06 Aralık 2019 00:13

İşçi mektubu: Türk-İş’te kişiler değil anlayış değişmeli

Altınyıldız fabrikasında çalışan bir işçi genel kurulunu gerçekleştiren Türk-İş'in durumunu yazdı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Altınyıldız fabrikasından bir işçi
Çerkezköy

On binin üzerinde tekstil işçisini ilgilendiren grup toplu iş sözleşmesi iki ay önce imzalandı. Sözleşme yasal açıklanan enflasyonun bile altında kaldı. İkramiye ve sosyal hakları hariç tutarsak asgari ücrete çalışıyorduk. Yüzde 8 zam geldi, ama yılbaşında asgari ücrete gelecek zammı dikkate alırsak yine asgari ücrete talim edeceğiz. TEKSİF şimdiye kadar 25 sözleşme yapmış ama işçi asgari ücretten kurtulamıyor.

Bizim örgütlü olduğumuz TEKSİF Sendikası Türk-İş’e bağlı. Genel Başkanımız da Türk-İş Yönetim Kurulunda. Yani TEKSİF neyse Türk-İş de o diyebiliriz. Bizim sözleşme döneminde olanları anlatırsam hem TEKSİF’in hem de Türk-İş’in nasıl bir yapıda olduğu görülür. Sözleşme döneminde bizim fabrikada bırakın taslak çalışması yapılmasını sözleşme imzalandıktan sonra bile sendikanın patrondan ne istediğini bilmiyoruz. Hâlâ da bilir durumda değiliz. Sendika nereden nereye indi bilmiyoruz. Sözleşme başladı gelişmelerden hiç haberdar olmadık. Sanki biz işçilerin değil de sendikacılar kendi sözleşmelerini imzalayacaklar. Pazarlık yapılan bizim ücretimiz ama hiçbir şeyden haberdar olamıyoruz. Sendika işçiden bu kadar kopuk, üyesine bu kadar değer veren noktaya geldi. Biz hem Türk-İş’in hem TEKSİF’in işçilerin sendikası olmasını, söz ve karar hakkının işçilerde olmasını istiyoruz. Bu olmadan hiçbir şeyin değişme şansı yoktur. Yöneticiler değişse de anlayış değişmeden hiçbir şeyin değişmeyeceğine inanıyorum.

Sorun sadece sözleşme tabii ki değil. İşten atılmalar devam ediyor, işsizlik rekor kırıyor, EYT’lilere hakaret ediliyor, kıdem tazminatına göz dikilmiş, işçinin bütün hakları elinden alınıyor. Ama en büyük konfederasyon olan Türk-İş’ten hiçbir ses çıkmıyor. Çıksa da sadece laf üretiliyor. Oysa biz Türk-İş’ten işçinin gücünü kullanmasını istiyor. Eğer Türk-İş harekete geçse sendikalı sendikasız bütün işçiler harekete geçer. Herkes burnundan soluyor. Bir fırsatını bulsa mücadeleye atılacak ama güveneceği kurum kalmadı. Türk-İş önce işçilere güven vermeli. En son asgari ücret meselesinde 2 bin 570 liranın altında hiçbir teklifi kabul etmeyiz diye açıklama yapıyor. Ama sen kabul etsen ne olur etmesen ne olur. İşverenler sendikası ile hükümet bir olup istediğini belirliyor. Sen kabul etmem yerine bu rakamın altında bir ücret belirlenirse greve giderim deyip bunun hazırlıklarını yap bakalım ne oluyor.

Başta da yazdığım gibi yöneticilerin değişmesi bizim için bir anlam ifade etmiyor. Asıl anlayışın değişmesi lazım. Kolay olmasa da bu değişim bizden başlamalı. Eğer biz fabrikalarda birlik olmaya başlarsak TEKSİF de, Türk-İş de değişir.

Ben EYT çalışmasının içindeyim. Burada bir yol katettik. Ama daha sonuç alamadık. Ama büyük bir birlik oluşturduk. Şimdi Türk-İş, EYT’lilerin istemleri için de mücadele etmeye başlamalı.

ÖNCEKİ HABER

Genel-İş üyesi işçiler: Entrikaları birliğimizle bozabiliriz

SONRAKİ HABER

İstanbul'da 3 aydır maaşlarını alamayan metro işçileri iş bıraktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa