29 Kasım 2019 20:11

İnşaat mühendisliğinden memleket manzaraları

Şimdi kendisi için söylenen “gelecek garantisi”, “her yerde iş var” söylemlerinin yerinde ancak yeller esiyor. Bahsettiğimiz bölüm tabi ki de İnşaat Mühendisliği Bölümü.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Melike YILDIRIM

Ferhat DOĞAN

Çukurova Üniversitesi

Bir kaç sene öncesine kadar iş garantili görülen bir üniversite bölümü. Bu kadar popüler olmasında birçok etken sayılabilirken şimdi ise kendisi için söylenen “gelecek garantisi”, “her yerde iş var” söylemlerinin yerinde ancak yeller esiyor. Bahsettiğimiz bölüm tabi ki de İnşaat Mühendisliği Bölümü. Ekonomik kriz ile birlikte sektörün durma noktasına gelmesiyle, üniversite tercihleri sırasında gençler ve aileleri tarafından eskisi kadar tercih edilmezken kontenjanlar boş kaldı. Ekonomik kriz, öğrencilere yansıması, işsizlik bölüm öğrencilerinin geleceğe dair düşüncelerine ışık tutarken eğitimin niteliği de bir o kadar eleştirisi konusu. Çukurova Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğrencileri Fatma (2. Sınıf), Yusuf (3. Sınıf) ve Cansu (4. Sınıf) ile tüm bu gelişmeleri tartıştık.

“KENDİ HAYATIMIZA BAKMAK YETERLİ”

Sizce ülkede ekonomik kriz var mı? Varsa öğrencilere etkisi nasıl?
Yusuf: Ekonomik kriz var. Alım gücü ölçüt olmalı bu konuda. Kendi hayatımıza bakmak yeterli. Önceden rahatlıkla alabileceğimiz bir şeyi şu an alabiliyor muyuz? 500 TL burs hiçbir şeye yetmiyor. Bu bile enflasyonun ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor. Sektör olarak bakacak olursak zaten büyük bir kriz var. Bu hükümetle birlikte inşaat sektörü ekonominin lokomotifi olarak görülüyordu. Bugün yaşadıklarımız neoliberal politikaların sonuçları aynı zamanda. Ve bu dönemlerde şovenizm, milliyetçilik artırılarak krizin üstü örtülmek isteniyor.
Fatma: Burs alıyorum, geçen yıl aldığım burs yetiyordu, bu yıl ise yetmiyor. Yurtta kalıyorum. Yurt ücretleri arttı, yurt yemek ücretleri de arttı. Ulaşım ücretlerine zam geldi. Zamların sebebi ekonomik kriz. Burslara yapılan 50 liralık zam yetmez. Burs 1000 lira olmalı ki krizden etkilenmeyelim.
Cansu: Bence de ekonomik kriz var. Bunun sebebi de özelleştirmeler ve dışa bağımlılık, üretim kaynaklarının satılması. Öğrenciyken çalışma oranında da artış var. Çünkü öğrencilere burs yetmiyor.  Ben aile yanında yaşıyorum bu nedenle harcamalarım sadece sosyal hayatıma gidiyor ama kredi alıyorum ve mezun olunca bunu ödeyemeyeceğimi düşünüyorum. 

Peki, ekonomik krizden nasıl çıkılır, bu konuda neler söylersiniz?
C: Amerika’nın dediklerini yaparsak ekonomi düzelir. 
Y: Ekonomik krizden üretim yapılarak çıkılır. Ülkede göbeğinden bir dışa bağlılık var. Bu bitmediği sürece ülkede kalkınma olmaz. Bu yönetim böyle giderse şu an da ekonomik krizden çıkıyor olsak bile 10 yıl sonra yine gireriz. Kalifiyeli eleman yetiştirilmesi artarsa üretim de artar.
C: Şehrin ekonomisini öğrenciler yönetiyor. Bu nedenle şehri canlandırmak için üniversite açıyorlar. 

“SEKTÖR BÜYÜK FİRMALAR İÇİN CANLI”

Gelecek kaygısı duyuyor musunuz?

C: Nüfus artıyor bu nedenle şehirdeki her boşluğa bina yaparak para kazanıyorlar. Sektör büyük firmalar için canlı ancak bizlerde gelecek kaygısı var. Bölümü isteyerek seçtim. Ben birinci sınıftayken sektör iyiydi ama bu yıl staj yapacak yer bile zor buldum. Mezun olduktan sonra beni işsizlik bekliyor. Bulsam da hak ettiğim karşılığı alamayacağım, düşük ücrete çalışacağım. Teknisyen iki yıl okuyor ama benden fazla maaş alabiliyor çünkü müteahhitler her işi onlara yaptırıyor. Teknisyenler ucuz iş gücü olarak görülüyor. 
Y: TMMOB'un belirlediği asgari ücret var. 4250 lira bu rakam ama özel sektör 2000 veriyor. İşe alımlarda sıkıntı var. Haliyle gelecek kaygısı yaşıyor öğrenciler.

Peki, işsizlik ve düşük ücret sorunu nasıl biter?

C: Emekli olup hala çalışanlar var. Gençlerin önünü açmak lazım. Çok fazla mezun var dendiği gibi. 
Y: Bu yönetim sistemi devam ettiği sürece asla bitmez. Bütün sorunlar birbirini besleyen şeyler. Türkiye’deki sorunların üstü örtülmeye çalışılıyor. İşsiz sayısını düşük göstermek için devlet üniversite ve kontenjan sayısını artırıyor. Mezun sayısının artması iş gücünün ucuzlamasına sebep oluyor. Önceden dediğim gibi üretim artırılmalı.
F: Rekabet var ve olmalı. Mezun olanlar nitelikli mühendis değil. Uygulamalı eğitim az. Öğrenciler kendini geliştirip iyi mühendis olmalılar.
Y: Ama rekabet insanların yaşam koşulları üzerinden oluşturuluyor. Yükü mühendise atmaktansa eğitim kalitesinin artması lazım. 

“İŞ GÜVENLİĞİNE ÖNEM VERİLMİYOR”

Geçtiğimiz hafta Antep'te cami inşaatında iskele çökmesi sonucu inşaat mühendisi hayatını kaybetti. Bu konuyu nasıl değerlendirmek gerekiyor?

C: Yapı denetimde staj yaptım. Örnek vereyim, İş güvenliği kontrolü yapıyordu, sorunları bildiriyordu ama müteahhit rüşvet vererek işini hallediyordu. Büyük şantiyeler dışında iş güvenliğine önem verilmiyor, kontrol ve düzenlemede olmayınca böyle sonuçlar ortaya çıkıyor. 
Y: Aynı zamanda işçiyim, yazları şantiyelerde çalışıyorum. İşi kaybetme korkusu işçiye her şeyi yaptırıyor. İş güvenliği malzemeleri pahalı olduğu için müteahhit almıyor. Hem devlet kurumlarında hem özel sektörde rüşvet oluyor. Kazalar konusunda suç işçiye, mühendise yükleniyor. 


"Örgütlülük ile değiştirebiliriz"

Genç-İMO Çukurova Üniversitesi temsilcisi Sema Sapıtmaz ekonomik kriz ve gelecek kaygısına ilişkin şunları söyledi: “Bizler genç-İMO'da toplumcu mühendislik üzerine çalışmalar yapıyoruz. Örgütlülük çalışmalarımızda toplumsal mücadelenin bir parçasıyız. Ancak bugün ülkemize yaşanan ekonomik kriz insanların kendi ihtiyaçları dahi karşılamasına engel oluyor. Öğrenciler kültür-sanat etkinliklerine katılamıyor, kitap alacak parayı bulamıyor. İnsanlar bu dönemde bir hayat mücadelesi içerisine giriyor, herkes evine ekmek götürme derdine düşüyor. Böylesi dönemlerde artmış olsa da gelecek kaygısı her sektörde var. İnşaat sektöründe ise krizle birlikte daha çok hissedilir bunları örgütlülük ile değiştirebiliriz.”

ÖNCEKİ HABER

Bursa'da ŞÖNİM müdürü, 11 kadın çalışanı taciz ettiği gerekçesiyle açığa alındı

SONRAKİ HABER

Hollanda'nın Lahey kentinde bıçaklı saldırı: En az 3 yaralı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa