21 Aralık 2019 23:18

"13 yıldır işçilerle oyunlar sergiliyor derdimizi anlatıyoruz"

Petrol İş Sendikası Aliağa Şubesi bünyesinde kurulan ve 13 yıldır çalışmalarına devam eden Ayak Takımı Tiyatro Topluluğuyla sohbet ettik.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Fatma Sibel GÜL
Eren SARAN
İzmir

Petrol İş Sendikası Aliağa Şubesi bünyesinde kurulan ve 13 yıldır çalışmalarına devam eden Ayak Takımı Tiyatro Topluluğuyla yeni oyunları öncesi söyleştik. Bu sezon Aziz Nesin’in yazdığı “Başarılarımı Karılarıma Borçluyum” adlı oyunu sahneleyen Ayak Takımı Tiyatro Topluluğu, kuruluşundan bugüne Aliağalı emekçilere sahneden sesleniyor.

Petrol İş üyesi işçilerin nefes egzersizleri ve beden dili çalışmaları ile başlayan ve bugün işçilerin, işçi eşlerinin, emeklilerin ve gençlerin bir arada çalıştığı bir topluluk olan Ayak Takımı ismini dönemin başbakanının “Ayaklar baş olursa” söyleminden alıyor.

"TİYATRO OYNAMAK ÇOK GÜZEL BİR DUYGU"

Eşi PETKİM’de çalışan Sibel Sevim 13 yıldır çalışmalara katılıyor. Önceleri kızı ile birlikte oynadıklarını ifade eden Sevim, “3 yıldan beri eşim de aramızda. Tiyatro oynamak çok güzel bir duygu ben daha önce bir insan ile karşılıklı konuşmada çekinen, endişe duyan birisiydim. Kendimi ifade etmem konusunda tiyatronun çok faydası oldu. Her şeyden önce bize büyük bilgi birikimi sağladı” diyor. Eşi ve kızı ile birlikte oynayan Belgin Çetincan her zaman tiyatro yapmak istediğini, Ayak Takımı ile kuruluşundan bugüne birlikte çalıştığını ve sahneye çıktığı ilk günden bugüne kendisindeki değişimden mutlu olduğunu söylüyor.

"HER KADIN KENDİNE HAS ÖZELLİKLER TAŞIR"

PETKİM İşçisi Ebru Er ise politik bir topluluk olduklarını ve oyunlarını da işçileri, emekçileri anlatan muhalif oyunlardan seçtiklerini ifade ediyor. Sezon başında birkaç oyun okuyup kendilerini yansıtan en doğru oyunu bularak yola devam ettiklerini söyleyen Er, “Bu sene komedi oynamak istedik, uzun süren okumaların sonucunda Aziz Nesin oyununa karar verdik. Biz bu eseri sergilerken nasıl yorumlamalıyız ne anlatmalıyız diye hâlâ tartışıyoruz. Oyunumuz kadına şiddetten bahsediyor ve bizim de iyi yorumlamamız gerektiğini düşünüyoruz. Normalde her erkeğin kafasında bir kadın figürü var, eş seçerken, kız arkadaş seçerken de öyle. Bir erkek karısı güzel olsun ister, işveli cilveli olsun ister, yemek yapmasını bilsin ister, namuslu olsun ister. Yani birçok özelliği kafasında kurar. Başrolde yer alan Ziya karakterinin her bir karısı bu özelliklerden sadece birini taşıyor. Biz bu oyun ile hiçbir erkeğin kafasındaki bütün özellikleri barındıran bir kadın yok. İdeal kadın yok. Her kadın kendine has özellikler taşır” diyerek oyunun neye vurgu yaptığını anlatıyor. Habib Kılıç şiddet gören kadınların toplumda karşı karşıya kaldıkları zorlukları vurgulandığı bir oyunu tercih ettiklerini belirtiyor ve ekliyor, “Şiddete karşı toplumsal tepkinin artması gerektiğini düşünüyoruz. Oyunda da bunları anlatmaya çalıştık.”

"EMEK MÜCADELESİNİ ANLATIYORUZ"

PETKİM’den Emekli İbrahim Doğangül ise, “Biz bir işçi tiyatrosuyuz. Kurulduğumuzdan beri emek mücadelesini, sınıf mücadelesini anlattık. Biraz sıkıcı bulunuyordu. Bu oyunu seçmemizdeki neden de komedi türünde olmasıydı. Bu oyunda da kadına şiddeti sadece işlemedik bir meta haline getirilmesini bir mal varlığıymış gibi alınıp satılmasını mizah içinde işledik. Oyun zaten başlık parasıyla başlıyor, iş şiddete kadar ilerliyor sonrasında. Yani hem erkeğin beklentileri üzerinden kadın tarifi hem de kadın erkek ilişkilerini anlatan eleştirel bir bakış açısı sunuyoruz” diyor.

"ALİAĞA’DA TİYATRO SALONU YOK"

2006 yılında kurulan ve kapılarını Aliağa’da yaşayan tüm işçilere açık tutan Ayak Takımı Tiyatro Topluluğunun oyuncuları Aliağa’da bir tiyatro salonu olmadığını vurguluyor. TÜPRAŞ Halk Eğitim Merkezinde oyunlarını sergilediklerini dile getiren oyuncular, “PETKİM’in bir salonu var ama herkes kullanamıyor. TÜPRAŞ halk eğitim merkezi yetersiz. Çok amaçlı salonlar inşa ediyorlar ancak tam anlamıyla bir amaca hizmet etmiyor. Hem büyükşehir hem Aliağa Belediyesi iki tane büyük bina yaptı ama içlerinde tiyatro salonu yok” diyerek verdikleri emeğin düzgünce sergileneceği bir salonun yapılması gerektiğini söylüyor.

"ALİAĞALILARLA BÜTÜNLEŞTİĞİMİZİ DÜŞÜNÜYORUM"

Yönetmen Cihangir Turantaş, “13 yıldır işçilerle, işçi eşleriyle ve çocuklarıyla, Petrol İş Sendikasının da desteği ve emeği ile oyunlar sergiliyor, okumalar yapıyor ve derdimizi anlatıyoruz. Amacımız şov dünyasına tüketim ürünleri imal etmek değil. Bu koşullarda var olan olanaklarımızı değerlendiriyoruz, dekorumuzu kendimiz tasarlıyoruz ve yapıyoruz. Işığımızı kendimiz yapıyoruz. Kostümlerimizi kendimiz seçiyoruz. Burada ciddi bir emek var. Zaman zaman işçilerin emekçilerin katılabileceği seminerler düzenliyoruz. Geçen bu sürede Aliağa halkı ile de bütünleştiğimizi düşünüyorum. Seminerler nedeniyle Ayak Takımı’na kazandığımız birçok arkadaşımız oldu. Bunun daha çok olmasını hedefliyoruz. Özellikle üzerinde durulması gereken bir konu da Aliağa bir işçi kenti ve burada bir şehir tiyatrosu yok. Biz Aliağa’daki işçileri kendilerinden ve sanattan öğrenmeye, sorgulamaya çağırıyoruz” diyor.

Söyleşinin ardından oyunlarını izlediğimiz Ayak Takımı Tiyatro Topluluğu her sene olduğu gibi bu sene de dolu bir salonda Aliağalı emekçilerle buluşuyor. İki perdeden oluşan oyunda oyuncular üç saati aşan bir süre soluksuz bir performansla alkışı hak ediyor.

ÖNCEKİ HABER

TTB'den tıbbi fetva sempozyumuna tepki: Tıbbın kaynağı bilimsel bilgidir

SONRAKİ HABER

Mersin'de “Demokratik Türkiye, halk için bütçe” talebi haykırıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa