CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, Kaz Dağları direnişçilerini ziyaret etti
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, Kaz Dağları direnişçilerini, Kirazlı Balaban’daki direniş alanında ziyaret etti.
Fotoğraf: Evrensel
Seçkin SAĞLAM
Çanakkale
Kirazlı Balaban’da yaşam nöbetini sürdüren Kaz Dağları Direnişçileri, "Onlar ormandan gidene kadar, biz burayı terk etmiyoruz” demeye devam ediyor. Yaşam savunucuları önceki gün CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek ile Çan Çevre Derneği Başkanı Hamza Yıldız’ı ağırladı. CHP’li Erkek, “Termik santraller ve altın madenciliği, Kaz Dağları’nı, suyumuzu, toprağımızı, ormanlarımızı, geleceğimizi, çocuklarımızın geleceğini ciddi anlamda tehdit ediyor. Kaz Dağları çığlık atıyor, bunu bütün dünya duydu ama mevcut iktidar, yönetenler duymadı” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Avukat Muharrem Erkek, önceki gün Kaz Dağları Direnişçilerini, Kirazlı Balaban’daki direniş alanında ziyaret etti. Çan Çevre Derneği Başkanı Hamza Yıldız’ın da ziyaret ettiği direniş alanında, Kaz Dağları’na yönelik termik santral ve metalik madenciliğin tehditleri, çevrenin korunması, su, hava ve canlı yaşamının sürdürülebilirliği üzerine fikir alışverişinde bulunuldu. Ziyaret sırasında yaşam savunucularına açıklamada bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Erkek, “Kaz Dağları, ciddi tehdit altındadır. Bütüncül olarak baktığımızda, Kaz Dağları bir ekosistemdir. Burada tarihe, kültüre ve doğaya bir ihanet var. Kaz Dağları, Balıkesir ve Çanakkale’nin ortak dağlarıdır. Bu dağlarda, iktidar tarafından Biga Yarımadasında çok fazla sayıda arama, işletme ruhsatı verildi. Termik santraller ve altın madenciliği, Kaz Dağları’nı, suyumuzu, toprağımızı, ormanlarımızı, geleceğimizi, çocuklarımızın geleceğini ciddi anlamda tehdit ediyor. Kaz Dağları çığlık atıyor, bunu bütün dünya duydu ama mevcut iktidar, yönetenler duymadı. Onun için, bu haklı mücadeleyi, kararlılıkla sürdürmek gerekiyor. Bu konuda direnen, mücadele veren herkese sonsuz teşekkür ediyorum” dedi.
"BU MÜCADELEYİ ÜLKEMİZDE BÜYÜTMEMİZ GEREKİYOR”
“Hukuk mücadelesi, yargılamalar da devam ediyor ama Alamos Gold firmasının ruhsatı devam edecek mi, etmeyecek mi, zaman içerisinde göreceğiz” diyen Erkek, “Yargı bağımsız değil, sorun da burada aslında. Mahkemeler, bağımsız ve tarafsız hareket edemiyor. Tabi ki hukuk mücadelesine devam edeceğiz ama asıl mücadele, kamuoyunun, halkın mücadelesi olacak. Buraya çok büyük zarar verdiler. Ormanı yalnızca ‘ağaç’ olarak görmemek gerekiyor. Orman, toprağıyla, taşıyla, milyonlarca ve binlerce yılda oluşan bir yapıdır. Öncelikle ormanlarımızı koruyalım, ağaç dikmeye yine devam edelim. Kanadalı Alamos Gold firmasının burada devam edeceğini düşünmüyorum ama sorun sadece o da değil. Burada bütüncül bakmamız gerekiyor. Ruhsat sayısı 200 civarı söz ediliyor ama bu sayı, 200’ün de üzerinde. Bizim yalnızca bu alandan sorumlu Genel Başkan Yardımcımız, Denizli Milletvekilimiz Av. Gülizar Biçer Karaca var. O da bu konuda çok ciddi çalışmalar yürütüyor. Artık önümüzdeki yıl, ‘iklim yılı’ olacak. Tüm dünyada, ‘acil ilklim çağrısı’ yapılıyor. Bu mücadeleyi bizim de ülkemizde büyütmemiz gerekiyor. Çünkü böyle devam ederse, çocuklarımıza, gelecek kuşaklara sağlıklı, temiz bir çevre bırakamayacağız. Fakat, inanıyorum ki, sonunda iyiler kazanacaktır” dedi.
"İNSANLARIN DİRENME HAKKI VARDIR"
CHP’li Erkek ayrıca, “2020 yılı, özellikle iklim, ekoloji mücadelesiyle çok ağırlıklı olarak geçecek. Artık Türkiye’de de en önemli sorunlar, ekonomi, adalet ve çevredir. Bu konuda kamuoyunda da duyarlılık yükseliyor. Tek başına anlaşmaları imzalamak da yeterli değildir. Önemli olan zihniyet ve uygulamaktır. Onun için yönetim anlayışını ve zihniyeti değiştirmemiz gerekiyor. Türkiye’deki mevcut yönetim, bu sorunları çözebilme kabiliyetini yitirdi. Çağdaş demokrasilerde en önemli baskı unsuru, kamuoyu baskısıdır. Şiddet içermeyen ve kamu düzenini bozmayan her türlü demokratik eylem yapılmalıdır. İnsanların meydanlara çıkması da bir haktır. İnsanların direnme hakkı da vardır. İnsanların, çevre, doğa için mücadele etme hakkı vardır ve biz bunları destekliyoruz. Onun için sivil toplumun, demokratik kitle örgütlerinin, halkın demokratik eylemleri çok önemlidir. Yani halkın duyarlılığı ve kamuoyu baskısını yükseltmemiz gerekiyor” dedi.