Mutluluğun ve hüznün ressamı: Abidin Dino
Çağdaş Türk resminin öncülerinden Abidin Dino 7 Aralık 1993'te yaşamını yitirdi.
Kaynak: AA
Ressam, Yazar ve Yönetmen Abidin Dino, ölümünün 23. yılında çeşitli etkinliklerle anılıyor. Çağdaş Türk resminin öncülerinden biri olan Dino, 23 Mart 1913’te, Saffet Gaziturhan ve Rasih Dino çiftinin beşinci ve son çocukları olarak İstanbul’da dünyaya geldi.
Dino, henüz 6 aylıkken Birinci Dünya Savaşı’nın başlangıç yıllarında ailesi çeşitli nedenlerle Cenevre’ye yerleşti. İsviçre’de 6 yıl kaldıktan sonra bir süre Fransa’da da ailesiyle birlikte yaşayan Dino, 1925’te Türkiye’ye dönerek, İstanbul’daki Robert Kolejde öğrenim görmeye başladı.
İlkokul döneminde önce babası Rasih Bey’i, ardından da annesi Saffet Hanım’ı kaybeden Abidin Dino, sanata duyduğu ilgi nedeniyle öğrenimini yarıda bırakıp, ağabeyi Şair Arif Dino’nun desteğiyle resim, karikatür ve yazı alanında kendini geliştirmeye adadı.
NÂZIM HİKMET’İN KİTAPLARINI RESMETTİ
O yıllarda minyatür ve hat sanatına ilgi duyan usta ressam, minyatür sanatı üzerine yoğun araştırmalar yaptı. İlk desenlerini “Yarın” gazetesinde, ilk yazılarını ise henüz 18 yaşındayken “Artist” dergisinde 1930’lu yılların başında okurlarla buluşturan Abidin Dino, bu yıllarda aynı zamanda Nâzım Hikmet’in “Sesini Kaybeden Şehir” ve “Bir Ölü Evi” kitaplarının kapaklarını tasarladı. Abidin Dino, kapak resimleri çizdiği 1930’lu yıllarda Halk Bilimci Pertev Naili Boratav’ın kitaplarını da resmetti.
Dino, daha sonra memlekette sanatın gelişmesini ve yayılmasını sağlamak amacıyla Ressam Elif Naci, Nurullah Berk, Zeki Faik İzler, Cemal Tollu ve Zühtü Müridoğlu ile birlikte 1933’te “D Grubu” adlı sanat topluluğunu kurdu.
SOVYETLER BİRLİĞİ’NDE SİNEMAYLA İLGİLENDİ
Bir yandan resim, karikatür ve edebiyat ile de ciddi bir uğraş içinde olan Dino, sinema alanına da ilgi duydu. 1933’te Rus Yönetmen Sergey Yutkeviç, “Türkiye’nin Kalbi Ankara” adlı bir belgesel film çekmek için İstanbul’a geldiği sırada, filmin çekim sürecinde bir sergide gördüğü Abidin Dino’nun resimlerini çok beğendi. Ünlü yönetmenden Türk bir genci eğitip eğitmemesi konusunda bir söz aldı ve Yutkeviç resimlerini çok beğendiği Dino’yu dekoratör ve ressam olarak çalışmak üzere Sovyetler Birliği’ne davet etti.
Bu davet üzerine Abidin Dino, 1934’te gittiği Sovyetler Birliği’ne makyajdan dekora, rejiden senaryoya kadar tüm yönleriyle sinema ile ilgili bir eğitim aldı ve bu sırada Gertrude Stein, Tristan Tzara, Sergey Ayzenştayn, Andre Malraux ve Pablo Picasso gibi dönemin önde gelen sanatçılarıyla tanıştı.
1937’de Fransa’nın başkenti Paris’e geçen Dino bazı film çalışmalarında bulundu. Dino, yine bu dönemin önemli şair ve yazarları ile yakın bir bağ kurdu. İki yıl boyunca Paris’te yaşayan Dino, daha sonra 1939’da Türkiye’ye döndü ve resim ile ilgili çalışmalarına devam etti. Usta ressam, bu yıllarda işçi, balıkçı ve köylü bireylere resimlerinde yer verdi.
ÇORUM’A VE ADANA’YA SÜRGÜN EDİLDİ
Abidin Dino, 1941’de arkadaşlarıyla Yeniler Grubunu oluşturdu. Türkiye Komünist Partisi’ne üye olan Dino, Aynı yıl Yeniler Gurubu’nun balıkçıları konu alan ilk sergisini açtığı dönemde siyasi nedenlerle önce Çorum’a daha sonra da Adana’ya sürgün edildi.
Çeşitli dergilerde çizgi ve yazılarıyla halktan yana, gerçekçi bir sanat görüşünü savunan Dino, Adana’da “Türk Sözü” adlı bir gazeteyi yönetti. Aynı zamanda bu dönem yazdığı “Kel” adlı bir oyun kısa bir süre sonra toplatıldı. Çizgi ve desenlerin ön plana çıktığı resimlerinde işçi ve köylü tiplerini özgün bir üslupla işleyen, ayrıca eserlerinde Picasso’dan da oldukça etkilenen Dino, bu dönem Dilbilimci ve Yazar Güzin Dino ile 50 yıl sürecek bir evliliğe imza attı. Dino, daha sonra 1943’te sürgün sona erince İstanbul’a geri döndü.
İstanbul’a döndükten sonra da yasakları devam eden Dino, 1952’de yurt dışına çıkış yasağı kakınca Paris’e yerleşti. Fransa, Cezayir ve ABD başta olmak üzere birçok farklı ülkede sergilere imza atan Dino, Fransa Plastik Sanatlar Birliğinin onursal başkanlığı ile New York Dünya Sanat Sergisinin sanat danışmanlığı görevlerinde bulundu.
TÜRKİYE’DEKİ İLK KİŞİSEL SERGİSİNİ 1969’DA AÇTI
Dino, Türkiye’deki ilk kişisel sergisini 1969’da açtı. Bu sergilerde Paris izlenimlerinin bir bölümünü eserleriyle sanatseverlerin beğenisine sunan Dino, 1989’da Fransız Kültür Bakanlığının “Sanat ve Edebiyat Altın Şövalye Nişanı” ile ödüllendirildi.
Fikret Mualla, Hakkı Anlı, Remzi Raşa, Selim Turan, Avni Arbaş, Nejat Devrim, Mübin Orhon ve Albert Bitran ile beraber “Paris Türk Ekolü” pentür sanatçılarından gösterilen usta ressam, “Eller, Parmaklar, Acılar, Acayipler, Tedirginler, Domatesler” başlıklı sergisi 1984’te ve “Bu Dünya Sergisi” 1987’de İstanbul’da açıldı.
Heykelle de ilgili olan Dino’nun el motiflerinden oluşan bir eseri ise 1993’te Maçka’ya yerleştirildi. Aynı yıl, Dino’yu anlatan “Biçimden Öte” ve “Acıyı Çizmek” adlı kitapları yayımlandı. Sanat hayatı boyunda 50’nin üzerinde sergiye imza atan sanatçıya, 1990’da tiroit kanseri teşhisi konuldu ve 7 Aralık 1993’te Paris’te vefat etti. Sanatçının cenazesi daha sonra İstanbul’a getirilerek, Aşiyan’daki aile mezarlığında toprağa verildi. (İstanbul/AA)