evrensel.net
PAYLAŞ

Ruam hastalığı nedir?

DETAYLAR
Fotoğraf: DHA
AŞAĞI KAYDIR

Ruam hastalığı nedir, bulaşıcı mı, belirtileri nelerdir? Veteriner Hekimler Prof. Dr. Murat Arslan ve Prof. Dr. Seyyal Ak Ruam hastalığına karşı uyardı.

Adalar Kaymakamlığı’nın Büyükada'da Ruam hastalığına yakalandığı tespit edilen 81 atın itlaf edildiğini açıklamasının ardından Ruam hastalığının ne olduğu, nasıl bulaştığı ve insanlara bulaşıp bulaşmadığı merak konusu oldu. Hastalığın insanlara solunum, sindirim ve deri yoluyla bulaşabileceğini belirten veteriner hekimler, Adadaki hayvanların tek tek kontrol edilmesi ve kaçak hayvan girişinin engellenmesi uyarısında bulundu.

RUAM HASTALIĞI NEDİR?

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa (İÜC) Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Seyyal Ak, tek tırnaklı hayvanlarda (at, katır, eşek gibi) görülen bulaşıcı ve zoonoz bir hastalık olan Ruam'ı insanlardan hayvanlara, hayvanlardan insanlara geçebilen hastalık olarak tanımladı. Ak, "Bu önemli bir hastalık. Milattan sonra 200’lü-300’lü yıllarda ortaya çıkmış bir hastalık, yeni bir hastalık da değil. Hayvanlarda tedavisi yok, yapılamıyor. Çünkü insanlara veya diğer hayvanlara bulaşma söz konusu olduğu için, hayvanlarda tedavi yapmıyoruz. O aşamaya geldiyse eğer, hayvanlarda ortaya çıktıysa, tanı konulduysa, söylemesi güzel bir laf değil ama 'itlaf' yoluna gidiyoruz. Hayvanları öldürmek zorundayız ki diğer canlılara bulaşmasın diye ama insanlarda tedavisi olan bir hastalık" diye belirtti.

NASIL BULAŞIR?

Hayvanlarda hastalığın görülme şeklini ve diğer hayvanlara nasıl bulaştığını anlatan Prof. Dr. Ak, "Burun duamı, deri ruamı ve akciğer ruamı olarak görülüyor. Bu hayvanlarda dışarıya akıntılar oluyor. Bunlar ağızdan, burundan akıntılar olabilir veya deri ruamı formuysa apseler patlıyor, apselerden dışarıya irinler çıkıyor. Bunlar çevreyi kontamine ediyor. Diğer hayvanlar, kontamine olan sudan, yemden veya yakın temastan bunu alabiliyorlar. Solunumla da alıyorlar. Zaten adı üstünde nereye gidiyorsa, o şekilde bulaşma oluyor" dedi. 

İstanbul Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan da hastalığın bulaşma biçimlerini şöyle ifade etti: "Hastalık çeşitli yerlerden bulaşabilir. Mesela, atların aynı su yalaklarından su içmesiyle, aynı yemi yemesiyle ya da birbirleriyle olan temaslarından dolayı hastalık bulaşabiliyor. Aslında ısı, ışık gibi fiziksel etkenlere ve dezenfektanlara dayanıksız bir hastalıktır. Eğer temizlik iyi yapılırsa bu bakteri ölüyor. Ancak bakımı iyi olmayan zamanlarda bölgeden bölgeye bulaştırılabiliyor. Dışarıdan hasta hayvan getirilirse ya da bakterinin bulaştığı bir malzeme getirilirse hastalık bulaşabiliyor."

BELİRTİLERİ NELER?

Hastalık belirtilerinin, hastalığın bulaşma durumuna göre değiştiğini aktaran Arslan, "Çeşitli formları var. Biri deri formu. Derisinde büyük irinli apseler meydana geliyor. Solunum güçlüğü çekiyor. Ruam hastalığının bulaştığı hayvanın bir süre sonra iştahı kesiliyor, zayıflıyor. Ölüm durumu ise atın direncine göre değişebiliyor. At zayıfsa hızlı bir sürede 3-5 gün içerisinde ölürken, zayıf değilse daha uzun süre yaşayabiliyor" diye konuştu.

İNSANLARA BULAŞIR MI?

Ruam hastalığının insanlara da bulaşabileceğini belirten ve özellikle hayvan bakıcıları birinci derecede risk altında olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Seyyal Ak, "Türkiye’de yasal olarak at eti tüketimi yok fakat kaçak olarak bir sucuğa katıldıysa, ete katıldıysa veya satıldıysa, ortası az pişmiş ve çiğ tüketilen bir sucukla insana bulaşabilir. Yani sindirim yoluyla insana bulaşabilir, yoğun ortamda solunum yolu ile geçebilir veya deriden çizik, incelmiş deri gibi bozukluğu varsa deri yoluyla da insanlara bulaşabiliyor" dedi. 

"ÖNLEM ALINMAZSA ADADAKİ BÜTÜN ATLARA YAYILIR"

Hastalığın bulaşma ihtimalini değerlendiren Arslan, şunları söyledi: "Önlem alınmazsa, hastalık adadaki bütün atlara yayılır. Önlem için, hasta atların ayrılması gerekiyor. Derin çukurlara gömülerek üstleri kapatılıyor. Bu hastalığın bilinen bir tedavisi yok. Antibiyotik ve destekleyici tedaviler yapılıyor. Ölüm oranı yüksek oluyor. Bu mikroorganizmalar çeşitli ortamlarda yaşıyor. Uygun şartların olduğu, rutubetli, nemli ortamlarda yaşıyor. Yaşadıkları yer, tamamen canlının olmadığı yerler de olabilir. Ama bulaşma olduğu andan itibaren, uygun ortamı bulunca çoğalıyor. Bulaşma bu şekilde gerçekleşiyor."

“HAYVANLAR TEK TEK KONTROL EDİLMELİ"

Bu hastalığın önlenmesi için adalardaki hayvanların tek tek kontrol edilmesi ve sınırlardan kaçak hayvan girişinin engellenmesi gerektiğini söyleyen Ak, “Mallein testi yapılır, bunun yöntemi vardır. Pozitif çıkanlar kötü bir şey ama itlaf ediliyor. Şüpheli veya negatif çıktıysa 20 gün sonra bir daha yapılacak. Onun sonucuna göre de değerlendirme yapılıyor. Bir kere en çok yoğun olan kısım burası, burası bir kontrol altına alınır. Bundan öte, özellikle bu hatsalık İran’da çok görünüyor. Sınırlarımızın kontrol altına alınması lazım. Kaçak hayvan girmemesi lazım. Bizim bir çok hastalıkta çektiğimiz sıkıntı, tamamen yok edemememiz. Sınırlarımızdan kaçak hayvanların içeriye girmesinden dolayı oluyor. Sınırlarda çok dikkat etmemiz gerekiyor. Buradan giren hayvanlar burada tehlike oluşturuyor" ifadelerini kullandı. 

RUAMLI ATLAR NASIL GÖMÜLMELİ?

Seyyal Ak, hastalıkla mücadele etmenin tek yolunun hasta hayvanların 'insancıl yöntemlerle' itlaf edilmesi, derin çukurlara gömülmesi ve üzerine sönmemiş kireç dökülmesi olduğunu belirterek, "İtlaf edilen hayvanları derin çukurlara gömmek,  üzerine sönmemiş kireç dökmek zorundasınız. Bunun nedeni; hastalığı yok etmek. Derin gömülmesinin nedeni toprağı kazıp et yiyen hayvanların ulaşmaması. Üzerine sönmemiş kireç dökülmesinin amacı da bakterilerin üremesini önlemek. Başka yere götürmek gerekmiyor. Bunun taşınması sırasında yanlışlıklar yapılabilir. Bulunduğu yerde yok etmemiz gerekiyor" diye konuştu. (HABER MERKEZİ)

İLGİLİ HABERLER
DİĞER HABERLER