27 Ekim 2012 09:08

Farklı ışık nü ve erotizmi ayırır

Burak Karakurt

“Nü” fotoğraf çalışmaya sizi çeken ne oldu?
Lise çağlarımdaydım. David Hamilton’un bir kitabı elime geçmişti. Fotoğraflar çok estetikti. O günden sonra bende nü fotoğrafa karşı izleyici olarak bir ilgi başladı. Yıllarca öyle sürdü. Bir gün, “Artık kendim için bir şeyler yapmak istiyorum” dedim.  İş hayatından bunalmıştım. Ve fotoğraf çekmeye karar verdim. Doğal olarak, yıllar önce beni etkileyen o kitabın içgüdüsel yönlendirmesiyle, nü kategorisini seçtim. Işığın insan vücuduyla dansı muhteşem bir görüntüdür. Bu görüntüyü estetiğin doruğunda dondurup geleceğe hediye etmeye çalışıyorum. Bunu her zaman başarabilmek mümkün değil tabii ki! Ama önemli olan bu yolda alınan keyif, yaşanan mutluluktur.

FOTOĞRAF BİR DİLDİR

Son çalışmalarınızda belgesel fotoğrafları da görüyoruz... Fotoğraf çekmekteki derdiniz yalın bir çıplaklığı anlatmak mı?
Ben fotoğrafa içine girdiğimiz çarklardan kurtulmak için başladım. Bize dayatılan yaşamın bir dönem beni mutlu ettiğini zannediyordum. Sonra sadece beni heyecanlandıracak, mutlu edecek şeyleri yapmaya karar verdim. Bu başta nü fotoğraftı, sonradan belgesel fotoğraf oldu. Yarın fotoğraf değil de başka bir şey de olabilir. Fotoğraf bir dildir. İngilizce, Fransızca, Türkçe gibi.

Sanatsal nü ve pornografiyi ayıran çizgi nedir?
Bu kelimelerin sözlük anlamlarını fazla dikkate almadan, benim için ne ifade ettiklerini açıklamaya çalışayım. Bu kavramların anlamları kişiden kişiye değişiklik gösterebileceği için evrensel bir saptama yapmak çok doğru olmayabilir. Bence fotoğrafta bu terimler arasındaki farkı ortaya koyan en önemli unsur ışıktır. Aynı poz farklı ışıklarda nü ve erotizm arasında gezinebilir. Hatta, pornografik bir fotoğraf bile, doğru ışıkta artistik nü kategorisine girebilir. Aslında burada önemli olan, fotoğrafı çekenin ne vermek istediğidir. Çünkü nü fotoğrafta izleyicilerin düşünceleri çok değişkenlik gösterir. Bazıları, tamamiyle çıplak bir modelin fotoğrafına sanatsal gözle bakarken, bazıları ayak parmağında erotizm arayabilirler.

Modellerinizi nasıl buluyorsunuz? Bu konuda sıkıntı çekiyor musunuz?
Başlarda çok sıkıntı çektim. Ama artık model bulmakta zorlanmıyorum. Çünkü daha önce çalıştığım modellerle iyi bir frekans tutturduk. Güzel işler yaptık. Çekimlerimde çok titiz davranıyorum. Aceleye getirmiyorum. Çekim öncesinde modelle bir aya kadar uzayan görüşmelerimiz oluyor. Ayrıca çekim sırasında ve sonunda fotoğrafları modellerimle paylaşıyorum. Beğenmedikleri fotoğrafları hemen siliyorum. Bu onların bana daha fazla güven duymasını sağlıyor. Özellikle nü fotoğrafta modelin fotoğrafçıya güven duyması çok önemlidir.

‘NASIL BAKAYIM ABİ’

Çekimler esnasında unutamadığınız bir anınız var mı?
En komiği Venedik’te oldu. San Marco yakınlarındaki dört katlı bir binanın çatısında çekim yapıyordum. Üç kişiydik, modelim, bana asistanlık yapan İtalyan arkadaşım ve ben. Karşıdaki binayla aramızda kanal vardı ve o binanın çatısında bir işçi kiremitleri tamir ediyordu. Modelin soyunup poz vermesiyle beraber işçi işini bırakıp bizi izlemeye başladı. Bunun üzerine İtalyan arkadaşım kendisine İtalyanca “İşine baksana kardeşim” gibi bir şey söyledi. İşçi de bize döndü ve Türkçe “Nasıl bakayım abi” dedi.

Güney Amerikayı baştan sona fotoğrafladınız, ve dünyanın bir çok ülkesini de, fotoğraflarınızda değişmeyen ne oldu?
Heyecan. Değişmeyen tek şey fotoğraftan aldığım heyecan ve mutluluk oldu.

Allianoi, Kaz Dağları, Tuz Gölü ve Hasankeyf yaptığınız fotoğraf çekimlerinde objektifinize neler yansıdı?
Objektifime duygu ve düşüncelerim yansıdı. İçimi acıtan şeyler objektifimin ucunda fotoğrafa dönüşüp dilleniyor.

Şimdilerde Niko Guido Yazıları adında bir sayfanız var Facebook’ta.. Buradan güncel siyasi konularda yazılarınızı paylaşıyorsunuz? Fotoğraf birşeyleri anlatma çabanıza yetmedi mi?
Yetmedi. Yazılarım bu yetmeyişin bir sonucu olarak ortaya çıktı. İçimde biriken, haykırmak istediğim şeyler o kadar büyüdü ki fotoğraftaki hazırlık devresini bekleyecek sabrı kalmadı. Patlama yaşandı. Toplum olarak hepimiz bu durumdayız.

SÖMÜRÜ DÜZENİNE ‘DUR’ DİYECEĞİZ

Gerçekleştirmek istediğiniz, hayalini kurduğunuz projeler var mı?
Elbette bunu ilk sizle paylaşıyorum. Çağdaş Fotoğrafçılar adında bir fotoğraf grubu kurup, ülkemin sıkıntılarına fotoğraflarla dikkat çekeceğim. Onlarca, yüzlerce, binlerce fotoğrafçı  arkadaşımla insanın insanca yaşamasına engel bu sömürü düzeninin oyunlarına “Dur” diyeceğiz, onları deşifre edeceğiz.


SADECE BİZİ YALNIZ BIRAKIN

Son gidişimde, yüzünden otuzun üzerinde ameliyat olmuş bir Iraklı şöyle dedi:
“Sizin medeniyetinizi, paranızı, modern yaşantınızı istemiyoruz. Sadece bizi yalnız bırakın!”
Guido, Körfez Savaşı’nın ardından Ürdün’ün başkenti Amman’a giderek, plastik cerrahi ameliyatları geçirmiş Iraklıların portre fotoğraflarını çekmiş. Fotoğrafı çekilen her Iraklının 5 dakikalık ses kaydı da alınmış. Yaralı sivil Iraklılar, bombadan önceki hayatını ve bombanın ardından hayatlarının nasıl değiştiğini anlatmış. Guido, bu fotoğraf ve ses kayıtlarından oluşturduğu “Leave Us Alone” isimli projeyle, “Savaşa Hayır!” demeye hazırlanıyor. Irak’ta yaşanan savaşın 10’uncu yıldönümünde, 23 Mart 2013’de, Türkiye’de ve dünyanın önemli şehirlerinde sergiler açarak bu savaşın sivillerin hayatını nasıl etkilediğini gösterecek. Proje için yurt dışında ve yurt içinde tiyatrocularla, sanat galerileriyle, fotoğraf dernekleriyle, üniversitelerle, savaş karşıtı derneklerle, belediyelerle ve basınla kontağı olan gönüllülere ihtiyacı var.

Gönüllü olmak için; [email protected] adresinden Guido ile iletişime geçebilir, www.leaveusaloneproject.com adresinden projenin detaylarına ulaşabilirsiniz.


FOTOĞRAFLA ÖYKÜSÜ 40'INDAN SONRA BAŞLADI

Bu zor uğraş onun için ışık ve insan vücudunun muhteşem dansı, o bu dansı geleceğe hediye ediyor. Guido’nun fotoğrafla öyküsü 40 yaşından sonra başlıyor. Türkiye’de nü fotoğraf sanatında yakaladığı başarısı, onu uluslararası fotoğraf çevrelerinde de saygın bir yere getirmiş. Fransa’da yayımlanan ve dünya sanat çevreleri tarafından nü fotoğraf, resim ve heykel sanatında önemli bir referans olarak kabul edilen Nude Art Today adlı kitap 2008-2009 baskısında Niko Guido’ya iki sayfa ayırmış. Guido’nun derdi anlatacaklarının olması; Kaz Dağlarındaki altın arama çalışmalarını protesto etmek için çektiği ‘Ölü Altın Bedenler’, Allianoi’nin sular altında kalmasını protesto etmek için çektiği fotoğraflar ve Tahtalı Baraj Gölü’nde küresel ısınmaya dikkat çektiği fotoğraflar bunun birer örneği...

Evrensel'i Takip Et