Prof. Yeğen'den "Saray'a giden CHP'li" yorumu: İktidar manipülasyondan medet umuyor

Meltem AKYOL
İstanbul

CHP’de Rahmi Turan’ın “Saray’a giden CHP’li” haberi sonrası başlayan tartışma hem AKP cenahından hem de CHP içerisinden yapılan açıklamalarla büyüyor.

Tartışmaları Evrensel’e değerlendiren Prof. Dr. Mesut Yeğen’e göre ortada faili belirsiz de olsa, bir kumpasın olabileceğinin işaretleri var. “Cumhur İttifakı yeni partilerin kurulmasıyla yaşayacağı kayıpları CHP ulusalcılarıyla kapatmanın peşine düşmüş durumda” diyen Yeğen, “Başkanlık sisteminin ferah feza bir geleceği olmadığı belli; lakin ittifak sözünü ettiğim türden manipülasyonlarla geleceğe taşınmaya çalışılıyor” ifadelerini kullandı.

“KAYIPLARINI CHP ULUSALCILARIYLA KAPATMANIN PEŞİNDE”

Prof. Dr. Mesut Yeğen, olayın ‘polisiye’ kısmını bilmeye imkan olmadığının altını çizdi.

“Gerek olayın gerçekleşme biçimine dair ortaya çıkan detaylar, gerekse de ardından başlayan tartışma ortada sorumsuz bir gazetecinin yalan haberinden fazla bir şey olduğuna işaret ediyor” diyen Yeğen, haberin yapılmasındaki karmaşık süreç ortada, faili belirsiz de olsa, bir kumpasın olabileceğine işaret ettiğini söyledi. Yeğen sözlerini şöyle sürdürdü: “Haberin yayımlanmasının ardından yaşanan tartışma, bu tartışmada başrolleri paylaşan aktörler ve kumpasın, Kılıçdaroğlu’na yönelik “Milli güvenlik meselesidir” ithamından sonra gelmesi ise muhtemel kumpasın esas hedefinin CHP’nin mevcut yönetimi olduğunu gösteriyor. CHP’nin yerel seçimlerde Cumhur İttifakını yenilgiye uğratan bir siyaseti inşa edebilmiş oluşu ve bu siyaseti devam ettirmek maharetini gösterebilme ihtimali Cumhur İttifakını ve CHP’yi başarısızlığa mahkum etmiş ulusalcı aklın temsilcilerini aynı anda rahatsız etmişe benziyor. CHP’nin yaklaşan kurultayı Cumhur İttifakını ulusalcılığa kapanmadan yenilgiye uğratma becerisini gösteren mevcut anlayışın CHP’de kalıcılaşmasının önünü açacağından, bu günler hem Cumhur İttifakı hem de CHP’nin klasik ulusalcıları açısından son hamle anı olarak görülüyor belli ki.”

“Haberden sonra başlayan tartışma, CHP’nin ulusalcılarını CHP’den koparmaya matuf bir sürecin başladığını gösteriyor” diyen Yeğen, “Dolayısıyla kanaatim şu: Yalanlanan haber bir kumpas değilse bile bu süreci başlatan bir fırsata çevrilmiş durumda. Belli ki, kumpas olsun olmasın, olan her neyse onun üzerinden Cumhur İttifakı yeni partilerin kurulmasıyla yaşayacağı kayıpları CHP ulusalcılarıyla kapatmanın peşine düşmüş durumda. CHP’nin ulusalcıları da kurultayı mevcut yönetimin dengesini bozmak, olmadı CHP’den ayrılmak için bir fırsata çevirmek istiyor gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

“ERDOĞAN’IN ELİNDEKİ TEK ENSTRÜMAN MANİPÜLASYON”

“Memleket siyaseti 28 Şubat sonrası günlerine döndü” değerlendirmesi yapan Yeğen, gerekçesini ise şöyle açıkladı: “Ak Parti malum zemin ve destek kaybediyor ve bunu durdurmak için pozitif bir siyaset üretme becerisi ve niyeti kalmamış görünmüyor. Yüzde 51’i ikmal etmek için sığınılan tek liman artık beka meselesi ve o da tepe tepe kullanıldığı için artık işe yarayacağa benzemiyor. Bu durumda Ak Parti’nin, Erdoğan’ın elindeki tek enstrüman diğer aktörleri maniple etmek, oralarda çatlaklar oluşturmaktan ibaret görünüyor. Hatırlarsanız 28 Şubat sonrası Türkiye siyaseti de bu türden manipülasyonlarla ayakta kaldı. Ta ki 2002’ye, manipülasyonlardan medet uman bütün aktörleri silip süpüren seçimlere kadar. Bugün de benzer bir süreçte olduğumuzu düşünüyorum. Cumhur İttifakının, başkanlık sisteminin ferah feza bir geleceği olmadığı belli; lakin ittifak sözünü ettiğim türden manipülasyonlarla geleceğe taşınmaya çalışılıyor. Söylediğim şu: Türkiye’nin bütün temel meseleleri yerli yerinde duruyor ve lakin mevcut iktidarın bu meselelerle ilgili pozitif bir önermesi yok. Bu durumun 28 Şubat sonrasına benzer bir siyasi çürümeden başka bir şey üretmesi mümkün değil.”

“CUMHUR İTTİFAKININ KRİZİ CHP TARTIŞMALARI İLE ÖRTÜLEMEZ”

CHP içerisindeki tartışmaların, kriz gündemi ile AKP içerisindeki tartışmaları örtmek için yapılıyor iddialarına ilişkin de konuşan Yeğen’e göre “Cumhur İttifakının krizi CHP’deki tartışmalarla üstü örtülmeyecek kadar büyük, nitelikli bir kriz”. Yeğen gerekçelerini de şöyle açıkladı: “2015’ten beri uygulanan baskı rejimine, korkutmalara, beka söylemine, onca askeri harekata rağmen ittifaka destek yüzde 50’ler civarında kalmaya devam ediyor. Üstelik, malum kısa zaman içinde Ak Parti tabanının bir kısmını da hedefleyen iki yeni parti sahne alacak ve yine üstelik Suriye’de daha fazla askeri harekat yapmanın imkanı kalmış görünmüyor. Bütün bunlara giderek ağırlaşan ekonomik durumu da ekleyince çok değil birkaç ay içerisinde Cumhur İttifakının krizinin örtülemeyecek büyüklükte bir kriz olduğunun herkes tarafından görüleceğini düşünüyorum.”