Öğrenip, güçleneceğiz
Erdal Eren, on yıllardır faşizme karşı mücadelenin, baskı ve zor koşullarında tereddütsüz devrimciliğin, örgütlü ve baş eğmez militanlığın imgesi haline gelmiştir

Fotoğraf: Caner Gören/AA
Gökçefidan TÜRKMEN
Tuzla
Erdal'ın yaşatma arzusuydu belki de onu bu kadar kararlı ve mücadeleci yapan. Kısacık yaşamında buna olan inancı ve umuduyla yürüdü hep Erdal Eren. 17 yıllık hayatına sığdırdığı en önemli birikim bilincine bağlı olarak gelen azmi ve korkusuzluğuydu belki de. Sokağa çıkma yasaklarının olduğu, evinde kitap bulundurmanın dahi suç teşkil ettiği, sokaklarda kurşun seslerinin kol gezdiği 12 Eylül döneminde bile düşünü kurduğu memleket uğruna büyük bir fedakarlıkla yolunda korkusuzca yürümeye devam etti.
Öyle büyük düşünceleri vardı ki onun. Onun ve binlercesinin. Buna dayanamıyorlardı. Silahların, baskıların, yasakların susturamadığı özgürlük türkülerini susturmaya uğraşanlar şimdi de halka gözdağı vermek istiyorlardı bir bakıma.
Kıydılar Erdal’ın narın vücuduna. Düşüncelerine kıymak istiyorlardı aslında. Fakat Erdal öldürüleceği halde mahkemede bile dimdik durarak, hiç takılmadan konuşuyordu dönemin büyüklerine karşı. Bu korkusuzluğu, bu fedakarlığı fikirlerine olan inancından ve bağlılığından geliyordu.
Denizlerin, Erdalların, İmranların, Metin Göktepelerin, Metin İlgünlerin ardından onları yaşatmanın en iyi yolu kararlılıklarını, azimlerini, umutlarını ve fedakarlıklarını örnek olarak görmek olacaktır bence. Onların mücadelelerinden öğrenip, güçlenebiliriz. Hayatlarından kendimize katacağınız her çıkarımda, düşüncelerini anlamaya uğraştığımız her anda bizimle beraber yaşamaya devam edecekler. Nitekim Erdal Eren'den de sadece hücresindeki o son bakış kalmadı bize. O bizim 17 yaşındaki abimiz, bir arkadaşımız olarak fikirlerimizin yeşerdiği her yerde yaşamaya devam edecektir.
On Yedisinde
Yıl 1980.
Askeri cunta kol geziyor sokaklarda.
Sinan SUNER ve arkadaşları,
Renklendirmek istiyor baskıcı rejimin karanlık sokaklarını.
Fakat bir polis kurşunuyla can veriyor Sinan
Umudun yazılarıyla süslenecekken duvarlar
Sinan’ın kanıyla boyanıyor etraf.
O sıra Erdal daha on yedisinde
Daha on yedisinde gencecik bir fidan
Geleceğe, umuda koşuyor durmadan
Başka Sinanlar öldürülmesin diye.
Hiçbir şeyden korkmadan koşuyor
Daha o genç yaşında.
Ama koparıyorlar.
Koparıyorlar o genç fidanı.
Erdal daha büyüyecek
Aşık olacak belki de
Okulunu bitirecek
Daha okuyacağı çok kitap
Katılacağı çok 1 Mayıs olacak.
Fakat bir emir geliyor dönemin büyüklerinden
“Öldürmeyelim de besleyelim mi?” deniyor.
Ve tek bir emirle koparılıyor Erdal Eren.
Annesinden koparılıyor,
Arkadaşlarından, yoldaşlarından koparılıyor,
Mücadelesinden koparılıyor bir Gökçe Fidan.
Ama ölümden korkmuyor Erdal
Biliyor ki;
Aydınlığa koşarken,
Arkasından gelen bir sürü genç fidan var daha.
Evrensel'i Takip Et