İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu: Kanal istanbul dayatmasını reddediyorum
İstanbul Deniz Çalıştayı'nda konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul projesinin bir dayatma olduğunu, bilime ve akla uygun olmayan hiçbir şeyin peşinden gitmeyeceğini söyledi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu | Fotoğraf: Fırat Çılgın/Evrensel
Fırat ÇILGIN
Eylem NAZLIER
İstanbul
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Haliç Tersanesinde, kentin deniz ulaşım sorunlarının ve buna yönelik çözüm önerilerinin konuşulduğu çalıştay düzenledi.
Açılış konuşmasını İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yaptığı Deniz Çalıştayı’nda, İstanbul Deniz Ulaşımı, Kanal İstanbul ve İstanbul Deniz Kültürü başlıklı üç oturum gerçekleşti.
İstanbul’da deniz taşımacılığında günlük 8 bin civarında yolcu taşındığını belirten Ekrem İmamoğlu, deniz ulaşımının İstanbul'da çok gerilere gittiğini belirterek "2000'li yıllarda yüzde 10 seviyesindeydi, şimdilerde yüzde 4'ler seviyesinde. Bugün çok daha büyük hedefler ortaya koymalıyız” dedi. 25 yılda ulaşımla ilgili değerli adımların atıldığını belirten İmamoğlu, toplu ulaşımda İstanbul trafiğini rahatlatacak deniz ulaşımının geri bırakıldığını belirtti. İstanbul gibi yüksek nüfuslu yerlerde metronun can damarı olduğunu söyleyen İmamoğlu, metro konusunda gelinen noktanın hâlâ arzu ettikleri gibi olmadığını, amaçlarının deniz ulaşımından metroya güvenilir, ucuz bir ulaşım olduğunu vurguladı.
"KANAL İSTANBUL DAYATMASINI REDDEDİYORUM"
Kanal İstanbul'la ilgili de konuşan Ekrem İmamoğlu "Bir söz söyledim Mecliste. Bir vatandaş Ekrem İmamoğlu olarak, 3 çocuk babası bir vatandaş olarak 'Bana hiçbir şekilde Kanal İstanbul'un dayatılmasını istemiyorum, reddediyorum' demiştim. Bu önemli. Bahsettiğimiz konu İstanbul'u tümden değiştirecek başka bir yere taşıyacak bir konu. Dolayısıyla verimliliğini, gerekliliğini İstanbulluların dolu dolu tartışması lazım. 2011 yılında bir seçim vaadi olarak ortaya atılan projenin ne tartışıldığını ne de kamuya açık konuşulduğunu gördüm. Bakın bu dayatmadır" dedi.
"SUDAN BAHANELERLE 10 BİN YILLIK COĞRAFYA PARÇALANAMAZ"
Ocak ayının ilk haftasında Kanal İstanbul çalıştayı da yapacaklarını söyleyen İmamoğlu, "Ben İstanbul'un coğrafyasının böyle bir değişimi kaldıramayacağını düşünüyorum. Bilimsel gerekçeleri var. Tek başına 135 milyon metrekare tarım alanının yok oluşu bile gerekçedir” dedi.
Kanal İstanbul Projesi için gemi trafiğindeki artışın, teknolojik gelişmeler neticesinde gemi boyutlarının büyümesinin gerekçe gösterilemeyeceğini belirten İmamoğlu “Gerekçeye bakar mısınız! Yüzde 90'ı geçersiz. İstanbul Boğazı'ndan geçen gemi sayısı azalmakta. Bu sudan bahaneyle 10 bin yıllık coğrafya böyle bir şeyle paramparça edilmek isteniyor. ÇED raporunu okumadan önümüze çıkıyorlar, 1 milyon 150 bin nüfus oluşturuluyor kanalın etrafında. Hani tankerler, gemiler? 1,5 milyar küpe yakın hafriyat ne olacak. Yeni bir rant projesi mi?" diye sordu.
"BİLİM VE AKLIN YATMADIĞI HİÇBİR ŞEYİN PEŞİNDEN GİTMEYECEĞİM"
Kanal İstanbul ile ilgili kendisini ancak bilim ve aklın ikna edeceğini söyleyen İmamoğlu şunları söyledi: Beni bir kişi ikna edemez. Bilim ve aklın yatmadığı hiçbir şeyin peşinden gitmeyeceğim. Bu bir siyasi mesele değildir. Bu biri istedi diye ya da istemedi diye yapılıp yapılmayacak bir şey değildir. Bu akıl işidir.
Moderatörlüğünü Dr. Kaptan Özkan Poyraz'ın gerçekleştirdiği İstanbul'da Deniz Ulaşımı adlı birinci oturumda Prof. Dr. Reşat Baykal, Yüksek MühendisTansel Timur, Dr. İsmail Hakkı Acar, Prof. Dr. Mustafa İnsel konuşmacı olarak yer aldı.
Oturum Prof. Dr. Reşat Baykal'ın, "İstanbul’da Kent İçi Deniz Ulaşımının Dünü, Bugünü ve Yarını" adlı sunumuyla başladı. Baykal sunumunda, "Deniz ulaşımının geçmişteki uygulamalarını bilmeden, mevcut durumla ilgili bilgiler olmadan, istatistik bilgileri doğru olarak saptamadan geleceğe yönelik doğru çözümler bulamayız" dedi.
"ULAŞIM SORUNLARINI ÇÖZECEK KOORDİNASYON MERKEZİ YOK"
İnsanların şehir merkezlerine yoğun göçü, bu göçün plansız bir şekilde olması, otomobil kullanımın artması nedeniyle kent içi trafiğin içinden çıkılmaz hal aldığına değinen Baykal, İstanbul'un trafik sorununun uzun yıllardır çözülememesinin önemli nedenlerinden birinin ulaşım işlerinin her birinin farklı gruplar tarafından ve koordinasyon yapacak merkez olmadan yapılması olduğunu vurguladı.
"DENİZ ULAŞIMININ GELİŞTİRİLMESİ GEREKİR"
"Kent İçi Ulaşımında Deniz Ulaşımının Planlaması İlkeler-Yaklaşımlar" sunumuyla Yüksek Mühendis Tansel Timur söz aldı. Timur, çağdaş teknoloji ile donatılmış yeni nesil, çevre dostu ve bunu planlayacak, tasarlayacak, çağdaş teknoloji ile donatacak gemi ve deniz teknolojisi üretim merkezlerine yani tersaneye ihtiyaç olduğuna değindi.
Timur, "İstanbul tarih ve deniz kenti olduğu kadar aynı zamanda bir deprem kenti. İstanbul'da hangi konuyu ele alırsak alalım deprem konusunu da gözardı etmemeliyiz. '99 depreminde karayollarındaki hasarlar nedeniyle deprem bölgesine yardımların aksadığı, örneğin Gölcük'e yardımın deniz yoluyla yapılabildiğini hatırlatmakta yarar var. İş makinalarının sevkiyatı, yaralıların taşınması vb. deniz yoluyla yapılabilmiştir. Beklenen İstanbul depremine hazırlık olarak, deniz ulaşımı ve araçlarının geliştirilmesi ve bunları aktif tutacak tedbirlerin alınması da zorunluluktur" dedi.
"DENİZ ULAŞIM HATLARI GELİŞTİRİLMELİ"
"Ulaşımda Entegrasyon, Deniz ve Kara Bütünleşmesi" başlıklı sunumuyla Dr. İsmail Hakkı Acar bir konuşma gerçekleştirdi. Deniz ulaşımının toplu taşımadaki payını artırmak amacıyla yeni deniz ulaşım hatlarının geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Acar, "Deniz yoluna talebin artırılması, deniz filosunun büyütülmesi, yeni iskeleler açılması, deniz yolu hatlarının yapılandırılması ile gerçekleştirilmesi, deniz yoluna yapılacak müdahalelerin yanı sıra otobüs hatlarının da yeniden yapılandırılması, denizyolu ile rekabet edenlerin kaldırılması veya azaltılması, nitelikli aktarma merkezlerinde deniz yoluna eklemlenecek şekilde düzenlenmesini gerektirir" ifadelerini kullandı.