29 Ekim 2012 15:54

3 gazete, ortak yalan

Cezaevlerinde 12 Eylülden itibaren Abdullah Öcalan’a tecridin kaldırılması ve ana dilde eğitim-savunma hakkı talepleriyle başlatılan ve birkaç gündür artık “ölüm orucu”na dönen açlık grevlerinde bir kritik gün daha geride kalıyor. Cezaevlerindeki açlık grevleri sürerken, bazı gazeteler ve yazarları

3 gazete, ortak yalan
Paylaş
Erdi Tütmez

Bazı köşe yazarları açlık grevlerini değerlendirirken eldeki bilgilerden yola çıkmayı ve eylemcilerin somut taleplerini temel almayı sürdürürken, bazı yazarlar artık eldeki bilgilere kaynağı belirtilmeyen “bilgiler” ya da yorumlar ekliyor, örneğin “Görüşmelerin zaten yapılmakta olduğu” gibi “bilgiler” ortaya atıyorlar, ya da “Grevin çözüldüğünü, açlık grevinin başarısız olduğunu” söylüyorlar. Geçtiğimiz günlerde The Guardian gazetesi açlık grevini görmüştü. Bizde ise yöneticiler birbirini arıyor, “aman görmeyelim”diye. Türkiye’de yüzlerce televizyon ve gazete var ancak belli başlı yayın organlarını saymazsak vatandaş açlık grevi ile ilgili yankıları The Guardian, Wall Street Journal gibi gazetelerden öğrenmek zorunda kalıyor!

DEVLET YAŞATIYOR MU?

Bugün Star, Yeni Şafak, Sabah gazetelerinde, süren açlık grevlerine PKK yöneticilerinin katılmaması nedeniyle 112 mahkumun açlık grevini bitirdiğini ve bu sayının giderek arttığına ilişkin bir haber yayınlandı.

Sabah gazetesi ‘Devlet yaşatıyor, örgüt öl diyor’ manşetiyle çıkarken, haberde şu ifadelere yer verildi : “Cezaevlerindeki açlık grevine üst kadroların katılmamasına diğer tutuklular tepki gösterdi. Eylemciler “Devlet yaşatmaya, örgüt ve vekiller öldürmeye çalışıyor” diyerek greve son vermeye başladı “İmralı’ya tecrit kaldırılsın, ana dilde eğitime imkan tanınsın, ana dilde savunma hakkı verilsin” talebiyle 12 Eylül’den beri PKK ve KCK sanıkları tarafından başlatılan açlık grevinde çözülme başladı. Eylemlerin PKK’nın istediği gibi gitmediği ortaya çıktı. En son çocukları grevlere dahil etmek isteyen PKK’nın planı ters tepti. Açlık eylemlerine başlatılan kişilerin alt düzey örgütçüler ile bir kısım canlı bombalardan oluştuğu ortaya çıktı. Çoğunun bu eylemlere örgüt baskısıyla katıldığı BDP ve PKK düzeyinde üst düzey isimlerden hiçbirinin açlık grevine katılmadığı, bu nedenle tabanın rahatsız olduğu belirlendi. Alt düzeydeki örgüt üyelerinin süresiz açlık grevine zorlanıp, yönetici pozisyondakilerin rahat yaşamlarına devam etmesi, greve katılanları üst yönetime karşı isyan noktasına getirdi. Geçtiğimiz hafta 300 tutuklu ve mahkûmun cezaevleri yönetimine dilekçe verdiği ve “Maksat hasıl oldu. Artık uzatmanın anlamı yok” dediği belirtildi. Örgütünse tutukluları tehdit edip “Çözülme yaşanmasın” emri verdiği ortaya çıktı. BDP’nin, açlık grevlerini sürdürme ısrarı karşısında, “Devlet yaşatmaya, örgüt ve temsilcisi vekiller öldürmeye çalışıyor” tepkisi oluştuğu ifade edildi.” Haberde grevde çözülmelerin başladığı, devletin yaşatmak için tüm imkanlarını seferber ettiği söylenirken, tutsakların taleplerinin olmadığı sadece örgüt tarafından greve zorlandığı söylendi. Bazı yazarlar ise devletin elinden geleni yaptığını söylüyor. (İstanbul/EVRENSEL)


TEKER VE DEMİRTAŞ HABERLERİ YALANLADI

Açlık grevinin sonlandırıldığı haberine TUHAD-FED Genel Başkanı Zübeyde Teker ve BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'tan yalanlama geldi. Açlık grevinin 48. gününde Habertürk'ün yaptığı 'Flaş! Cezaevlerinde 48 gündür açlık grevinde bulunan 305 mahkum saat 12 itibariyle açlık grevine son verdi!' twit haberine Tutuklu Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Zübeyde Teker, Twitter üzerinden '48. günde 65 cezaevinde 658 siyasi tutsak açlık grevinde. Açlık grevi peyder pey gruplar halinde katılımla yayılmaya devam ediyor' açıklamasında bulundu. Teker yazılı açıklamada da bulunacaklarını belirtti. BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'tan da “Açlık grevlerinin bir an önce sonlanmasını biz de isteriz ama hiç bir cezaevinde açlık grevi sonlanmış değil” açıklaması geldi.


ÜMİT FIRAT’A GÖRE AKP BU SÜRECİ İYİ YÖNETMİŞ!

Yazar Ümit Fırat’la bir röportaj yapan Star gazetesi ise, AKP’nin bu süreçte Kürt halkını dinlediğini ve BDP’ye koz vermediğini söylüyor. Haberde ise öne çıkan noktalar şöyle “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kan, duracaksa MİT İmralı’ya da gider” sözlerine destek çıktı. Bugüne kadar İmralı ile yapılan görüşmelerin bir takım karanlık odaklar tarafından gerçekleştirildiğini savunan Fırat, “Başbakan, şimdi ‘gerekirse ben gönderirim’ diyor. Bu inisiyatif almanın da ötesinde anlamlar içeriyor” dedi. Başbakanın, BDP’yi muhatap almamakta halkı olduğunu belirten Ümit Fırat’ın değerlendirmeleri şu şekilde: BDP’nin, devreden çıkartılması lazım. Bu konuda görüşülecek yegane yer İmralı ise BDP ile niye görüşülsün? BDP’nin kendi başına alıp uyguladığı bir kararını göremedik. PKK’dan gelen bir emirle BDP bütün kararlarını tersyüz edebilir. 2010’daki Anayasa değişikliğinde bunu gördük. Gönüllerinden ‘evet’ geçerken oylamaya katılmadılar. Zaten Selahattin Demirtaş, son Kurultay’da ‘Adalet ve eşitlik konusunu bizimle müzakere edebilirsiniz, ama barışı PKK ile görüşebilirsiniz’ dedi.

ÖNCEKİ HABER

Tek çare; birleşik, örgütlü mücadele

SONRAKİ HABER

Urfalı selzedelere sadece 4 çadır!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa