Çorlu Tren Katliamı davasında sanıkların tutuklanma talebi reddedildi
Çorlu’da 25 kişinin hayatını kaybetmesine ve 340 kişinin yaralanmasına neden olan tren katliamına ilişkin dava görüldü. Dava 21 Nisan 2020 tarihine ertelendi.
Fotoğraf: AA
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde, 25 kişinin hayatını kaybettiği, 328 kişinin yaralandığı tren katliamına ilişkin dava görüldü. Mahkeme ara kararını açıkladı. Mahkeme, müşteki vekillerin taleplerini kabul etmeyerek, sanıkların adli kontrollerinin devamına, İl Sağlık Müdürlüğü'nden arama kurtarma çalışmaları hakkında detaylı rapor istenmesine, Mümin Karasu'nun mahkeme salonunda dinlenme talebinin reddine karar vererek duruşmayı 21 Nisan 2020 saat 09.00'a erteledi. Duruşma sonrası tren katliamında açıklama yapan Zeliha Bilgin, "4 alt düzey çalışanın yargılanmasını asla kabul etmiyoruz" diyerek karara tepki gösterdi.
OĞUZ ARDA SEL'İN DEDESİ CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'A İSYAN ETTİ
Kazada yaşamını yitiren 9 yaşındaki Oğuz Arda Sel'in dedesi, mahkeme çıkışında isyan etti. Karara tepki gösteren dede, "9 yaşındaki bir çocuğun ikiye bölünmüş halini görsünler ondan sonra karar versinler. Nerede adalet? Diyoruz ki bilirkişiler bilen kişiler olsun. Bilirkişiler kimin elinde? Rektörün elinde. Rektör kimin elinde? Siyasilerin. Kimse bu davaya bakmak istemiyor. Bu ülkede adalet mekanizması işlemiyor. Cumhurbaşkanım torununu kucağına alıp seviyorsun, benim torunum iki parçaydı, çuval gibi diktiler! Beni alın zindana atın. Çekin şu pis ellerinizi adaletin üstünden" ifadelerini kullandı.
#ÇorluTrenKatliamı
— DİRENİŞLER MECLİSİ (@direnisler) December 10, 2019
Oğuz Arda Sel'in dedesi, açıklanan ara karar üzerine isyan etti. "Cumhurbaşkanım, torununu kucağına alıp seviyosun. Benim torunum iki parça, çuval gibi diktiler. Çekin pis ellerinizi adaletin üstünden."@misra_oz
@TrenKatliami pic.twitter.com/zDvXktz7nb
Bir önceki duruşmada mahkeme yeniden keşif için çeşitli üniversitelere yazı yollayarak bilirkişi olabilecek, konusunda uzman akademisyenlerin listesini talep etmişti. Bu üniversiteler arasında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) de bulunuyordu. Artı Gerçek'ten Rıfat Doğan'ın haberine göre Yıldız Teknik Üniversitesi müzekkereye yanıt dahi vermezken önce bilirkişi listesini göndermeyen (İTÜ) mahkemenin ikinci yazısı üzerine listeyi yolladı.
Duruşmada savcı mütalaasını açıkladı. Gerçek Gündem'in haberine göre mütaalada, mağdur ve müştekilerin katılma taleplerinin kabulü, baroların katılma talebinin reddi, YTÜ'ye tekit edilmesi, tanık Mümin Karasu için talimatın beklenmesi, sanıkların tutuklanma yönündeki taleplerin reddi ve adli kontrolün devamı, bilirkişi heyetinin kesinleşmesinin ardından olay mahalinde keşfe çıkılması ve dosyadaki eksiklerin tamamlanması talep edildi.
"ADALET İSTİYORUZ"
Kazada ölenlerin yakınları ve yaralananlar, duruşmaya, Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne yaklaşık 1 kilometre mesafede toplanıp, yürüyerek geldi. Ellerinde ölenlerin fotoğraflarını taşıyan aileler, "Hak, hukuk adalet", "Kaza değil cinayet" sloganları attı. Duruşma öncesinde Tekirdağ il merkezinden polis ekipleri takviye getirildi. Halk Eğitim Merkezi girişine x-ray cihazı konuldu. Avukatlar, mağdurlar, izleyiciler ve basın mensupları için ayrı ayrı giriş noktaları oluşturuldu. Duruşma salonuna ise izleyiciler üzerleri aranarak alındı.
GAZETECİLERE ENGELLEME
Duruşmanın başlamasının ardından gazeteciler engellendi. Basın mensuplarının mahkeme salonuna bilgisayarla girmesi mahkeme kararıyla yasaklandı. Avukatlar bunun kaldırılmasını isterken, mahkeme talebi reddetti.
DURUŞMADA YAŞANANLAR
Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesince halk eğitim merkezi salonunda devam edilen duruşmaya, tutuksuz sanıklar TCDD 1. Bölge Müdürlüğü Halkalı 14. Demir Yolu Bakım Müdürü Turgut Kurt, Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, köprüler şefi Çetin Yıldırım ve hat bakım onarım memuru Celaleddin Çabuk, kazada hayatını kaybedenlerin yakınları ve yaralananlar ile tarafların avukatları katıldı.
Kazada kızı Bihter Bilgin, kız kardeşleri Emel Duman ve Derya Kurtuluş’u kaybeden Zehra Bilgin, “Bugün 520 gün oldu. 520 gündür adalet bekliyoruz. Kimse korunmasın. Eğer bu ihmal zincirlerinde, en alt düzeyden en üst düzeye kadar kim varsa. Bir bakan da sorumluysa bakan da yargılansın müdür de yargılansın en alt düzeydeki eleman da yargılansın. Tek istediğimiz adalet” dedi.
Duruşmaya tutuksuz sanıklar Turgut Kurt, Özkan Polat, Celaleddin Çabuk, Çetin Yıldırım, ölenlerin aileleri, yaralılar, avukatlar katıldı. Kimlik tespitinin ardından duruşmada ilk sözü alan avukat Can Atalay, önceki duruşmada mahkemenin üniversitelerden bilirkişi vasfına sahip yeni bilirkişi oluşturulması için öğretim üyelerinin listesinin istenmesine karar verdiğini belirterek, “İTÜ, ulaştırma alanında bilirkişi olarak görevlendirecek kimsenin olmadığı yönünde karar vermiştir. Bu şekilde kamu görevinden kaçılması kabul edilemez. Yıldız Teknik Üniversitesi ise müzekkereye yanıt dahi vermemiştir” dedi.
"YETKİ BÖLGE MÜDÜRÜNDEDİR"
Duruşmada sanıkların savunma yağtı. Sanıklardan Turgut Kurt, duruşmadaki ifadesinde, menfezlerin bakım programlarına alınmasının bölge müdürü yetkisinde olduğunu söyledi. Mühendislerin sahada keşif çalışması yaptığını söyleyen Kurt, “Mühendislik işlerinde, bize bağlı mühendisler hasar tespit çalışması yapar. Ona göre eksik ve kusurlu yerlere müdahale yapılır. Olayın gerçekleştirdiği yerde de mühendisler balast tutucuya gerek görmemişler” diye konuştu.
Sanık Özkan Polat Polat, "Mahal listeleri hazırlanırken keşiflere katıldınız mı" sorusuna "evet" cevabını vererek menfez ve köprülerin kontrolüne katıldığını kabul etti. Polat, bakım müdürlüğüne bağlı mühendislerin keşif sonrası gerek gördüğü yerlere müdahale edildiğini söyledi.
Herhangi bir keşif çalışmasına katılmadığını söyleyen Celalettin Çabuk ise yapılan işlemlerin kendisini aştığını ve keşif çalışmalarında yer almadığını öne sürdü.
Duruşma, müştekilerin ifadelerinin alınmasıyla devam etti. Kazada yaralanan Ceyhan Kahveci, kaza öncesinde büyük bir sarsıntı yaşadıklarını belirterek, “Vagonların kopması sonucu basketbol topu gibi savrulduk ve tavana çarptık. Burnum kırıldı. Vücudumda ezilmeler meydana geldi. Şikayetçiyim” dedi.
"25 KİŞİYİ KİM ÖLDÜRDÜ HAKİM AMCA"
Duruşmada mağdur ve müştekilerin beyanları alındı. Kaza eşi Salih Erbil’i kaybeden Saliha Erbil, duruşmaya kızları ile birlikte katıldı. Salih Erbil'in 10 yaşındaki çocuğu duruşmada “Babaannemlerin yanına gittim. Az bir yağmur var bu kaza nasıl olur hakim amca? 25 kişiyi öldüren kimdi, hakim amca? Sizin bu yaşta babanız öldü mü? Hakim amca, ihmal var. Öyle bir tren kazası bu yağmurda olmaz. Benim babamı kim öldürdü hakim amca?” diye konuştu. Çocuğun bu sözleri üzerine salondakiler gözyaşlarına hakim olamadı.
"HAKİM AMCAYA SORACAĞIZ DEDİLER"
Kızından sonra konuşan Saliha Erbil ise “Kızlarım sürekli babalarını özlediklerini söylüyorlar. Ben de onlara babanızın kanını hakim amcaya emanet ettim dedim. Çocuklarım da bana hakim amcaya kendimiz soracağız dediler. Kendimiz geleceğiz dediler. Çocuklarım adına şikayetçiyim. Tepeden en alta kadar şikayetçiyim” diye konuştu.
Mağdur ve müştekilerin beyanlarından bazıları şöyle oldu:
Remzi Güvenç: İki kızımı ve iki torunumu kaybettim. Hepsi toprağın altında. Davaya müdahil olmak istiyorum, şikayetçiyim.
"BAKANINDAN, GENEL MÜDÜRÜNE KADAR HERKESİN YARGILANMASINI İSTİYORUZ"
Hatice Karatay: Kazada babamı kaybettim. Babam işini çok düzgün yapan bir insandı ama ihmale kurban gitti. Burada ihmaller var. Tüm kişi ve kurumlardan şikayetçiyim. 25 canın sorumlusu yağmur olamaz.
Zeliha Bilgin: En üst kademeden, bakanından, genel müdürüne kadar yargılanmasını istiyoruz. Biz bir kişinin ihmalinin ceremesini çekmek zorunda mıyız?
Aysun Köse: 4 kişiyle sınırlandırılmış mahkemeyi kabul etmiyoruz. Ulaştırma Bakanlığı'ndan da yetkililerin bize açıklama yapmasını bekliyoruz. Kurallarınız benim umrumda değil. Ben kaybettiklerimin derdindeyim. Bakanların ifade vermesi gerekiyor. Sizin mahkeme makamınız buna yetiyor mu?
Remziye Sel: Bakanından, bilirkişisine kadar herkesten şikayetçiyim. Böyle 4 kişiyle bu iş olmaz. Yolu yapmayanlar gelsin buraya. Biz her zaman trenle gidiyorduk İstanbul'a. Böyle bilmiyoruz. 25 canımız gitti. İçimiz kan ağlıyor. Ben torunumu ve oğlumu gülerek gönderdim.
İsmet Cesur: Ben oğlumu kaybettim. Oğlumun acısını çekiyorum. Bu kadar. Şikayetçiyim.
Turan Ordu: Oğlumla Muratlı'dan trene bindik. Yağmur yoktu. Tren çok kalabalıktı, yer bulamadık. 5. vagonda kapının yanında durduk. Sesler geldi bir anda, havalandık. Kendi imkanlarımla trenden çıktım. Oğlum fırladığı için ilk önce bulamadım. Ayağı kırıldı. Benim de omurgam çatladı. Kaza anında da yağış yoktu. Şikayetçiyim.
Suat Çiçekli: Uzunköprüden bindim trene, 2. vagondaydım, 3'e geçtim. Bir anda tren zıpladı. Bir müddet sürüklendim. Kendime geldiğimde etrafımda yaralılar ve ölüler vardı. Kendimiz kurtardık yaralıları. Trenin altında çok ceset gördüm. Şikayetçiyim.
Süleyman Doğru: Trene Uzunköprü'den bindim. Sarılar mevkiinde yağmur yoktu. Kaza anında bomba gibi bir ses duyduk. Tren iki defa zıpladı. Demirlere tutunmaya çalıştım. Sonrasını hatırlamıyorum. Yolcularda birisi çıkardı beni. Omuz çıkığı oldu bende. Halen tedavi görüyorum. Malulen emekli edilmek istendim, karşı geldim. Çalışmakta zorlanıyorum. Şikayetçiyim.
Yasin Kızıltepe: Alpullu'dan bindim. Muratlı'da çok yolcu aldı tren. Tren titremeye başladı. Önümdekine tutundum. Kaza oldu, uçmuşum. Omurgam kırıldı. Arkadan bir kuvvet vurdu gibi hissettim. Tren çok kalabalıktı ama kaza sonrası çok az kişi çıktı trenden. Kolu, bacağı kopanlar gördüm. Kaza sonrası yürüdük. Ambulans geç geldi. Sarılar'dan köylüler geldi ambulanstan çok önce. Doktorum ömür boyunca 1-2 kilodan fazla kaldıramayacağımı söyledi. Şikayetçiyim.
Ramadan Yılmaz: Uzunköprü'den bindim, Çerkezköy'e geliyordum. Olay anı oturduğum yerden zıpladım, başım yukarıya vurdu. Camdan fırladım, belim kırıldı. Yeğenimin aracıyla hastaneye geldim. Çok acı bir olaydı. Yağmur hatırlamıyorum. Trenin içerisini görseydiniz kendinizden soğurdunuz. Şikayetçiyim.
Sevim Doğrul: Olay anında resmen tren bizi olduğumuz yerden havaya zıplattı. Sonra bir gümbürtü koptu. Trenin içi duman doldu. Çocuğumu koltuğun yanında sıkışmış buldum. Eşimi ayakkabısından tanıdım. O kadar dolu trende kimse yoktu. Trenin içi kan gölüydü. Gençlerden eşimi kurtarmak için yardım istedim. Eşim şu an sakat, tedavisi sürüyor. Eşimi kendi çabalarımızla kurtardık, bize kimse yardıma gelmedi. Olay yerinden iki kilometre kadar eşim o haliyle yürümek zorunda kaldı. Suçluların hepsinin cezasını çekmesini istiyorum."
Çisem Tunca: Olay günü eşim, ben ve kızım Uzunköprü'den trene bindik. Olaydan sonra kızımı bulamadım, bir kadın üzerine düşmüş, eşimin ayağı trenin altında kalmıştı. Olay anında tavana vurduğum için kürek kemiğim kırıldı. Şikayetçiyim.
Ceyhan Deveci: Alpullu'da trene bindim Muratlı'da yer değiştirdim. Vücudumda kırıklar var. Her türlü şikayetçiyim
Coşkun Yıldız: 3 ameliyat oldum, tedavilerim devam ediyor. Bir ameliyat daha olacağım. Sorumlulardan şikayetçiyim. Makinistim, 140 yıllık bir yerin bakımının böyle moloz parçalarıyla falan yapılması yanlış. Bunu doğal afete bağlamak yanlış.
İTÜ "YOK" DEDİĞİ UZMAN LİSTESİNİ GÖNDERDİ
Mahkemenin talep ettiği bilirkişi listesine "İlgili yazıda belirtilen konuda uzman ve Adalet Komisyonu Listesine kayıtlı öğretim üyemiz yoktur" şeklinde yanıt veren İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) mahkemenin tenkit ve liste talebini yinelemesi üzerine listeyi yolladı.
İlk yanıtında konusunda uzman olmadığını belirten İTÜ yönetiminin mahkemeye yolladığı listede raylı ulaşım konusunda uzmanlar yer alıyor.
Duruşmada savcı mütaalasını açıkladı. Buna göre mağdur ve müştekilerin katılma taleplerinin kabulü, baroların katılma talebinin reddi, YTÜ'ye tekit edilmesi, tanık Mümin Karasu için talimatın beklenmesi, sanıkların tutuklanma yönündeki taleplerin reddi ve adli kontrolün devamı, bilirkişi heyetinin kesinleşmesinin ardından olay mahalinde keşfe çıkılması ve dosyadaki eksiklerin tamamlanması talep edildi.
DAVA ERTELENDİ
Mahkeme, müşteki vekillerin taleplerini kabul etmeyerek, sanıkların adli kontrollerinin devamına, İl Sağlık Müdürlüğü'nden arama kurtarma çalışmaları hakkında detaylı rapor istenmesine, Mümin Karasu'nun mahkeme salonunda dinlenme talebinin reddine karar vererek duruşmayı 21 Nisan 2020 saat 09.00'a erteledi.
BİLGİN: 4 ALT DÜZEY ÇALIŞANIN YARGILANMASINI KABUL ETMİYORUZ
Duruşma sonrası tren katliamında yakınlarını kaybeden Zeliha Bilgin bir açıklama yaptı. Bilgin "520 gün oldu sevdiklerimizden ayrılalı. Bugün Devlet Demiryolları Kurumunun savcılığa bir beyanı vardı; 'Biz suçlu değiliz, suçlu yağmurdur" diye bir beyanla karşılaştık. Biz 520 gündür suçlu yağmur değildir diyoruz. O hatta yol bakım şefi yoktu, sinyalizasyon yoktu, kontrol yoktu, denetim yoktu. Bu alt düzey 4 çalışana yıkılmaya çalışılıyor. Biz böyle bir şeyi asla kabul etmeyeceğiz. Bu dava ne kadar uzarsa uzasın, biz 25 canın ailesi olarak bu davanın peşini bırakmayacağız. Biz söz verdik. Onların hakkını sonuna kadar soracağız. 4 alt düzey çalışanın yargılanmasını asla kabul etmiyorum. Ulaştırma Bakanına, TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın'a sormak istiyorum 'Yağmur kaldırdı değil mi o yol bekçilerini, sinyalizasyonu..' Yağmur muydu bunların suçlusu? Suçlu sizsiniz. Bunu görmek istemiyorsunuz ama elbet bunu göreceksiniz. Siz bunu görene kadar davamızın peşinde yürüyeceğiz" diye konuştu.
NE OLMUŞTU?
Uzunköprü-İstanbul seferini yapan yolcu treninin 8 Temmuz 2018'de Çorlu yakınlarında vagonlarından bazılarının devrilmesi sonucu 25 kişi yaşamını yitirmiş, 340 kişi yaralanmıştı. İddianamede “kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu” bulundukları gerekçesiyle sanıklar Turgut Kurt, Özkan Polat, Çetin Yıldırım ve Celaleddin Çabuk'un “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak” suçundan 2 ile 15 yıl arasında hapisle cezalandırılması istenmişti. (HABER MERKEZİ)
{{361965}}