"İşçinin iradesine karşı çıkan sendikacıları istemiyoruz"
Olağanüstü Kongreye götürülen Genel-İş Anadolu Yakası 1 No’lu Şube üyesi: En geri işçiyi bile örgütleyerek başarılı sonuçlandırdıkları iki toplu sözleşme belediyeyi ve genel merkezi rahatsız etti.
Fotoğraf: Evrensel
Kartal Belediyesi işçisi
Merhaba sevgili Evrensel okurları...
Ben Kartal Belediyesi işçisi ve Genel-İş üyesiyim. Bu hafta sonu gerçekleşecek olağanüstü kongre seçiminden ve nasıl bir sendika istediğimizden bahsetmek istiyorum. Yaklaşık dokuz ay önce yapılan Genel-İş Anadolu Yakası 1 No’lu Şube seçimlerinde seçilen mevcut yönetim ne oldu da birden olağanüstüye götürüldü? Yönetime gelir gelmez Kadıköy’de ve Ataşehir’de yapılan toplu sözleşmelerin de etkisi oldu tabii. Neden mi? Tabandan tavana en geri işçiyi bile örgütleyerek başarılı sonuçlandırdıkları 2 toplu sözleşmede de, KHK’lere rağmen haftalık çalışma saatinin 40’a inmesi, yol, yemek paralarındaki artış, seyyanen yapılan zam, disiplin maddeleri ve en önemlisi de temsilci, delege ve işçilerle birlikte şeffafça yapılan bir örgütlenme öne çıktı.
Tüm bunlar hem belediye yönetimini hem de maalesef Genel-İş Genel Merkez yöneticilerini epey tedirgin etti. Çünkü bu sefer karşılarında alışılagelmiş bir şube yönetimi ve işçi yoktu. Özellikle Ataşehir Belediyesinde işçiyi üç kuruşa çalıştıran, verdikleri üç kuruş ücreti de taksit taksit ödeyen belediye yönetimine karşı 1000’e yakın işçiyle birlikte, gerekli cevabı veren ve gerekli eylemleri yapan bir şube yönetimi, 2020’de 3 belediyede yapılacak toplu sözleşmelerde çok ciddi bir tehlikeydi onlar için.
Ataşehir Belediyesinde bina içinde çalışan işçileri, belediye başkanı ve başkan yardımcıları, müdürler ve şefler vasıtasıyla baskı kurup istifa ettirdiler. Bu istifalar yaşanırken delegelere “Siz sakın istifa etmeyin, şube için çarşamba günü olağanüstü seçim kararı alınacak sizler lazımsınız” diyen belediye yöneticileriyle, şubenin bile haberi yokken kimler hangi pazarlıkları yapmıştı? Bunu siz benden daha iyi bilirsiniz.
Peki biz işçiler nasıl sendikacılar istiyoruz?
- Kapalı kapılar ardında işçiden, temsilciden hatta şubeden habersiz TİS görüşmeleri yapmayacak.
- Yüzde 4 zamma mahkum edilen işçiler için yalandan yere bildiri yazıp fotoğraf çekip bunu kendi sayfalarında marifetmiş gibi yayımlamayacak.
- Ankara’dan gelip eylem ve grev kırıcılığı yapmayacak.
- Bir yandan bir düzen partisinde il başkan yardımcılığı yapıp diğer taraftan da yalandan yere sendikacılık yapmaya çalışmayacak.
- İşçilerin alın teri olan aidatlarla 250-300 bin liralık arabalara binip, en lüks otellerde kalıp, en lüks restoranlarda yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarında olup da çok zor şartlarda mücadele ediyoruz demeyecek.
- İşçisi, temsilcisi işten atıldığında haberi yokmuş gibi davranmayacak ve bütün örgütünün gücüyle orada olacak.
- Belediyede atılan işçileri ziyaret edip oradaki mücadeleyi güçlendireceğine, belediye başkanıyla açılışlara katılmayacak.
- Şube yöneticilerine otur maaşını al, sarfını yap ama sakın işçiyi bilinçlendirip örgütleme demeyecek.
- İşçinin 1 TL’si için mücadele edecek.
- İradenin kendisinde değil işçide olduğunu bilecek.
- İşçiler için mücadele eden şubelerin önünü kesip o şubeleri olağanüstü seçime götürmeyecek.
- O kurumun ve koltuğun kendisine bedeller ödeyen işçi sınıfının emanet ettiğini unutmayacak.
- Aldığı aidatları sadece işçiler için harcayıp, bu harcamaların hesabını verecek genel merkez yöneticileri ve sendikacılar istiyoruz.
Pazar günü olağanüstü seçime giden İstanbul Anadolu Yakası 1 No’lu Şube yönetimine de şunları söylemek istiyorum: Bu kısa sürede bizler için neler yaptığınızı ve ayın 8’inden sonra da neler yapacağınızı çok iyi biliyoruz. Bu direngen, mücadeleci ve dik duruşunuz için size teşekkür ediyoruz.
Bu süreçte hiçbir endişeniz olmasın. Arkanızda sizler gibi onurlu ve dik duran 6 bin işçi var, mücadeleniz mücadelemizdir.
Yaşasın sınıf dayanışması, yaşasın işçilerin birliği...