"H.B’nin tacizine uğramış başka kişiler de ses çıkarmalı"
Ankara Üniversitesinden emekli Prof. Dr. H.B'nin cinsel saldırısına uğrayan Ç.B’nin avukatı Aslı Koçak Arıhan, “Tacize uğrayan başka kişiler varsa onların da ses çıkarmalarını istiyoruz" dedi.
Fotoğraf: Evrensel
Burcu YILDIRIM
Derya KAYA
Ankara
Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesinden emekli Prof. Dr. H.B’nin, sahibi olduğu hayvan hastanesinde veteriner hekim Ç.B’ye yönelik cinsel saldırı suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşmasının ardından Ç.B’nin avukatı Aslı Koçak Arıhan, Evrensel'e dava sürecini değerlendirdi. Arıhan, “Tacize uğrayan başka kişiler varsa onların da ses çıkarmalarını istiyoruz” dedi.
Prof. Dr. H.B. ve ona yardım eden iki kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması geride kaldı. İlk duruşmada Veteriner Hekim Ç.B. yaşadıklarını ağlayarak anlatırken, sanık H.B. kadının özel hayatına ilişkin suçlamalarda bulunmuştu. Mahkeme, sanıkların tutuksuz yargılanmasına karar vermişti.
"KADINLARIN DESTEĞİ GÜÇ VERDİ"
Müvekkilinin mahkeme safhasında yaşadığı travmayı çok zor anlattığını belirten Arıhan şöyle konuştu:
“Duruşma sırasında hepimiz devam edemeyeceğini düşündük. Çok zordu, hepimiz ağladık onunla. ‘Anlatmak istiyorum’ dedi. Biz hukukçular çok fazla kanun çerçevesinde düşünüyoruz. Bu davada bir kez daha mağdur psikolojisinin bambaşka bir şey olduğunu gördüm. Nasıl ifade vereceğini, nasıl anlatacağını kendisi de önce karar veremedi. Sonrasında duruşmaya gelenlerin onunla birlikte atan yüreklerini, onun için geldiklerini görünce kendisi ifadesinin açık olmasını istedi. Gerçekten gelen kişiler onun için büyük destekti.”
"AYLARCA EVDEN TEK BAŞINA ÇIKAMADI"
Müvekkilinin büyük bir travma yaşadığını söyleyen Arıhan, aylarca evden çıkamadığını, şimdilik sadece ailesiyle dışarı çıkabildiği, hayatının bambaşka bir aşamaya evrildiğini yine de hayata tutunmaya çalıştığını vurguladı. Arıhan, “Daha önce olan birçok taciz vakasıyla ilgili o kızların sesi olmak istiyor. Başka buna uğrayan kişiler varsa onların da ses çıkarmalarını istiyoruz” dedi.
"SANIKLA MAĞDUR YAN YANA GELMEMELİ"
Müvekkilinin ilk duruşmada yaşadığı olayı sanıklara bakarak anlatamayacağını paylaşmasının ardından tanık ifadelerinin alındığı yerde yaşananları anlattığını söyleyen Arıhan, “Psikolog desteği istedik, işini çok iyi bilen biriydi. Olması gereken de oydu. Hakim, savcı, avukatlar olarak bir mağdurun nasıl ifade vereceğini bilmiyoruz. Bu konuda yapılan her zorlama yeni bir travmaya neden oluyor. Heyet gerçekten dinlemeye, olayla ilgili zorlamadan ifade almaya çalıştı. Ama sanıkla mağdurun yan yana gelmeyeceği ortamın olması lazım” diye konuştu.
"TECAVÜZ DOSYALARI KLASİK DELİL ANLAYIŞINDAN ÇIKMALI"
Dosyaya ilişkin birçok şeyin artık değişeceğini düşünen Arıhan, “Aslında çoğu zaman deliller yok edildiğinde sadece mağdurun beyanı nedeniyle cezasız kalan birçok tecavüz dosyasının değişmesini istiyoruz. Tecavüz dosyalarında deliller adli tıp raporu ya da bambaşka klasik delillerden çıkılabilmeli” dedi. Arıhan, tecavüze uğrayan kişilerin hemen karakola gidemediğini, bazen yaşadığı olayı bilemediğini, bilse de şikayetçi olup olmama noktasında hemen karar veremediğini bazen de travmayı atlatamadığını düşünüp çok sonra şikayetçi olmaya karar verdiğini vurguladı.
"ANLAŞILMAK VE ADALET İSTİYORLAR"
Kadına yönelik suçların kimsenin olmadığı yerlerde gerçekleştiğine dikkat çeken Arıhan, “Bazen mağdurlar kendilerini intihar edecek kadar kötü durumda, çaresiz hissediyorlar. Aslında istedikleri dertlerinin dinlenmesi, anlaşılmak ve adaletin gerçekten yerini bulması” dedi. Tacize, cinsel saldırıya uğrayan birinin yaşadığını gidip anlatmasının ve şikayetçi olmasının hiç de kolay olmadığını vurgulayan Arıhan şöyle konuştu: “Ben meslek hayatımda eğer şikayetçi olmuyorlarsa bunu atlatamadıklarını gördüm. Onu unutmuş ya da olmamış kabul etmek gibi bir durum yok. Mutlaka hayatlarının bir döneminde bu travmayla yüzleşiyorlar. Bu nedenle mutlaka şikayetçi olmaları lazım. Karakola gidildiğinde birçok sorunla karşılaşabiliyorlar. Benim de müvekkilim birçok zorlukla karşılaşmasına rağmen dün sanık sandalyesinde bu iddiayla yargılanan üç kişi vardı” ifadelerini kullandı.
SESSİZ KALDIKÇA DAHA DA ARTIYOR
Yaşanan bu tür olaylarda takipsizliğin, şikayetten vazgeçmenin cezasızlığı getirdiğini söyleyen Arıhan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sesimizi daha güçlü çıkaracağız, birlikte olacağız, yan yana duracağız. Bu anlamda da barolar, STK’ler, kadın kuruluşları aslında kötü olaylar yaşanmasına rağmen karakollarda işini iyi yapmaya çalışan insanlar, hakimler, savcılar var. Sessiz kaldıkça bu iş bitmez, örtbas ettikçe unutulmaz, bilakis artarak devam eder. Başınıza gelen olayda suçlu siz değilsiniz. Bunun da cezalandırılması gerekiyor”