Eser ve Topaloğu'nun tutuklanmasına tepki: Türkiye, gazeteci hapishanesine dönüştü
Mezopotamya Haber Ajansı Muhabirleri Sadiye Eser ve Sadık Topaloğlu’nun tutuklanarak, cezaevine gönderilmesine tepki gösteren gazeteci meslek örgütleri gazeteciliğin suç olmadığının altını çizdi.
Fotoğraf: MA
Mezopotamya Haber Ajansı Muhabirleri Sadiye Eser ve Sadık Topaloğlu’nun tutuklanmasına gazeteci meslek örgütlerinden tepki geldi.
Eser ve Topaloğlu’nun tutuklanması için gizli tanık yoluna başvurulduğunu ifade eden Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, “Bunun adı adalet, hukuk olamaz. Kimliğini dahi gizleyen bir kişinin suçlamalarıyla insanların özgürlüğü gasbedilemez. Aynı zamanda sendikamız üyesi olan Sadık Topaloğlu ve Sadiye Eser’in derhal serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi.
"ARKADAŞLARIMIZ GAZETECİDİR"
Son bir ayda 4 gazetecinin tutuklandığını ve yüzlerce gazetecinin cezaevlerinde olduğunu hatırlatan Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformundan (MKGP) Gülistan Azak, “Dün gazeteler bombalanıyordu, bugün ise gazetenin bombalanışının yıl dönümünde gazeteciler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor” dedi. Azak, “Gazetecilerin yaptıkları haberler suç olarak görülüyor, tutuklama gerekçesi sayılıyor. Türkiye, adli kontrol, denetimli serbestlik, yurt dışı yasağı gibi cezalarla gazetecileri kendi topraklarında, evlerinde, iş yerlerinde aslında yaşamın her alanında, her anıyla cezalandırıyor. Buradan bir kez daha söylüyoruz; arkadaşlarımız gazetecidir. Arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalı” diye konuştu.
"TÜRKİYE BİR HAPİSHANEYE DÖNDÜ"
Türkiye’nin gazeteci hapishanesine dönüştürüldüğünü dile getiren DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren, ülkede her gün gazetecilerin gözaltına alınarak tutuklandığını belirterek, buna karşı tepkilerin yetersiz olduğu eleştirisinde bulundu. Eren, Topaloğlu ve Eser’in gazeteciliklerine tanık olduklarını ifade ederek, serbest bırakılmalarını istedi.
"YARGILAMALAR SENARYO"
Özgür Gazeteciler İnisiyatifi Sözcüsü Hakkı Boltan, gazetecilerin tutuklanmasını “Özgür basına yönelik korkutma yöntemleri” olarak değerlendirdi. Yargılamaların senaryodan ibaret olduğuna işaret eden Boltan, “Bu senaryolara gizli tanık eklenerek özellikle de saha da etkin olarak varlık gösteren muhabirler hedef alınmaktadır” ifadelerini kullandı.
İktidarın özgür basına yönelik hesaplarının tutmadığını söyleyen Boltan, “İktidarın despot ve baskıcı bir iktidar olduğunu halk görüyor. Ve buna karşı da bir tutum takınıyor. Bu tutumun ön plana çıkması ve görünür kılınmasında özgür basının rolü ve çalışması çok önemlidir. Özgür basının boyun eğmemesi ve dik durması, iktidarın bu baskı politikasını boşa çıkaracaktır” şeklinde konuştu.
MLSA: UCUZ VE HUKUKSUZ
Medya Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Eş Koordinatörü Avukat Veysel Ok, Kürt gazetecilerin yargılamalarına dikkati çekerek, gizli ya da açık tanığın kimliği, beyanı, hiç sorgulanmadan ve mahkemelere getirilmeden sadece bu beyanlar esas alınarak gazetecilerin “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklanıp ceza alabildiklerini ifade etti. Birçok Kürt gazeteci davasının temel konusunun gizli ve açık tanık beyanlarından oluştuğunu sözlerine ekleyen Ok, bu yöntemin bir kişiyi suçlamanın en ucuz ve hukuksuz yolu olduğuna işaret etti.
"MEVCUT YASALAR İŞLENİRSE TUTUKLU KALMAZ"
Yargı reformu paketiyle hiçbir değişikliğin olmadığını söyleyen Ok, “Yargının pratiği değişmedikçe yargı ile siyaset arasında mesafe olmadıkça hiçbir paket işe yaramaz. Şu anda yargıyı kontrol altında tutan Hakim ve Savcılar Kurulunun (HSK) üyelerinin seçim usulü, zaten Türkiye’deki yargının fotoğrafını gösteriyor. Zaten Türkiye’de gazetecilerin bir reforma da ihtiyacı yok, mevcut yasalar işlenirse birçok gazeteci serbest bırakılır” dedi. (HABER MERKEZİ)