İlk kez Diyarbakır'da düzenlenen 12. Enerji Sempozyumu başladı
Elektrik Mühendisleri Odası tarafından "Enerji, Ekoloji ve Toplumsal Barış" temasıyla bu yıl ilk kez Diyarbakır’da düzenlenen 12’inci Enerji Sempozyumu başladı.
Fotoğraf: Evrensel
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine (TMMOB) bağlı Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) tarafından Diyarbakır'ın Sur ilçesinde düzenlenen 12. Enerji Sempozyumu başladı.
“Enerji, Ekoloji ve Toplumsal Barış” temasının işlendiği 3 gün sürecek sempozyuma, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Berdan Öztürk, HDP Diyarbakır İl Eş Başkanları Hülya Alökmen Uyanık ve Zeyat Ceylan, TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu temsilcileri ile çok sayıda akademisyen katıldı.
"ENERJİ SİLAHIYLA REHİN ALINAN SİYASETİ TARTIŞACAĞIZ"
Enerji Sempozyumu'nun Diyarbakır’da ilk kez düzenlendiğine dikkat çeken Düzenleme Kurulu Başkanı Arif Nacaroğlu, 3 gün sürecek etkinlikte, enerjinin yanı sıra siyasetin de tartışılacağını söyledi. Nacaroğlu, "40 konuşmacı ve 10 oturum olacak. Kirli hatta kanlı siyaseti tartışacağız. Enerji silahıyla rehin alınan siyaseti tartışacağız. Enerji politikamızdaki yandaşlığı, kadim kentlerin yok edilişini tartışacağız.Halktan yana doğruları söyleyeceğiz. Belki siyasetçiler bizi dinlemeyecek ama şurada duran Dört Ayaklı Minare daha birlerce yıl konuştuklarımızı gelecek kuşaklara taşıyacak” ifadelerini kullandı.
"DEMOKRASİ İÇİN TÜM GÜCÜMÜZLE DİRENECEĞİZ"
Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu Eş Başkanı Mehmet Orak da sempozyumun Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinde (DBB) yapılmasını plandıklarını ancak kayyum atanması nedeniyle organizasyonu bir otelde gerçekleştirmek durumunda kaldıklarını aktardı. Orak, "Siyasi iktidar tarafından seçimlerden hemen sonra darbe yapıldı ve ikinci kez kayyum atandı. İşte bizler böyle zorba, demokrasiden, haktan, hukuktan, adaletten, nasibini almamış zihniyetler tarafından hedef alınıyoruz. Bu ülke bizim, demokratikleşmesi için tüm gücümüzle direneceğiz” dedi.
"DAYANIŞMANIN ÖNEMİNİ BİLİYORUZ"
Bölge halkının 40 yıldır OHAL koşullarında yaşadığına değinen EMO Yönetim Kurulu Başkanı Gazi İpek, “Seçilmiş belediye başkanının görevden alındığı, yerine kayyum atandığı, tutuklandığı bir yerdeyiz. Şu an kürsüde olması gereken insanlar yok. Dayanışmanın önemini biliyoruz ve bunun için buradayız" ifadelerini kullandı.
"ENERJİ PİYASASI BU CENDEREDEN ÇIKMALIDIR"
Termik santrallerin bacalarına filtre takılmasını erteleyen AKP yasa tasarısının tepkiler üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından veto edilmesine de değinen İpek, "Garip bir durum. 6 yıldır filtre takılmıyor. Filtreler aşamalı biçimde halledilebilir. Enerji sektörü ciddi kriz içinde. Bakanlık firmaları kurtarmak için satın alma bir yana maliye bazlı enerji politikaları uyguluyor. Her zamdan sonra yeni zammı bekliyoruz. Zam gelmeye devam edecek. Türkiye enerji politikası, bu cendereden çıkarılmak zorundadır” dedi.
"KAYYUMLAR HUKUKİ DEĞİL SİYASİ"
Diyarbakır’daki kayyumların hukuki değil siyasi olduğunu belirten TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Karamaz da “AKP, 22 yılı tek adam, tek parti rejiminin inşası için kullandı. Ne zaman iktidarı sallansa bu yollara başvurdu. 15 Temmuz’dan sonra da aynı senaryolar devam etti. KHK’ler, barış akademisyenleri… Bölgedeki partilerin yöneticileri ve üyeleri tutuklandı” diye konuştu.
"EN ZİFİRİ DÖNEMLER, AYDINLIĞIN EN YAKIN OLDUĞU DÖNEMLERDİR"
Kürt sorununun çözümünün birçok sorunun çözümüne de yol açacağını belirten HDP Diyarbakır İl Eş Başkanı Zeyat Ceylan, "Toplumun nefes almaması, kimsenin iradeleşmemesi için savaşla, şiddetle, kayyumla saldırılar olacak. Tüm ilerici, demokrat, sosyalist ve komünistlerin bu sorunları çözmek gibi görevleri vardır. AKP-MHP bunun önüne geçmek için elinden geleni yapacaktır. Ancak ellerinde savaş politikaları ve diktatörlükten başka bir argüman kalmamıştır. En zifiri dönemler aydınlığın en yakın olduğu dönemlerdir” ifadelerini kullandı.
"İNSANLIĞIMDAN UTANDIM"
TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Doğan Hatun ise konuşmasında düzenleme kurulu üyelerine verdikleri emek için teşekkür ederek başladı. Hatun, devamında "4 yıllık savaş sürecinde bu savaşı nasıl belgelediğimize hepimiz bunlara tanıklık ediyoruz. Ama bunları sıradan bir şey gibi değerlendirmemiz utanç verici. Cizre’de insanlar diri diri yakıldığında… Hiçbir zaman insanlığımdan bu kadar utanmamıştım. İdil’e gittiğimizde kolluk kuvvetleri içme suyunu halka çok gördüğünde insanlığımdan utandım. Nusaybin’e gittiğimde boş bir arazi gördüğümde çok utandım. Sur içine giremediğimde hâlâ insanlığımdan utanıyorum. Biz bunları belgeledik. 3 gün önce bu yasak dördüncü yılını bitip beşinci yıla girdi” diye konuştu.
"DÜNYA VE TÜRKİYE'DE ENERJİ GÖRÜNÜMÜ" OTURUMU
Sempozyumun ilk gününde "Dünya ve Türkiye’de Enerji Görünümü" başlıklı oturum gerçekleştirildi. Oturumda konuşan Londra Enerji Kulübü Başkanı Mehmet Öğütçü,
Öğütçü, konuşmasında ülkelerin küresel enerji rekabetine değindi. Dünyanın Çin ve ABD ile iki kutuplu bir yapıya doğru ilerlediğini ifade eden Öğütçü, enerji alanında olası savaşların petrol-doğalgaz değil, kobalt-lityum savaşları olacağını söyledi. Kobalt ve toryumunun bulunduğu ülkelerin yeniden paylaşıma açılacağını anlatan Öğütçü, şöyle devam etti:
“Doğalgaz fazlası var, fiyatları düşmeye başladı. Yakıtların rolü değişti. Öngörülebilir geleceğimiz fosil yakıtlar hâlâ. Nükleer yeniden canlanıyor dinamik Asya ülkeleri ve Türkiye gibi yerlerde… Çin, iç bölgelerinde nükleeri durdurdu, kıyı bölgelerde devam ediyor. Türkiye gibi ülkeler kendi koşullarının dayattığı enerji kaynağını izlemek zorundalar. Milli ve yerli enerjiye katılamam, yerli ve milli enerji yoktur. Enerjinin maliyetine bakılmalı, bunu asgariye indirebiliyor musunuz? Enerji kesintisiz olmalı, çevre kirliliğine yol açmamalı."
"AKKUYU NÜKLEER SANTRALİ FİYAT KONUSUNDA DÜNYA PİYASASININ ÜZERİNDE"
Dünyada bir milyar insanın enerji ulaşımı olmadığını söyleyen Öğütçü, "Akkuyu projesi içinde siyasi bir durumun olmasından kaynaklı fiyat konusunda dünya piyasasının üzerinde. Türkiye’de böyle bir projeyi yönetecek ekip yok. Nükleer teknolojiyi hazmedecek şirketlerde yok. Atık konusu sıkıntılı... Eğer nükleere girildiyse bizim için önemli olan temiz, en ekonomik ve insan sermayesinin geliştirecek olmasıdır. Ben sürdürebileceğini sanmıyorum. AB'de de aynı sorun var. Uygulama imkanı çok zor. Enerji konusunda son trendleri takip etmek ve olabilirleri yapmaya geçmek gerekiyor” dedi.
"TÜRKİYE'NİN TERMİK SANTRALLERE İHTİYACI YOK"
EMO Yönetim Kurulu Başkanı Gazi İpek de "Türkiye’nin termik santrallere ihtiyacı yok. Bu yatırımların hepsi başka bir projeksiyonun parçası sürdürülüyor. Bu kalkınma ve büyüme modelleri uluslararası sermayenin ülke üzerindeki etkilerini görüyoruz. Ne zaman talep projeksiyonları abartılıyorsa ardından nükleer enerji santralleri gündeme geliyor. Dışa bağımlılık o zaman artıyor. Yüzde 75’lerdeyiz. Doğalgaz, kömürde özellikle... Dışa bağımlılık ölçüsünü de düzenlemek zorundasınız. Üretildiği yerde modelin kurulması lazım” şeklinde konuştu.(Diyarbakır/EVRENSEL)