07 Aralık 2019 23:04

Kadınlar Türk-İş’e ve hükümete seslendi: Buyurun bu asgari ücretle siz yaşayın!

Asgari ücret görüşmelere katılan Türk-İş 2 bin 578 lira üzerinde pazarlık yapılacağını söyledi. 10 Aralık’ta yapılacak ikinci toplantı öncesi işçi ve emekçi kadınlara asgari ücret taleplerini sorduk.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Nuray ÖZTÜRK
İzmir

Milyonlarca işçi ve emekçiyi yakından ilgilendiren asgari ücret pazarlığı geçtiğimiz hafta içi başladı. Görüşmelere işçiler adına katılan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, bekar bir işçinin yaşam maliyeti olan 2 bin 578 liranın üzerinde pazarlık yapılacağını söyledi. DİSK ise asgari ücret talebini 3 bin 200 lira olarak açıkladı. Asgari ücretin, çalışanların “geçim ücretini” değil, “ödenebilecek en alt limiti” ifade eden bir gösterge olduğunu söyleyen patron sendikası TİSK’in Genel Sekreteri Akansel Koç, bir yandan işçi ve emekçilerden kesilen vergilerle sağlanan asgari ücrete devlet desteğinin devam etmesini isterken diğer yandan asgari ücretliyi işsizler ordusuyla tehdit etti. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ise asgari ücretlinin satın alma gücünün arttığını iddia etti.

10 Aralık’ta yapılacak ikinci toplantı öncesi işçi ve emekçi kadınlara asgari ücret taleplerini sorduk. Kadınlar asgari ücretin en az 3 bin-3 bin 500 TL olmasını istedi. Sadece asgari ücretin yükseltilmesini değil, işten atmaların da önüne geçilmesini ve çalışma koşullarının iyileştirilmesini isteyen kadınlar, asgari ücretten vergi kesintisi yapılmasını ise “insanlık suçu” diye nitelendirdi.

FAZLA MESAİ VERGİYE GİDİYOR

Meliha, taşerondan kadroya geçtikten sonra KHK’ler nedeniyle toplu iş sözleşmesi imzalayamayan ve asgari ücret farklarını dahi alamayan Ege Üniversitesi işçilerinden. 15 yıldır çalışan Meliha, özellikle vergi kesintilerinden şikayetçi: “Asgari ücret+yemek+yol parası alıyorum, karı koca çalışıyoruz zor geçiniyoruz. Ev kendimizin ama kredi ödüyoruz. Eskiden mevsim sebze meyvesi ucuzdu alabiliyorduk, şimdi öyle değil. Dün 20 lira olan ürün ertesi gün 50 lira. Bir telefon aboneliği yapıyorsun 30 lira, devlet bir o kadar vergi kesiyor. Sen benden niye kesiyorsun? Kes şirketten, kazanan ben değilim ki... Onun parasını biz niye ödüyoruz. 2-3 bin lira alan insanlar neden vergi dilimine giriyor anlamış değilim. Bu insanların bir kazancı yok, sadece yaşıyor. Aldığımız parayla geçinemediğimiz yetmiyor bir de mayısta bir başlıyor maaş kesilmeye, aralıkta tam bir vurgun yapılıyor. Açığı kapatmak için mesaiye kalıyoruz, sen fazla mesai yapmışsın deyip ondan bile vergi kesiliyor. Ya da fazla mesai ücreti vermemek için zorunlu izin dayatılıyor. Öylesine kadroya geçirdiler, köle gibi çalıştırıyorlar.”

Türk-İş’in önerisini yetersiz bulduklarını belirten Meliha, “Asgari ücret gözü kapalı en az 3 bin yapılmalı. Çalışma şartlarımız çok ağır, yaşam koşullarımız ağır, biz sadece asgari ücretin yükseltilmesini değil çalışma şartlarımızın da düzeltilmesini istiyoruz” dedi. Bir yandan da asgari ücret artarsa işten çıkarmaların artacağına dair endişe taşıyor: “Biz asgari ücrete zam yapılmasının yanı sıra işten atmaların da önüne geçilmesini istiyoruz.”

"TÜRK-İŞ TAVRINI KOYSUN, ARKASINDA DURALIM"

Eylem de Ege Üniversitesinde çalışıyor. 10 yıllık işçi olan Eylem’in aylık ücreti 2 bin 200 lira. “Bir oğlum var, 7. sınıf öğrencisi, kiracıyım. Eşimle ben çalışıyoruz kıt kanaat geçiniyoruz. Hiçbir şey yolunda gitmiyor. Asgari ücret en az 3 bin 500 olmalı ki biraz nefes alalım. Türk-İş işçiden yanaysa tavrını koymalı. Biz de o zaman arkasında dururuz. Ancak önerdikleri rakam kimse açısından kabul edilebilir değil” diye konuştu.

İsmini vermek istemeyen genç bir kadın işçi ise ailesiyle birlikte yaşadığını ev kirası, fatura, mutfak masrafı gibi bir derdi olmadığını belirterek, “Aldığım ücret bana kalıyor, zaten kişisel ihtiyaçlarım yol ve yemek parama ancak yetiyor. Yoksa bu ücretle ve teklif edilenle ev geçindirmek mümkün değil. Yaşam standartlarımızın yükseltilmesini istiyoruz” dedi.

"DOĞAL GAZI AÇMAYA KORKUYORUM"

Yine Ege Üniversitesi işçilerinden Birsen, iki kişi çalıştıkları halde yetiremediklerini belirterek, “Ben asgari ücret alıyorum, eşim 2 bin 600 civarında alıyor. İki çocuk var, günlük giderleri toplam 50 lira, yol, yemek parası... Artı kursları oluyor. Okulun kitap, ek kaynak ihtiyaçları oluyor. Kıt kanaat geçiniyoruz. Kışlık hazırlığımızı bile az çok yapabildik. Eskiden pazara gittiğimizde torbaları dolduruyorduk şimdi iki torba ile eve dönüyoruz” diye anlattı. Hükümet tarafından yapılan “Ekonomi iyiye gidiyor, asgari ücretlinin alım gücü yükseldi” açıklamalarına “İşsizlik rakamlarını görmüyorlar herhalde. Eskiden bir kişi çalışıyordu, bütün aileyi geçindiriyordu. Ama şimdi bütün aile fertleri çalışırsa ancak kendilerine yetecek kadar kazanıyorlar” diye tepki gösteren Birsen’in evindeki tablo ise şöyle: “Doğal gazı açmaya korkuyorum. Geçen yıl 400 ödüyordum bu sene kullansam 700 öderim. Açmıyorum doğal gazı. 3 lira 68 kuruş yol parası, yılbaşından sonra yine zam gelecek. En az 4 lira olacak, günlük 8 lira sadece yol parası. Çalıştığımız yola, elektriğe, suya gidiyor. Kendimizi geçtik kadın olarak, çocukları hiçbir etkinliğe götüremiyorsun. Bir yemeğe dahi çıkaramıyorsun. Ayda bir de olsa değişlik yapayım, dışarı çıkayım diyemiyorsun. Kafanı kapıdan çıkardığın an 100 lira gidiyor.”

"2 BİN 500 LİRAYLA YAŞASINLAR DA GÖRELİM"

Türk-İş’in zam teklifini de değerlendiren Birsen, “Onlara yetiyorsa bize de yeter. Alsınlar 2 bin 500, o parayla yaşasınlar da görelim. Onların günlük masrafı 2 bin lira. Sadece sendikacılar değil hükümete de sesleniyoruz. Buyurun bu paralarla siz yaşayın! Tek kişi çalışanlar üç-dört çocukla, ev masrafları, kira nasıl geçinecek? Alt tabaka eziliyor, üst tabaka suyun yüzünde. Asgari ücretliden vergi kesiliyor. Benden niye vergi kesiyorsun, ben zaten açlık sınırının altındayım! İşverenden daha az vergi kesiliyor. Adalet istiyoruz! Ülkede insanca yaşamak ve bize insan gibi davranılmasını istiyoruz” diye konuştu.

TÜRK-İŞ’İN AÇIKLADIĞI RAKAM ÇOK KOMİK

Bayraklı Belediyesi bünyesindeki BAYBEL şirketine bağlı çalışan bir kadın işçi, Türk-İş’in Asgari Ücret Tespit Komisyonunda masaya 2 bin 554 TL teklifle oturmasına tepki gösterdi: “2 bin 500 civarı bir teklif bizim gerçeğimizi yansıtmıyor. Halkın yaşamına bakılarak bir teklif verilmeli. Biz gerçek enflasyon oranında zam istiyoruz. Açıklanan enflasyon oranlarında değil. Türk-İş’in açıkladığı rakam çok komik, adeta iş birlikçilik yapıyorlar. Kendileri işçiden uzak bir yaşam sürdükleri için çok normal, 90-100 bin lira maaşla yaşadıkları için işçiden bihaberler. Oturdukları yerden ahkam kesiyorlar sorsan ekmeğin fiyatından haberleri yok. Bize, işçiye sormadan etmeden verilen teklifleri kabul etmiyoruz. Hepsi için söylüyorum sarı sendika, koltuk sendikası olmaktan çıksınlar.”

Türk-İş ve DİSK’in ayrı taleplerde bulunmalarını da eleştirdi: “Konfederasyonların teklifleri arasında bile uçurum var. Bu çok saçma! Tüm işçileri ilgilendiren bir konuda iki ayrı rakam ileri sürülmesi işçi sınıfının yararına değil.”

"NEREDEYSE NEFES ALDIĞIMIZ İÇİN VERGİ ALACAKLAR"

Eve ikisi asgari ücret biri emekli maaşı olmak üzere üç maaş girdiği halde geçinemediklerini ifade eden kadın işçi, “Maaşla borcu kapatıp, borçla yaşıyoruz. Bir ay devirli yaşıyoruz, hep içerideyiz. Kendim için bir şey yaptığım yok. Yol parası, okul ve ev giderleri, faturalar zaten yeni gelen zamlarla almış başını gitmiş, ancak yaşıyoruz. Vergiler desen nefes aldığımız için vergi alacaklar neredeyse. Asgari ücretten vergi kesintisi yapıyorlar. İnsanlık suçu işliyorlar. En az alandan vergi kesersen bu insan ne yapsın! İlk etapta asgari ücretten vergi kaldırılmalı, gelire kazanca göre vergi sistemi oluşturulmalı. Ve asgari ücret en az iki katına çıkarılmalı bizim talebimiz bu” diye konuştu.


İKİ KİŞİ ÇALIŞIYOR, EK İŞ YAPILIYOR, MESAİYE KALINIYOR, YİNE DE YETMİYOR!

Filiz TALİ
Bursa

Kredi borçları, çocuğun masrafları, ev giderleri derken kadınların öfkesi birikiyor. Bursa’da görüştüğümüz tekstil ve metal işçisi kadınlar, eve giren parayla masrafları denkleştirmek için ne yaptılarsa olmadığından yakınıyor. Hepsinin talebi insanca yaşanacak bir ücret alabilmek. 

Tekstil İşçisi Şerife, üç çocuk okutuyor. Biri üniversitede, masrafları fazla oluyor haliyle. Eşi de çalışıyor ama yetişmek ne mümkün! “Eşim evin giderlerini karşılıyor, ben çocukların masrafını karşılamaya çalışıyorum ama genelde yetiştiremiyoruz, zor geçiniyoruz. Asgari ücret 2 bin 500’den fazla olmalı” diyor.

Şerife’yle aynı fabrikada çalışan Elif’in ise tek çocuğu var. Haline şükrediyor fakat geçen sene vardiya çıkışlarında ek işe gittiğini, çünkü geçinemediklerini ekliyor. Eşinin ücreti kendisinin maaşına göre daha fazlaymış. O da asgari ücretin yaşanılacak bir düzeye çekilmesini istiyor.

Birsen de tekstil işçisi, ocak ayında emekli olacak. Aslında artık çalışmak istemediğini, ama bu koşullarda emekli de olsa çalışmak zorunda kalacağını ifade ediyor. “Asgari ücret 3 bin gibi olsa da ben tekrardan buraya dönmek zorunda kalmasam” diye yakınıyor.

Sevgi zaten emekli ama çalışmaya devam ediyor. İki oğlu var, biri üniversitede, oğlunun bursu kesilince daha da artmış zorlukları. Diğer oğlununsa evlilik hazırlığı içinde olduğunu söylüyor. Eşi de çalışıyor ama “Yine de yetmiyor” diyor Sevgi ve ona göre asgari ücret en az 3 bin TL olmalı.

"ETRAFIMDAKİ HERKES MUTSUZ"

Sevda ise metal işçisi. Eşinden boşanmış, kendi ayakları üzerinde duran mücadeleci bir kadın. Çalışarak hem aldığı evinin kredi borcunu hem üniversitede okuyan kızının masraflarını karşılamaya çabalıyor. Sevda’nın en büyük şikayeti ücretinden yapılan vergi kesintisi. “Geçim zor, her yeni yıla yakın fabrikalarda işçiler ‘üretim azaldı’ gerekçesiyle işten çıkartılıyor. Etrafımdaki insanlar hep mutsuz. Gençlerin geleceği içler acısı görünüyor. Benim de evladım buna dahil, çok üzülüyorum. Ama bizler böyle sessiz kaldıkça bu darbeleri daha çok yeriz” diye konuşuyor.

Dokuma İşçisi Ayten’in eşi iki ay önce işten çıkarılmış. Geçinemeyince kayınvalidesinin evine taşınmak zorunda kalmışlar. Krize, artan vergilere, zamlara yani bu gidişata çok öfkeli.  Ekonomik sıkıntılar yüzünden evliliğinde de sorunlar yaşamaya başladığını belirten Ayten, “Hükümet boşanmaların önüne geçmek istiyorsa ailelerin geleceğini düşünsün, işten atmaları yasaklasın, asgari ücreti artırsın” diyor. 

ÖNCEKİ HABER

8 Aralık mitingine çağrı: Taleplerimizle alanda olalım

SONRAKİ HABER

Ceren Özdemir'in ardından: Bale öğretmeni olmak istiyordu, hayatını sanata adamıştı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa