26 Kasım 2019 07:01
Son Güncellenme Tarihi: 26 Kasım 2019 10:55

Hrant Dink davası: Mahkeme başkanı bir kez daha değişti

Hrant Dink cinayetine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davanın 100'üncü duruşması görüldü. Duruşmada, mahkeme heyetinin 4'üncü kez değiştiği görüldü.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Meltem AKYOL
İstanbul

Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin kamu görevlilerinin yargılanmasına devam edilen davanın 100’üncü duruşması, bugün Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

3 gün boyunca devam edecek 4'ü tutuklu 77 sanıklı davada mahkeme heyetinin bir kez daha değiştiği görüldü. Bu değişiklikle birlikte davada 4. heyet değişikliği gerçekleşmiş oldu. Yazışmaların okunması ile başlayan duruşmada mahkeme başkanı, MİT mensuplarının dinlenmesine ilişkin yazılan yazıya yanıt gelmediğini söyledi.

"100 DURUŞMADIR ADALET TALEP EDİYORUZ"

Hrant'ın Arkadaşları, davanın 100. duruşması öncesi basın açıklaması yaptı. 100 duruşmadır adalet istediklerini vurgulayan Hrant'ın Arkadaşları, "Bu davada adalet yerini bulana kadar buradayız" dedi.

Hrant'ın Arkadaşları adına konuşan Bülent Aydın şunları söyledi:

"Bir kez daha adalet talebimizi dile getşrmek için toplandık. Bugün, yarın ve öbür gün, 3 gün boyunca duruşmaları takip edeceğiz. Hrant Dink öldürüldükten birkaç ay sonra açılan ve tetikçilerin yargılandığı dava 5 yıl sürdü. 5 yıl sonunda skandal bir kararla sonuçlandı, birkaç kendini bilmez bir araya gelmiş ve yıllardır hakkında kampanyalar yürütülen, bir ırkçılık kampanyasının hedefi haline getirilen Hrant Dink'i sözümona Trabzon'dan bir çocuk gelip İstanbul'da öldürmüş. Böyle sonuçlandı ve dava bozuldu. Yargıtay aşamasından sonra yeniden başladı dava"

Hrant Dink cinayetinde sorumluluğu olan herkesin adalete hesap vermesi gerektiğini ifade eden Aydın, "Polisler, jandarmalar, istihbaratçılar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanması devam ediyor. Şimdi 100. duruşmadayız ve buradayız. Hrant Dink in öldürülmesine karışan ve bu cinayetle payı-parmağı olan herkes yargılanana ve mahkeme önüne çıkana kadar adalet yerini bulmuş olmayacak. Evet bu cinayetin tetikçileri cezalandırıldı. Fakat henüz, yani 13 yıl sonra, Dink cinayetinin ortamına hazırlayanlar onu bir kin-nefret objesi haline getirenler ve bu cinayetin ortağı olanlar yargılanmadı" diyerek dava sürecinden bahsetti.

100 duruşmadır adalet talep ettiklerini dile getiren Aydın, "Hrant Dink cinayetini tezgahlayanlar, cinayet mekanizmasını harekete geçirenler yargılansın ve cezalandırılsın istiyoruz. Hrant Dink için adalet talep etmekten vazgeçmeyeceğiz ve adaleti yerini bulana kadar bu davayı takip etmekten vazgeçmeyeceğiz" dedi.

JANDARMA İSTİHBARATÇISI GÖZALAN, HRANT'IN ADINI CİNAYETTEN ÖNCE DUYMAMIŞ

Duruşmada ilk olarak dönemin Trabzon Jandarma Görevlisi Hasan Gözalan, Trabzon'dan SEGBİS ile bağlanarak olarak dinlendi. Hrant Dink cinayetini televizyondan öğrendiğini iddia eden Gözalan, "Beni aradılar 'ihbar var' dediler, Samsun'da yakalanmıştı, Trabzon'dan biri öldürmüş. O zaman öğrendim. Harekat merkezinden aradılar, ihbar tutanağını çözmem için. Ben de gidip çözdüm" dedi.

Mahkeme başkanı, ihbarın geldiği tarih ile çözüm tutanağı arasında zaman farkının nedenini sordu. Gözalan ise çok zaman olmadığını iddia etti. Mahkeme başkanının, Mcdonald's saldırısına ve Yasin Hayal'e ilişkin bilgisi olup olmadığına ilişkin sorusuna ise Gözalan, "Bilgim yok" yanıtını verdi. Gözalan, "Yasin Hayal, McDonald’s bombalanmasıyla ilgili yer gösterme sırasında ben de vardım. Sonra tutuklandı. Çıktıktan sonra Teknik takibi gündeme gelmedi. İstihbarat değerlendirme toplantılarına katılırdım ama Hrant Dink adını duymadım" iddiasında bulundu.

GÖZALAN, AVUKAT BAKIRCIOĞLU'NUN SORULARINI YANITLADI

Ardından Dink ailesinin Avukatı Hakan Bakırcıoğlu, Gözalan'a soru sormaya başladı. Bakırcıoğlu, Gözalan'ın Trabzon İl Jandarma Komutanlığında hangi tarihe kadar görev yaptığını sordu. Gözalan, 2004-2010 yılları arasında görev yaptığını söyledi. Bakırcıoğlu'nun "Teknik İstihbarat birimi tam olarak ne görev yapar?" sorusuna Gözalan, "Teknik takip ve izleme yapar, teknik cihazlara el koyar" yanıtını verdi.

Bakırcıoğlu'nun "Suçu işlemeye ne tür işlemler yapardınız?" sorusuna Gözalan, "Bizim üzerimizde genelde terör vardı, biz terör amaçlı suçlarla ilgilenirdik" dedi. "Bir suçun işleneceğini öğrendiğinizde ne yapardınız?" sorusuna ise Gözalan, savcıya gidip bilgi verdiğini onun talimatı doğrultusunda işlem yaptıklarını söyledi.

Bakırcıoğlu, "Cinayeti televizyondan öğrendiğinizi söylediniz, sizi kim aradı?" diye sordu. Gözalan ise arayan kişinin ismini bilmediğini ancak harekat merkezinden bir görevlinin kendisini aradığını söyledi. Bakırcıoğlu da bu arama dışında kendisini arayan olup olmadığını sordu. Gözalan, aranmadığını savundu. Bakırcıoğlu, "İhbarın geldiği tarihten 9 gün sonra iletişim tespit tutanağının düzenlenmiş olduğu görülüyor, öncesinde bir tutanak düzenlendi mi?" diye sordu. Gözalan, "O gün yarım saat, bir saat sonra ihbar tutabağı düzenledik. Eminim, ben çözüm yaparken Samast Samsun'da yakalanmıştı" dedi.

PEK ÇOK SORUYA "BİLMİYORUM, HATIRLAMIYORUM" YANITI VERDİ

Gözalan tutanağa ilişkin üstlerine bilgi verip vermediğine dair bütün sorulara; bilgi vermediğini, böyle bir sorumluluğu olmadığını söyleyerek yanıt verdi. Bakırcıoğlu, Hrant Dink cinayetine ilişkin yaptıkları toplantıda gündeme gelip gelmediğini sorunca Gözalan da "Cinayet sonrası daha sonra müfettişler geldi. Basında haberler çıktıkça bizim şubede de çok konuşuldu bu cinayet. Toplantılarda konuşulduğunu hatırlamıyorum" yanıtını verdi.

Gözalan, çapraz sorgu boyunca pek çok soruya bilmiyorum-hatırlamıyorum biçiminde yanıt verdi.

İSTİHBARATÇI ERDOĞAN: YASİN HAYAL'İ ÖNCEDEN BİLMİYORDUM

Gözalan'ın ardından dönemin Trabzon Jandarma Görevlisi Uğur Erdoğan tanık olarak dinlendi. Duruşmaya Ankara'dan SEGBİS ile bağlanan Erdoğan, "İstihbaratta aşırı sol faaliyetlerde görevliydim. Hrant Dink'in adını cinayetten bir ay önce Okan Şimşek ve Veysel Şahin'in araştırması sırasında duydum. Bilgisayarından Hrant Dink ve Agos sayfalarına bakıyordu. Orada gördüm" dedi.

Erdoğan, mahkeme başkanı ile Dink ailesi avukatı Bakırcıoğlu'nun sorularına verdiği yanıtlarda şunları söyledi: "Trabzon'da 2005-2007 Temmuz'a kadar görevliydim. Tim Komutanı Gökhan Aslan'dı. Kendisi terör kısım amiriydi aynı zamanda, gerektiğinde MİT ve emniyetle bilgi paylaşımı yapılırdı. Pelitli’de haber kaynağım yoktu. Üniversiteden vardı. Ben üniversiteye bakıyordum. Yasin Hayal'i önceden bilmiyordum" dedi.

Erdoğan'ın ifadelerinin alınmasının ardından duruşmaya saat 14.00'e kadar ara verildi.

YUNUS DOLAR: ERCAN GÜN'ÜN HER ŞEYDEN HABERİ VARDI

Aranın ardından Eski İstanbul Güvenlik Şube Müdürü Yunus Dolar tanık olarak dinlendi.

Hrant Dink'in öldürüldüğü tarihte Erzincan'da şark görevinde olduğunu söyleyen Dolar, "Ercan Gün’ün kardeşiyle aynı katta çalışıyordum. Bazı isteklerimiz olduğunda Ercan Gün’e iletiyorduk. FETÖ ile ilişkisi vardı. Her şeyden haberi vardı. Ben de FETÖ davasından yargılandım. Etkin pişmanlıktan yararlandım" dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, emniyetçi sanıklardan isimler okuyarak tanık Yunus Dolar’a "FETÖ ilişkileri var mıdydı?" diye sordu. Dolar ise "Cemaatçı olduğunu net olarak söyleyebilmem için aynı ortamlarda bulunmamız lazım. Ahmet İlhan Güler de cemaatçiydi. Sonra bağlantısı koptu" dedi.

Dolar, Hrant Dink'e ilişkin sorulara, "Ülkü Ocakları başkanının 2004'de Şişli Agos gazetesinin önünde bir eylemi olmuştu. O dönemde tedbir amaçlı iki yazı yazmıştım. Biz azınlıklar büro olarak öneride bulunduk. 2005'te şark görevine gidene kadar bir tek bahsettiğim eylemi gördüm. Sonra da şarka gittim" dedi.

Dolar'ın "Ekrem Dumanlı ile kardeşi arasındaki haberleşmeyi de Ercan Gün yapıyordu" sözleri üzerine söz alan Gün, "Ben Kuleli Askeri Liseden FETÖ'cü olduğum için değil, yabancı dil problemi yüzünden atıldım. Söylediklerinin tamamı iftira. Cemaatin gazetesinde çalışmak, cemaatçilarla bir dönem ilişkide olmak örgüt üyeliği anlamına gelmez" dedi.

Duruşma yarın devam edecek.

CİNAYETİN ÜZERİNDEN YAKLAŞIK 13 YIL GEÇTİ

Davanın Avukatı Hakan Bakırcıoğlu; duruşma öncesi yaptığı açıklamada, bu duruşmada Trabzon İl Jandarma Komutanlığı görevlileri, Samsun İl Emniyet ve Samsun İl Jandarma Komutanlığı görevlilerinin ve 2 farklı şahsın tanık olarak beyanlarının alınacağını belirtmişti. Hrant Dink davasının ilk duruşmasının 2 Temmuz 2007 yılında görüldüğünü, ilk duruşmanın görüldüğü tarihin üzerinden 12,5 sene geçtiğini ve 19 Ocak’ta cinayetin 13. yılının dolacağını söyleyen Bakırcıoğlu, şöyle devam etti:

"Biz müdahil taraf olarak başından itibaren bu cinayette sorumluluğu olan tüm kurum görevlilerinin yargılanması gerektiğini söyledik. Fakat Hrant Dink cinayetinin önüne geçmeyen İstanbul Valilik görevlileri hakkında, MİT Trabzon Bölge Başkanı, MİT İstanbul Bölge Başkanlığı görevlileri hakkında iddianameler düzenlenmedi. Bu iddianamelerdeki eksikliklerden biridir"

Diğer eksikliğin de cinayete giden sürece zemin oluşturan, linç sürecini örgütleyenlerin soruşturulmaması ve onlar hakkında iddianame düzenlenmemesi olduğunu söyleyen Bakırcıoğlu “Bugün görülmekte olan davalar önemlidir. Fakat ciddi eksiklikler içermektedir. Bütünlüklü bir yargılama gerçekleşmemektedir. Eğer bu eksiklikler giderilmez, iddianameler düzenlenmezse çıkacak olan karar da eksik olacaktır. Dolayısıyla cinayetin bütünlüklü yargılanması gerçekleşmemiş olacaktır” diye konuştu.  

Bu davaların tamamının 2007 yılında açılabileceğini ve yargılamanın sonlanmış olabileceğini aktaran Bakırcıoğlu "Fakat her şeye rağmen biz doğru karar çıkmasını, kısa sürede karar alınmasından daha önemli buluyoruz" dedi.

ÖNCEKİ HABER

Birleşik Krallık seçimleri: Sosyal bütçe ve zenginden fazla vergi tartışılıyor

SONRAKİ HABER

Gazeteci örgütleri AYM’nin faiz kararına tepki gösterdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa