Genel-İş üyesi işçiler: Entrikaları birliğimizle bozabiliriz

Osman DÜZGİDEN
İstanbul

Genel hizmet iş kolunda çalışan binlerce taşeron işçinin KHK ile düzenlemesiyle belediye şirketlerine geçmesinden bu yana, özellikle toplu sözleşme yetkisi alınan belediyelerde işçiler üzerindeki baskılar artıyor. Bu belediyelerden ikisi Ataşehir ve Maltepe... Bu iki yerde işçilerin mücadelesiyle imzalanan toplu sözleşmeler belediye başkanları ve yönetimleri tarafından yok sayıldı. TİS yok sayıldı, işçiler, ciddi hak kayıplarına uğradı. Bu kayıpların telafi edilmesi için Ataşehir Belediyesi işçileri, örgütlü oldukları DİSK/Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 1 No’lu şubeyle bir mücadele yürüttü.

Süreç içerisinde şubeye olağanüstü kongre kararı dayatıldı. Olağanüstü genel kurulu mevcut şube yönetiminden kurtulmanın bir dayanağı yapan genel merkez yönetimi, şubeyi CHP’li belediye yönetimlerine göre yeniden dizayn etmek istiyor. Keza bugün olağanüstü kongre kararı aldırtan çeşitli yönetim kurulu adaylarının belediye yönetimlerince desteklenmesi, el altında pazarlıklar yapılması, “4 liste ile seçime gidilmesi imajı yaratılması” da bunun planlı olduğunu ortaya koyuyor. Adayların bazılarına sınırsız izin verilmesi, belediye araçlarının kullanılmasına olanak tanınması, delegelerin idari binaya çağrılarak açıktan ya da gizli, tehdide varan konuşmalara maruz bırakılması karşılaşılan durumlar. Mevcut şube yönetimi ve işçilerin önemli bir kısmı da tüm bunlara karşı mücadele yürütüyor.

"BİZ KISKACA ALINMAK İSTENİYORUZ"

“Nasıl bir sendikal anlayış, nasıl bir genel kurul, nasıl bir mücadele hattı” soruları etrafında görüştüğümüz onlarca belediye işçisinin ortak talebi fotoğraf çektirmemek ve isim vermemek oldu. Bunun nedenini “Görülmemiş bir baskıyla karşılaşıyoruz” diye açıklıyor. Hatta bazı delegeler oy pusulalarının fotoğraflarıyla idari amirlere gelmeleri yönünde “kıskaca alındıklarını” söylüyor.

İşçiler mevcut şubenin genel kurula götürülmesinin çok yanlış olduğunda birleşiyor. İşçilerin bir bölümünde birbirilerine karşıymış gibi görünen adayların el altından pazarlık yaptıkları düşüncesi hakim. Bir işçi bazı adayların, delegelerin oyunu alabilmek için “Borcun varsa, kredi kartın limiti dolmuşsa hallederiz” gibi sözler söylediğini söylüyor. Delegelerden bazıları istismarcılığın tavan yaptığını belirterek, “Genel-İş’i CHP’nin arka bahçesine çevirmek istiyorlar” diyor.

Görüştüğümüz işçiler, “Ücretlerimiz zamanında ödenmiyor, TİS uygulanmıyor, işten atılan arkadaşlarımız var bir kez olsun direniş yerini ziyaret etmeyenlerin ve eyleme katılmayanların hangi yüzle aday olduklarına ya da olacaklarını anlamıyoruz” diyor.

İşçiler mevcut şube yönetiminin de eksikliklerinin olduğunu, TİS sürecinde inisiyatifi genel merkeze bırakmalarının yanlış olduğunu söylüyor. Bu eksiklerin bugün adaylıklarını açıklayanlar tarafından istismar edilmesine de hayli öfkeliler. Bu durumu şöyle yorumluyorlar: “İki başkan adayı aylardır seçimi kaybeden eski yöneticileri de yanlarına alarak işyeri işyeri, birim birim dolaşıp pazarlıklar yapıyor. Biz bu oyunlara gelmeyiz. Her şeyden önce eksiklikleri de olsa mevcut şube yönetiminin dürüst olduğunu, kirli hiçbir pazarlıkta olmadıklarını, hiçbir belediye başkanına yaslanmadıklarını, mücadeleci olduklarını biliyoruz.”

İşçiler ve delegeler, “Tek kaygımız belediye başkanlarının, özellikle de Ataşehir belediye yönetiminin genel kurulda etkin bir rol oynayacağı. Buna karşı birlik olmamız lazım. Böylece tüm entrikaları bozabiliriz” diyor.