PTT'de iş çok, mola izni yok: İşi aksattığı iddia edilen 15 işçi sürgün edildi
PTT'nin Esenyurt Dağıtım Merkezinde çalışan 15 işçi, iş aksattıkları iddiasıyla diğer dağıtım merkezlerine sürgün edildi. Sürgün edilen işçilerden biri Evrensel'e konuştu.
Fotoğraf: Evrensel
Duygu AYBER GÜLTEKİN
İstanbul
PTT Kargonun Esenyurt Posta Dağıtım Merkezinde çalışan 15 işçi, İstanbul’daki diğer dağıtım merkezlerine sürgün edildi. Gizlice takip edilip, görüntülerinin çekildiğini ve mola verdikleri anların bile "çalışmama" gerekçesi yapıldığını ifade eden bir işçi, 15 kişi hakkında soruşturma başlatıldığını söyledi.
Yaklaşık 7 yıldır postanenin farklı merkezlerinde çalışan işçi, bu süre boyunca işlerin sürekli arttığını ama personel sayısının aynı kaldığını söyledi. İşçinin anlattığına göre, kurumda ilk kez böyle bir olay yaşanmıyor. Daha öncesinde de şikayetler gerekçe gösterilerek işçiler baskı altına alınmış; dağıtımda oldukları sırada gizlice görüntüleri çekilmiş, mola verdikleri anlar "çalışmadıkları" iddiasının gerekçesi yapılmış. Kendilerine "Yapamıyorsanız bırakın gidin" denildiğini söyleyen işçi, iş yükü sürekli artarken mola verdikleri anların çok görülmesine de tepki gösterdi: "Yetersiz personel var, iş alanı çok geniş ama 2-3 katı iş dayatıldı. Dinlenmek için oturduğunda da ‘çalışmıyorsun’ deniliyor"
İŞ YÜKÜ ARTINCA TAKİP SÜRECİ BAŞLADI
Kurumda asıl işi yapanın taşeron işçiler olduğunu vurgulayan işçi, artan iş yükünü şöyle tarif etti:
"İşe ilk başladığımda 5 kişi yaptığımız işi şimdi 15 kişi anca yapabiliyor. Bölge ve personel sayısı aynı ama gönderi sayısı artınca bu kez dağıtamıyoruz. Sonra ‘Neden şikayet yağıyor?’ diye takip etmeye başladılar. Takip yapacağına ‘İş neden bitmiyor?’ diye sorsalar zaten anlatırız"
Soruşturmaların da bu şekilde başladığını anlatan işçi, bu süreçte birçok işçinin başka yerlere gönderildiğini, gitmeyi kabul etmeyenlerin de işten ayrıldığını söyledi. Postaların dağıtılmadığı, çöpe atıldığı, yanlış yerlere verildiği iddialarının ortaya atıldığını söyleyen işçi süreci şöyle anlattı:
“Postacı sırtında ağır bir sırt çantası, elinde gönderilerle dağıtıma çıkıyor. Gönderilerin bir kısmını esnafın birine emanet edebiliyor. Bu görüntülendiği zaman deniliyor ki ‘Esnafa bıraktın gidip almadın.’ Yani bırakırken takip ediyorlar ama postaları geri alırken çekmiyorlar. Yetkililere neden oraya bıraktığımızı anlattığımızda ‘Tamam, bu normal’ diyorlar ama sonra böyle bir muameleyle karşı karşıya kalıyorsunuz”
"SABAHTAN AKŞAMA KADAR 10-15 KİLOMETRE YOL MU YÜRÜYECEĞİZ?"
Takibin sonunda kimisinin oturup çay içerken görüntülendiğini ve "iş yapmıyor" diyerek suçlandığını belirten işçi, "Bu kişi kesintisiz 10-15 kilometre yol mu yürüyecek? Oturmuş yarım saat mola vermiş çok mu? Sadece mola verdiği anı çekip ‘Bu kişi çalışmıyor’ denilemez” dedi. Kurumun, Esenyurt nüfusunu hesaba katmadan kendilerinden iş beklemesinin de haksızlık olduğunu ifade eden işçi, öncelikle işin yapılabilirliğinin araştırılması ve buna göre personel sayısının artırılması gerektiğini dile getirdi.
"ÇAY İÇMEK İÇİN 5 DK OTURMADIĞIMIZ ZAMANLAR OLUYOR"
Dağıtımın yaklaşık 4-5 saat sürdüğünü, ardından merkeze dönüp çalışmaya devam ettiklerini söyleyen işçi çalışma koşullarını ve takip baskısının yarattığı durumu şöyle özetledi: “Yemek yemiyorsunuz bazen, çay için 5 dakika oturmuyorsunuz. İhtiyacınızı karşılayabileceğiniz çok kısıtlı bir zaman var. Esnafla ilişki kuruyorsunuz. Size ‘Otur bir çay iç, soluklan’ dediğinde onu bile reddetme noktasına geliyorsunuz. O kadar yoğunsunuz ki orada harcayacağınız 5-10 dakika mola ile 5 gönderinin teslimini kıyaslıyorsunuz. Haliyle halkla ilişki yürütemiyorsunuz.”
"ACABA BUGÜN HEDEF BEN MİYİM?" KORKUSU
Baskılara ses çıkaramadıklarını belirten işçi, hemen herkesin "Acaba bugün hedef ben miyim?" endişesi taşıdığını söyledi: "İşini kaybetmek istemeyen insan korkuyla yaşıyor. Acaba hedef bugün ben miyim? İşten çıkarılacak mıyım? Başka bir yere sürgün mü edileceğim? Bunun korkusuyla yaşayarak, ‘Hadi bu ayı da atlattık’, ‘Hadi önümüzdeki ayı da atlatalım’, ‘hadi, hadi’ diye diye yıllarınızı geçiriyorsunuz"
Sürgün edilmelerinin yaşam koşullarını da olumsuz etkilediğini dile getiren işçi, "Şehrin bir ucundan öteki ucuna gönderiliyorsunuz. Bunların çoğu Esenyurt’ta oturan çocuklar. 4 araç değiştirerek işe gitmek zorunda kaldılar. 08.30’da iş başı yapıyoruz. Kaçta kalkacağımızı siz hesap edin artık" dedi.
"TEK MAAŞLA GEÇİNMEYE ÇALIŞIYORUZ"
Asgari ücret görüşmelerini de değerlendiren işçi, kendileri adına olumlu bir sonuç çıkmayacağını düşündüğünü söyledi. “Tek istediğimiz hakkımızın verilmesi, adil olunması ve insanlara insan gibi davranılması” diyen işçi şöyle devam etti:
"1500 lira kira verip, İstanbul koşullarında tek maaşla geçinmeye çalışıyoruz. Eşim üniversite mezunu ama çocuklara baktığı için çalışamıyor. Asgari ücretin 200 lira artacak olması bize bir şey katmıyor. Biz neden kadrolu olamıyoruz? Adil olmanız gerekiyor"