Tuzla'da işçi önderi Memet Kılınçaslan anıldı
İşçi önderlerinden ve EMEP kurucularından Memet Kılınçaslan Tuzla'da anıldı. Anmada konuşan Evrensel Yazarı İhsan Çaralan, "Onun karşı çıktığı sendikal bürokrasi AKP’nin yedeği olmuştur" dedi.
EMEP İstanbul İl Yöneticisi Ali Doğan (solda) ve Evrensel Yazarı İhsan Çaralan (sağda) | Fotoğraf: Erman Türkmen/Evrensel
İşçi sınıfının önderlerinden ve EMEP kurucularından Memet Kılınçaslan, ölümünün 13. yıl dönümünde Tuzla'da anıldı. Anmada konuşan Evrensel gazetesi Yazarı İhsan Çaralan, "Kılınçaslan’ın karşı çıktığı sendikal bürokrasi AKP’nin yedeği olmuştur" dedi.
İşçi sınıfının mücadeleci önderlerinden, İstanbul Eski İl Başkanı Memet Kılınçaslan ile 9 Kasım'da yaşamını yitiren EMEP MYK Üyesi Metin İlgün ve EMEP Pendik Eski İlçe Başkanı Fazlı Aksoy Tuzla’da anıldı. EMEP Tuzla İlçe Örgütü binasında yapılan anmaya Evrensel gazetesi yazarı İhsan Çaralan katıldı.
"MÜCADELESİ SENDİKAL ANLAYIŞIN TEMSİLCİLERİNDEN BİRİ OLMUŞTUR"
Anmada, Memet Kılınçaslan ve Metin İlgün için hazırlanan sinevizyon gösterimi yapıldı. Gösterimin ardından konuşan İhsan Çaralan, Memet Kılınçaslan için şunları söyledi:
"Kılınçaslan denildiğinde devrim ve sosyalizmi betimleyen afişlerden çıkmış bir işçi sembolünü görürüz. Sembol elbette ki tek başına yetmez, devrim ve sosyalizm fikrinin ve onun ideolojisi ile birlikteliğinde anlam bulur. Konuşmasında bir işçinin anlayabileceği kadar basit ama uğruna mücadele ettiği işçi sınıfının ideolojik fikrini çok net olarak ortaya koyan bir işçi lideriydi. Yasaklı 1 Mayıs kutlamalarında en ön safta olan Kılınçaslan, mücadeleci sendikal anlayışın temsilcilerinden biri olmuştur. Elbette ki 1989 bahar eylemlilikleri ve yasaklı 1 Mayıslar var olan sendikal anlayışı da mücadele etmek zorunda bırakmıştır. Ancak bu dönemde beliren siyaset üstü ve ekonomik haklarını temel alan sendikal anlayışa karşı Kılınçaslan sendikaların işçi sınıfının sermayeye ve sömürüye karşı mücadele merkezlerinden bir olduğunu ifade eden az sayıda sendikacılardan olmuştur"
Çaralan, Kılınçaslan'ın ve yine mücadeleci sendikacılardan Sabri Topçu'nun işçilerle kurduğu bağla ilgili olarak şunları söyledi:
"İşçilerle birlikte yürümesi diğer sendikacıları da bu yönde tutum almaya yöneltmiştir. O dönem Gerçek dergisini çıkarırken hem dikkatli okuyup hem de yer yer eleştirmiştir. Emek Partisi kuruluş aşamasında da aktif bir biçimde rol almıştır. Partimizin iki ana damar üzerinden kurulduğu düşünüldüğünde bir taraftan işçi sınıfının mücadelesinin önderlerini, diğer geçmişteki devrimci hareketin en ileri unsurlarının birleştiği partimizde Kılınçaslan, Topçu ile birlikte işçi sınıfının temsilcilerinden olarak partimizin kuruluşunda yer aldı"
"DAHA ÇOK MEMET’LERE, DAHA ÇOK METİN’LERE İHTİYAÇ VAR"
Çaralan, konuşmasında Metin İlgün'ü de andı. Çaralan, "Aynı koğuşta 4 yıl kaldıklarını ve cezaevi çıkışı Gerçek dergisinde çalışamaya başladığı belki de en son akla gelen bir işi, parti görevi olarak gördüğünden tereddütsüz kabul etmiştir. Ayrıca Metin, insanlarla çok çabuk ilişki kuran ve hemen hemen İstanbul’daki tüm emek ve demokrasi güçleri içinde tanınır ve saygı duyulan bir yanı vardır" dedi.
Çaralan, İlgün'ün parti yöneticiliğinde de yukarıdan yapılması gerekeni tarif eden ve kontrol eden bir yönetici olmaktan çok işin bizzat içinde olan bir yönetici olduğuna dikkat çekti. Çaralan, "Bugün de yitirdiğimiz yoldaşların yerini alacak yoldaşlarımız hem bugün içimizden hem de önümüzdeki süreçte hareket yükseldikçe yeni Memet’ler, Metin’ler Fazlı’lar çıkacaktır" dedi.
"3 KONFEDERASYONUN BİR ARAYA GELMESİ TABANDAKİ HOŞNUTSUZLUĞUN GÖSTERGESİ"
Konuşmasında güncel politik gelişmelere de değinen Çaralan, sendikal bürokrasi anlayışına dair eleştirilerini dile getirerek şunları söyledi:
"17 yıllık AKP iktidarı ile Kılınçaslan’ın karşı çıktığı sendikal bürokrasi AKP’nin yedeği olmuştur. İşçi hareketine karşı yığınsal bir işçi tepkisi de olmamıştır. Bu dönemde 16 grev yasaklanmasına rağmen AKP işçilerden çok yüksek oy almaya devam etmiştir. Bunda kuşkusuz ideolojik bağlılık yani din duyguları ve cemaatlerin etkisi olarak söyleyebiliriz. Ancak son dönemde bu bağda az da olsa bir kırılma söz konusudur. Örneğin işsizlik sigortasının kullanım şekli, EYT’lilerin durumu zam ve vergilerle ile işçi ve emekçilerin soyulmasının bu bağdaki kırılma da etkisi vardır. Kuşkusuz İstanbul seçim sonuçları da bu noktada önemlidir. Kırsal kesimde az bir düşme varken, sanayiinin yoğun olduğu ve AKP’nin güçlü olduğu illerdeki oy kaybından da anlayabiliriz. Yıllardan beri yan yana gelmeyen üç büyük konfederasyonun bir araya gelmesi de tabanda bu hoşnutsuzluğun göstergesidir"
Önümüzdeki dönemin tüm bu olumsuzluklara karşı mücadelenin yükseleceği bir dönem olacağını vurgulayan Çaralan, "Bu mücadele içinden yeni işçi önderleri ile mutlaka buluşmak ve onları işçi sınıfı partisinde örgütlenmesini sağlamalıyız. İşte Memet’i, Metin’i, Fazlı’yı anmak demek bu mücadeleyi büyütmekten geçer" dedi.
"SINIF MÜCADELESİNİ YÜKSELTMELİYİZ"
Deriteks Sendikası Tuzla Şube Sekreteri Haydar Canpolat ise Memet Kılınçaslan’ın deri işçileri içinde mücadeleci kimliği ile öne çıkan bir işçi önderi olduğuna vurgu yaptı. Canpolat, "Yitirdiğimiz işçi önderlerini anmanın yolunun bugünkü işçi sınıfı mücadelesini yükseltmekten geçtiğine dikkat çekerken direniş çadırları ile bilinen DERİTEKS’in birçok yerde direnişte olduklarını, işçi sınıfının haklarının gaspına karşı ortak mücadele önemlidir" dedi.
Canpolat’ın konuşmasının ardından söz alan işçi ve emekçiler de Memet Kılınçaslan, Metin İlgün ve Fazlı Aksoy ile ilgili anılarını ve düşüncelerini paylaştı.
(İstanbulEVRENSEL)