Eskişehir'de kadınlar, kadın cinayetlerine karşı yaşam zinciri oluşturdu
Eskişehir Demokratik Kadın Platformunun çağrısı ile kadınlar öldürülen kadınların fotoğraflarını taşıyarak kadın zinciri oluşturdu.
Eylem LODOS
Eskişehir
Eskişehir'de kadınlar, kadın cinayetlerine dikkat çekmek için Eskişehir Demokratik Kadın Platformunun çağrısı ile İsmet İnönü Caddesi girişinde bir araya geldi. Öldürülen kadınların fotoğraflarını taşıyan kadınlar, caddede kadın zinciri oluşturdu. Kadınlar eylem sırasında öldürülen kadınların hikayelerini de okudu.
KADIN CİNAYETLERİ RAKAMLARA, HABER SPOTLARINA SIKIŞTIRILAMAZ
Kadınlar adına basın metnini okuyan Ceren Kökoğlu, 2013 yılında 237, 2014 yılında 294, 2015 yılında 303, 2016 yılında 328, 2017 yılında 409, 2018 yılında 440 ve 2019’un ilk 11 ayında en az 430 kadın öldürüldüğüne dikkat çekti. Sadece kasım ayında en az 39 kadının evli oldukları/eskiden evli oldukları erkekler, beraber oldukları/eskiden beraber oldukları erkekler, akrabaları, tanıdıkları, babaları, oğulları tarafından öldürüldüğünü vurguladı.
Ağızlardan bir çırpıda çıkıveren bu rakamların ardında yok olan hayatlar, şiddet, istismar, acı ve daha nicesinin var olduğunu belirten Kökoğlu, "Her gün 1 veya 2 tane kadın cinayeti haberi duymaya başladığımız bu günlerde katledilen kız kardeşlerimizin rakamların ardına, haber spotlarına sıkıştırılmalarını kabul etmiyoruz. Bu cinayetlere giden yolu ören taşları biliyoruz. O taşlar, kadınları kamusal alandan koparıp eve mahkûm etmeye çalışan, toplumu muhafazakârlaştırma adına cendereye alan iktidar anlayışı ve sistem tarafından örülüyor. Kadının kahkahasını, giyimini, sokakta gezmesini diline dolayanlardır onlar. Kadınları biçtikleri rollere hapsetmek isteyenlerdir. Kadını yedek iş gücü olarak gören emeğini ve bedenini sistematik bir şekilde sömürenlerdir" dedi.
DUYUN İSTİYORUZ!
Eşitliğin ve özgürlüğün dünyasını yan yana gelip mücadele etmeye devam edeceklerini kaydeden Kökoğlu, "Biz bugün, burada, katledilen kız kardeşlerimizle yüzleşmenizi istiyoruz. Onların hayattayken duymadığınız seslerini bugün, burada duyun istiyoruz. Bir takım siyasiler ve yöneticiler 6284’ü, devletlere kadını korumak adına çok önemli sorumluluklar yükleyen ve Türkiye Cumhuriyeti olarak ilk imzacılarından olduğumuz İstanbul Sözleşmesini tartışırken, o gürültüde duymadığınız sesleri bari bugün duyun istiyoruz. Bugün koruma kararlarına rağmen öldürülen, koruyamadığımız kadınların acısını çekmek yetmez. Şimdi sorumluluk almak, kadınların şiddete mahkûm olmadığını göstermek zamanı" diye konuştu.
AYAĞA KALKMAK VE AYAKTA KALMA ZAMANI
Şiddetin binbir çeşidiyle baş etmeye çalışan kadınların dayanışmayla nasıl güçlendiğini, ayağa kalktığını bildiklerini dile getiren Kökoğlu, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
"Şimdi ağlamak, yalnız hissetmek, çaresizliğe düşmek zamanı değil. Ayağa kalkmak ve ayakta kalmak zamanı… Kız kardeşlerimize sözümüzdür; Gülten Akın’ın da dediği gibi “Sonsuz güzelleşecek dünya biz kurduğumuz zaman!”. O dünyayı kurana kadar yitirdiklerimizi de unutmadan, onlar adına da mücadele etmeye, dik durmaya devam edeceğiz. Eğilmeden, bükülmeden, unutmadan, vazgeçmeden..."