İstanbul Taksim'de 25 Kasım yürüyüşü: Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok!
İstanbul'da 25 Kasım Kadın Platformu'nun çağrısıyla bir araya gelen binlerce kadın "Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok" dedi.
Türkiye’nin hemen her ilinde sokak eylemlerinde bir araya gelen kadınlar, haklarına dönük saldırılara ve eşitsizliği derinleştiren uygulamalara tepkilerini gösterdi. Kadınlar, 6284 sayılı Şiddeti Önleme Yasasına, İstanbul Sözleşmesine ve nafaka haklarına sahip çıkacaklarını dile getirdi. Ekonomik kriz ve giderek derinleşen yoksulluğun daha fazla şiddet olarak kendilerine döndüğünü vurgulayan kadınlar, çalışma yaşamında kuralsızlığın ve baskıların arttığına da dikkat çekti.
İstanbul’da eylem yasağını mücadeleleriyle geri çektiren ve 25 Kasım Kadın Platformu’nun yaptığı çağrıyla bir araya gelen binlerce kadın Taksim Tünel'den İstanbul Barosu'nun önüne yürüyüş düzenledi. Basın açıklaması sonrası kadınlar dağılırken "Sokakları da meydanları da geceleri de terk etmiyoruz" diyerek yürümek isteyenlere polis plastik mermiyle müdahale etti.
Eylem için kadınlar, "Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok" pankartının arkasında toplanırken "Hayatımızı Savunuyoruz", "Erkek şiddetine son" dövizleriyle birlikte katledilen kadınların isimlerini taşıdılar.
Eylemde sık sık "Tesadüf değil erkek şiddeti", "Kadın cinayetleri politiktir", "Yaşasın kadın dayanışması", "Kadınlar birlikte, birlikte güçlü", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" sloganları atıldı.
November 25, 2019
November 25, 2019
KATLEDİLEN KADINLARIN İSİMLERİ HATIRLATILDI
İstanbul Baro’su önünde yapılan açıklamada yakın zamanda katledilen ve adalet arayışı sürdürülen kadınların isimleri hatırlatıldı: “Güleda Cankel, Şule Çet, Ecem Balcı, Nadira Kadirova, Emine Bulut, Emine Nuyan, Müzeyyen Boylu, Kübra Aşkın, Ceren Damar, Didem Akay... Sosyal medya etiketleri arasında bir kadının adını daha görmekten korkar olduk. Çünkü bu ya o kadının hayatta olmadığı ya da korkunç bir şiddete uğramasına rağmen adalet bulamadığı anlamına geliyor.”
VE UMUDUMUZ BİRBİRİMİZDE...
“Artık yeter! Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok diyoruz” diye haykıran kadınlar adına basın açıklmasının Türkçesini İren Gerkuş, Kürtçesini de Şenay Kumuz okudu.
"Bir kişi daha eksilmeyeceğiz! Yaşasın kadın dayanışması!" şiarıyla biten açıklama metni şöyle:
"Güleda Cankel, Sule Çet, Ecem Balcı, Nadira Kadirova, Emine Bulut, Emine Nuyan, Müzeyyen Boylu, Kübra Aşkın, Ceren Damar, Didem Akay…
Sosyal medya etiketleri arasında bir kadının adını daha görmekten korkar olduk. Çünkü bu ya o kadının hayatta olmadığı ya da korkunç bir şiddete uğramasına rağmen adalet bulamadığı anlamına geliyor.
Artık yeter! 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz YOK diyoruz!
Bu ülkede/memlekette her gün kadınlar öldürülüyor!
Kadınlar, her gün, boşanmak istedikleri için, "hayır" dedikleri için öldürülüyor.
Kadınlar, her gün, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 uygulanmadığı için öldürülüyor.
Kadınlar, her gün, "başka karakola git", "bu şikâyetten bir şey çıkmaz, sen en iyisi vazgeç", "sığınakta yer yok" diyen kolluk kuvvetleri görevlerini yapmadıkları için, yeterli sığınak ve danışma merkezi açmaya da bütçe ayrılmadığı için şiddete mahkûm ediliyor ve öldürülüyor.
Kadınlar, her gün, savcılar şiddet uygulayan erkekleri değil kadınların yaşam tarzlarını yargılamayı seçtiği için, mahkemeler erkekleri aklamanın sayısız yolunu bulduğu için öldürülüyor.
Kadınlar, her gün, 15 yaşından küçük çocukların evlendirilmesinde beis görmeyen bir zihniyet altında, cinsel şiddete uğruyor.
Kadınlar, her gün, cinsiyet kimliğine, cinsel ve romantik yönelimine duyulan nefretten, bedenlerinin ve aşklarının sığdırılmaya çalışıldığı kalıplardan, transfobi ve homofobinin türlü şekillerinden ötürü şiddete maruz bırakılıyor ve öldürülüyor.
Kadınlar, her gün, özellikle krizin getirdiği artan işsizlik ve güvencesizlikle, aile içindeki şiddetten uzaklaşacak geçim kaynağı ve gelecek güvencesi olmadığı için erkek şiddetine mahkûm ediliyor.
Kadınlar, her gün, savaşın ve sınırların gölgesinde, Türkçe konuşmadıkları için veya göçmen oldukları için, doğdukları yerden ötürü şiddete uğruyor; şiddete maruz bırakıldıklarında yasal haklarını arayamadıkları için öldürülüyor.
Gündelik erkek şiddeti ile devletin tüm mekanizmalarının kurduğu suç ittifakı tarafından kadınlar, her gün, işte böyle öldürülüyor!
Cinayete varmadan da bizler şiddet veya baskı altında, belirsizlik içinde, her açıdan sömürülerek, yarınımızın ne olacağını bilmeden nefes almak zorunda bırakılıyoruz. Ancak kadınlar sadece öldürüldüklerinde haber oluyor.
Biz ise kadınların isimlerinin ölümleriyle değil yaşamlarıyla, yaşadıkları şiddetle değil gerçekleştirdikleri hayalleriyle haber olduğu bir dünya için buradayız!
Ve umudumuz birbirimizde. Umudumuz birlikteliğimizden aldığımız güçte, kadın dayanışmasında. Umudumuz her gün şiddetten uzak bir hayat için her bir nefesimizle verdiğimiz ortak mücadelede.
Bundan daha ferah, daha özgür, daha eşit, kimsenin kimliğinden ötürü şiddete uğramayacağı bambaşka hayatlar hayal ederek el ele veriyoruz. Bunu biz yapmazsak kimse bizim için yapmayacak, biliyoruz."
AÇIKLAMA SONRASI POLİS MÜDAHALESİ
Basın açıklaması sonrası polis, kadınlar dağılırken "Sokakları da meydanları da geceleri de terk etmiyoruz" diyerek yürümek isteyenlere plastik mermiyle müdahale etti.
November 25, 2019
November 25, 2019
November 25, 2019
İstanbul'daki yürüyüş Beyoğlu Kaymakamlığı'nın kararıyla yasaklanmış, sonrasında ise sadece Tünel Meydanı'ndan İstanbul Barosu'na kadar yürüyüş düzenlenmesine izin verilmişti.
(İstanbul/EVRENSEL)