyar Sever, Siyasi Şube Müdür Yardımcısı Mehmet Ağar ve Hayrettin'i işkenceyle sorgulayan ekibin başında bulunan Fikret Işınkaralar, Hayrettin Eren'in kaybedilmesinden sorumludur” dedi. Arcan son olarak şunları söyledi: “Gözaltında kaybetme uluslararası hukukta 'sürekli bir suç' olarak tanımlanır. Suç, alıkonulma anında başlar ve kaybedilen kişinin akıbeti ortaya çıkarılana kadar işlenmeye devam eder. Bu nedenle 39 yıldır Hayrettin Eren'in akıbetini açığa çıkarmayan ve ceza adaletini sağlamayan tüm iktidarlar bu suçun ortağıdır. Adli mercileri hukuku işleterek Hayrettin Eren'in akıbetini açığa çıkartma ve sorumluların cezalandırılmasını sağlama görevini yerine getirmeye çağırıyoruz. İktidarı, 12 Eylül zihniyetine ve cezasızlığa son vererek adaleti sağlayacak bütünlüklü politikaları hayata geçirmeye çağırıyoruz. ayrettin Eren ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, 66 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray Meydanından vazgeçmeyeceğiz.”

'KAYBEDENLERDEN HESAP SORACAĞIZ'

Basın açıklamasının ardından konuşan Hayrettin Eren'in kız kardeşi İkbal Eren şunları söyledi: “Buradayız, ne kadar engellensek de sevdiklerimizi bulma mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğiz. Bir İçişleri Bakanı var meydanları kapatarak asayişi sağlandığını sanıyor. 699 hafta oturduğumuz meydanı kapatarak üstelik annelere 'paçozlar' diyerek asayişi sağladığını sanan İçişleri Bakanlığı var. Annem ölünceye kadar 'paçozun anlamı nedir' diye sordu. Hiç sindiremedi. Işıklar içinde uyu anneciğim. Bizler kime taş, gaz attık. Kaç kişi o meydanda öldü de orayı bize yasakladınız. Biz bütün engellemelere rağmen ısrarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Gözaltında kaybetmek insanlık suçudur, bu suçu işleyen faillerin yargılanması talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz.”

Hayrettin Eren'in kardeşi Faruk Eren ise “Biz abimden ve annemden direnmeyi, insan hakları mücadelesini yürütmeyi öğrendik. Burada olan her anne bizim annemiz, bu fotoğraflardaki her kayıp bizim kardeşlerimiz. Biz bu mücadeleyi sürdüreceğiz ve başaracağız. Kaybedenlerden hesap soracağız” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Kuzey Marmara Otoyolu inşaatında iş kazasında bir işçi öldü, 3 işçi yaralandı

SONRAKİ HABER

Yargı paketi tepkisi: Nafaka sınırlandırılmasıyla kadın eve hapsediliyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa