Tezcan Karakuş Candan: Sinan Aygün ne derse desin bu bir kent suçu
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan: Sinan Aygün’ün TOGO Kuleleri sadece bir nokta. Birçok yer var burada; iktidarın, Gökçek döneminin kentsel rant politikasının bir ürünü.
FotoğraF: Evrensel
Sultan ÖZER
Ankara
TOGO Kuleleri ile başlayan tartışma ile kent planlarında oynanarak elde edilen rantlar da bir bir dökülmeye başlandı. Bu sürecin başından beri mücadelesini yürüten Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, başta Eskişehir yol aksı olmak üzere büyük rant planlarına işaret etti. Candan, TOGO Kuleleri ile ortaya dökülen kirli ilişkileri, kentin yağmalanmasını, işlenen kent suçunu Evrensel'e anlattı. Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) başta olmak üzere Ankara’nın önemli arazileri üzerindeki plan değişikliklerini yargıya taşıyarak, büyük rant ve talana dikkat çeken Tezcan, Sinan Aygün “Ne derse desin kent suçu işledi” dedi.
7 Haziran seçimleri öncesi Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç “Ankara’yı parsel parsel sattılar” diyerek Melih Gökçek’i suçlamış, ancak sonra susmuştu. TOGO Kuleleriyle ortaya çıkan bu parsel parsel satışın bir parçası mı?
Tek başına parsel parsel değil tabii. Melih Gökçek yönetimi, daha doğrusu Melih Gökçek, AKP’nin yerel yönetimlerdeki laboratuvarı gibiydi. Simge uygulamalarının sorumlusuydu. Dolayısıyla onun yönetimindeki bütün bu kent topraklarının talanı ve buradan bir sermaye birikimi sağlanması Ankara’da, İstanbul’da, değişik yerlerde AKP iktidarının kentsel politikalarının talan politikaları ile anıldığı bir döneme işaret etti.
Bu bölge, özellikle TOGO Kulelerinin bulunduğu bölge, ODTÜ’nün hemen karşısında. Eskişehir yolu aksına baktığınızda, Eskişehir’e doğru giderken, sol tarafında -Çukurambar bölgesi zaten AKP’nin de aslında kentsel politikalarının hayata geçirildiği ve sermaye birikiminin sağlandığı yer- bir kentsel talan süreci yaşandı. Ayrıcalıklı imar hakları verildi. Bunlar içerisinde TOGO sadece noktalardan bir tanesi. Bu bölgenin odak altına alınması, incelenmesi gerekiyor. O dönemin bütün siyasal, mülkiyet ilişkilerini de paylaşım sürecini de ortaya çıkartıyor.
Bugün TOGO ile ortaya çıkan süreç aslında bir kentsel rantın nasıl paylaşıldığını ve nasıl ilişkiler etrafında döndüğünü gösteriyor. Aktörler kimler, nasıl aşamalardan geçmişler, nasıl ilişkiler kurmuşlar, yargı ile ne tür ilişkiler kurulmuş? Bunların hepsi bir bir çıkıyor ortaya. O açıdan incelenmeye değer bir tez konusu gibi karşımızda.
"RANTIN PARTİSİ OLMAZ"
Tam burada, aktörler derken. Mesela Sinan Aygün CHP milletvekili idi. Melih Gökçek AKP’li idi. Ama Sinan Aygün’ün yararına imar değişikliğine onay vermiş. Nasıl oluyor bu?
Rantın partisi olmaz. Kişisel çıkarların korunması sürecinde birçok kararlarda birlikte davranabilirler. ‘Rantın, paranın partisi yok’ derler. Dolayısıyla bu tür ilişkiler içerisine giriyorlar.
Tabii o temsiliyetlerinin tartışılması önemli. Bu temsiliyetlere bu kadar prim veriliyor olması açısından önemli. İşin farklı siyasal farklı boyutlarını ortaya çıkartıyor.
Sabah benim dersimin konusu, ‘Yerel yönetimlerin kent politikalarına etkisi üzerine’ idi. Tam da Aygün’ün açıklaması sırasında TOGO örneğini öğrencilerimizle işledik. Nasıl ilişkiler, hangi aşamalardan geçiyor ve kent nasıl rantın aracı haline geliyor diye.
Çok mu dava açıyorsunuz?
Sinan Aygün Mimarlar Odasının her şeye dava açtığını söylüyor. Valla her yere dava açmıyoruz. Kent suçu olan, kişiye özel imar hakkı verilen, halkın yararına olmayan kentin sistematiğine, planlamasına aykırı olan her yere dava açıyoruz, olanağımız olduğu süre içerisinde. Çünkü Mimarlar Odasının bu kent mücadelesiyle yoğun yürüttüğü çalışmadan kaynaklı iktidarın hedefi haline geldik. Mevzuatlarla bütçemizi daraltıp, üyelerimizi baskı altında tutarak oda ile ilişkilerini engellemeye çalışıyor, projelerin denetimini yaptırmıyor iktidar. Dolayısıyla gelirlerimiz azalıyor. Belki gelirlerimiz daha çok olsa daha çok dava açabilirdik.
Şu anda Ankara’da değişen yaklaşık 10 bin tane plan kararı var, 2023 Nazım İmar Planı’na göre. Biz bunun yüzde 10’una dava açmış durumdayız. Büyük ölçekli projeler. Tabii bunun büyük bir kısmı AOÇ, bunun dışında 120’yi aşkın davamız var.
İncek’te , Alacaatlı’da, Eskişehir yolu üzerinde Etlik’te bütün kamu arazilerinin peşkeşine.. Kamu ya da özel fark etmiyor, yargıya taşıyoruz. Gerçekten kentin sistematiğini bozan, kamu yararına olmayan projeleri...
TOGO Kuleleri örneğini alırsak, kişiye özel olduğunu gösteren belirgin izler neler?
Ayrıcalıklı imar hakkı denilen şey. Normalde bir plan var, 2023 Nazım İmar Planı. O planda alanlar bellidir. Sizin bir plan değişikliği getirmeniz kişiye özeldir, niçin plan değişikliği getiriyorsunuz.
Planlar aslında çok uzun ölçekli kararlardır. 2007’de yapılıyor plan, 2023’e kadar geçerlidir. Yani 2023’e kadar siz bu planda hiçbir değişiklik yapmayacaksınız demektir. Çünkü bu plan onaylanmıştır, üst ölçekli karar verilmiştir. Bundan sonra her türlü plan değişikliği kişiye özeldir.
Mesela İncek’e bakalım. İncek, 2023 Nazım İmar Plan’larında ikişer katlı sayfiye evlerin yapıldığı villa arazileri, parselleri idi. Şimdi ne yaptılar, 2 kattan 32 kata çıkarttılar. Bu, kişiye özel, ayrıcalıklı imardır. Siz o planı değiştirip 32 katlı yaparsanız orada 30 katlı bir rant var demektir. O 30 katın nasıl paylaşıldığı tartışılır. Yani, üst ölçekli planlara aykırı olarak plan değişikliği yapmak ayrıcalıklı imar hakkı demektir.
Sinan Aygün, ‘7 kat tabana indik, ama burasının rant alanı olduğu iddiası gerçek değildir’ diyor ve ticari olarak kullanılmayacağını, buranın satılamayacağını öne sürüyor.
Neyi satıp satmayacağını, nasıl kullanıp kullanmayacağını tartışmayız biz. Kendisinin deyimi ile eğer 7 kat verilmişse, yani aşağı inilmişse, artı-eksi 00 (sıfır sıfır) kotuna en yüksek noktadan aldıkları için bu 7 katta arazinin tamamını kullanabiliyor inşaat alanı olarak. 12 bin metrekare. 12 bin metrekare çarpı 7.84 bin metrekare. Bakın bir plan notuyla bir anda 84 bin metrekarelik inşaat alanı veriliyor. Buraya otopark da, iş merkezi de yapabilirsiniz. Plan notları çok açık:
“00 kotlu planda işaretlenmiştir. Bu yolun en üst isabet eden bordur kotu da 00 kotu olarak alınacaktır. 00 kotu altında açığa çıkan katlar emsal harici olup, parsel sınırına kadar ticari amaçla kullanılabilir” diyor.
En üst noktayı 00 koyduğunuzda, açığa çıkan katları söylüyorum, en az dört kat çıkmış mesela.
Bu demektir ki, burayı ticari olarak kullanabilir diyor. Yola kadar. Normalde çekme mesafeleri verilir, yoldan çekilir, komşu mesafeleri denilir. Şimdi diyor ki, “00 kotunda, yolun dibine kadar inşaat yapabilirsin.” Bu ne demek, çekme mesafelerini de kullanabilirsin demek. 12 bin metrekarenin tamamını, yola, sınıra kadar kullanıyorsun. Bunlar çok büyük rantlar.
7 kat verdi diyor ya Sinan Aygün, ekstra 84 bin metrekare demek bu. Normalde buraya 12 bin metrekare ise, 2/10 emsal ise 12 bin çarpı 2.10; 25 bin metrekare inşaat alanı vardır. Burayı emsal dışına çıkartırsanız, 84 bin metrekarelik inşaat alanına dönüşmüş oluyor. Rant burada işte.
Bunun karşılığında da 32 derslik okul yapacağım diyorsunuz.
Babasının hayrı için yapıyormuş
Öyle olmaz. Babasını da bu tür şeylere katmaması gerekir. Yazık adamın ismi vs.
25 milyonluk rüşvet ne?
Arka planını bilmiyoruz, ama bu tür ilişkilerde böyle şeyler olabilir. Ama şunu söyleyebilirim, 2018’de bir meclis kararı getiriyorlar, 1685 No’lu. Mustafa Tuna döneminde. O kararda deniyor ki, ‘Bu tür imar artışlarında, karşılığında okul, spor tesisi vs. yapılmasın, paraya dönüştürülsün, parası belediyeye yatırılsın.’ Böyle bir meclis kararı alıyorlar. ‘Bu paranın da kullanımına belediye başkanı ile encümen karar versin’ deniyor.
Dolayısıyla biz bu kararı yargıya taşıdık. Belediye Meclisinin elinden yetki alınıp belediye başkanı ile belediye encümenine veriliyor, ayrıca imar artışı konusundaki, daha önce kamusal rüşvet olarak okul, spor tesisi, sosyal tesis yapıyordu, bunu paraya tahvil ediyor ve pazarlığın önünü açıyor aslında. Bu 25 milyon meselesi de böyle bir şey olabilir.
Bu karar hâlâ yürürlükte mi?
Dava ettik ama iptal ettiremedik, halen yürürlükte. Muhtemelen bir okul pazarlığı da olabilir. O diyor ki 2 milyon, 0 diyor ki 20 milyon. Kıstası yok ki.
Eskişehir yol aksında başka örnekler ...
YDA binası, demir kafes var aynı şekilde. Niye mesela YDA sürecini devam ettiriyor. Orada da davamız var süren, 6 plan değişikliği var.
Kentte yaşayan insanların hayatlarını çekilmez çileye dönüştüren süreçlerin mekansal karşılığı bunlar. 2.5 saatte gidiyor insanlar sabah ve akşam saatlerinde işlerine, evlerine. Eskişehir yolu aksı çok yoğun oluyor. Tek nedeni bu kadar büyük ölçekli, ayrıcalıklı imar haklarının verilmesi.
Buna bir de Şehir Hastaneleri eklenince...
Şehir hastanesi de eklenince kıpırdayamaz hale geleceksin, yolda ölecek insanlar.
Sinan Aygün başka AVM’ler örneğini verdi…
Sinan Aygün ne derse desin, bu bir kent suçu. Öbürü de yapmışsa o da yanlış ve suç. Bu bölgede yeni imar hareketleri ile yeni bir kentsel talan sürecinin laboratuvarı kuruldu. Sinan Aygün’ün TOGO Kuleleri sadece bir nokta. Birçok yer var burada; iktidarın, Gökçek döneminin kentsel rant politikasının bir ürünü. Sonuçta bu ilişkilerin nasıl kurulduğunu, kentlerin hangi ilişkiler üzerinden nasıl katledildiğini gösteriyor bunlar. Sinan Aygün’ün hiçbir açıklaması bunu değiştiremez. Orası bir kent suçu. Belediye de üzerine düşeni yapmıştır. Sonucunu getirmesini, diğer projelerde de aynı tavrı göstermesini isteriz.