Hasankeyf Koordinasyonundan "Mücadele ve Yıkım Ekseninde Hasankeyf" paneli
Hasankeyf Koordinasyonu, sular altında kalma tehlikesi ile karşı karşıya olan Hasankeyf'e dikkat çekmek için İstanbul'da panel düzenledi.
Fotoğraf: Evrensel
Fırat ÇILGIN
İstanbul
Hasankeyf Koordinasyonu tarafından, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesinde, Ilısu Barajı'ndan dolayı sular altında kalma tehlikesi ile karşı karşıya olan Hasankeyf ve Dicle Vadisinin durumuna dikkat çekmek için “Mücadele ve Yıkım Ekseninde Hasankeyf Paneli” düzenlendi. Panele, Koruma uzmanı Prof. Dr. Cevat Erder, TTB Onursal Başkanı Onur Hamzaoğlu, İktisatçı Prof. Dr. Şemsa Özar ve Doğu Güneydoğu Dernekleri Platformu Başkanı Abdülhakim Daş'ın da aralarında bulunduğu onlarca kişi katıldı. Panelde söz alan İstanbul'dan Hasankeyf'e giden 10 yaşındaki Can Dozdar Aydın, "Ben Hasankeyf’in çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu tarihi eser 20 bin yıldır burada ve yıkılacak. Bu nasıl bir düşünce? Bu adaletsizliktir. Bunları yok etmek insanlığı yok etmektir. Tüm ülkenin bu yıkımlara karşı birlik olması lazım” diye konuştu.
“MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Hasankeyf'i Yaşatma Girişiminden Ali Ergül, "Ilısu Barajı boyunca yapılan her adım hukuksuzdur. Bizler, yıkımı yapanlar kadar ısrarcı olmadığımız için bugün bu yıkım ile karşılaşmayacaktık. Bu yıkıma karşılık gerekli duyarlılığı oluşturamadık. Hasankeyf ilçesi olarak da savaş şeridi ile karşı karşıyayız. Hasankeyf’te yaşayanların bir kısmı taşındı. Evler şu anda harabeye dönüşmüş durumda. Dicle vadisi boyunca en az 15 köyün sular altında kaldığını biliyoruz. Böyle bir yıkım ve tahribat var. Yıllardır bu bölgede yapılan her şey suç tekil ediyor. Hasankeyf sular altında kalsa bile mücadeleye devam edeceğiz. Kurtaracağımız çok fazla alan var” ifadelerinde bulundu.
“Dünden bugüne antik kent Hasankeyf” başlıklı sunumu Hasankeyf'i Yaşatma Girişiminden Agit Özdemir gerçekleştirdi. Hasankeyf’te yıllardır mücadele verdiklerini söyleyen Özdemir, “Yurdun dört bir yanında yaşayan tarih ve doğa katliamı Hasankeyf'teki ve Dicle Vadisi'ndeki yıkımdan bağımsız değildir. Hasankeyf konusunda her yol denendi. Ama özellikle hukuki alanda mücadele eksik bırakıldı”
“HASANKEYF’İ YOK ETMEK İNSANLIĞI YOK ETMEKTİR”
İstanbul'dan Hasankeyf'e giden 10 yaşındaki Can Dozdar Aydın'da katıldı. Dozdar, "Ben Hasankeyf’in çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu tarihi eser 20 bin yıldır burada ve yıkılacak. Bu nasıl bir düşünce? Bu bir adaletsizlik. Hasankeyf sonsuza kadar burada olmayı hak eden bir eser. Hasankeyf’in sonsuza kadar burada durması lazım. Bunları yok etmek insanlığı yok etmektir. Tüm ülkenin bu yıkımlara karşı birlik olması lazım. Hasankeyf’in yıkılmasını önleyeceğiz. Tüm çocuklar gibi tarihimi yarında görmek istiyorum. Bu benim hakkım. Hiçbir devlet 12 bin yıllık tarihi yok etmede söz sahibi olamaz" diye konuştu.
“BU YIKIMIN HİÇBİR GEREKÇESİ OLAMAZ”
İkinci bölümde ise yüksek mimar Mücella Yapıcı’nın moderatörlüğünde koruma uzmanı mimar Prof. Dr. Zeynep Ahunbay ve arkeolog Nevin Soyukaya konuştu. Hasankeyf’in uzun bir mücadele geçmişinin olduğuna dikkat çekerek sözlerine başlayan Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, yıllardır süren mücadele anılarından bahsederken gözyaşlarını tutamadı. Ahunbay, "Taşımaların hiçbiri korumayla ilgili değildir. Bu yıkımın hiçbir gerekçesi olamaz" dedi. "İnsan doğa ve kültürle var" diyen Nevin Soyukaya, "90'larda Hasankeyf mücadelesine başladığımızda Mardin Valisi bizi Irak ajanı ilan etmişti. Ülkenin tüm güzellikleri devletin beka ve güven aklıyla tahrip edildi, ediliyor" açıklamasında bulundu.