Gazeteciye hapis, gazeteye tazminat
2019’a işsiz kalan gazeteciler damgasını vurdu. Erol Önderoğlu’nun hazırladığı BİA Medya Gözlem Raporlarına göre 2019’un ilk 9 ayında 101 gazeteci işsiz kaldı.
Fotoğraf: Evrensel
Ceren SÖZERİ
Geçen yılın sonunda Palu ailesi, kenevirin yararları, ‘refahın göstergesi’ tanzim satış gündemimizi epey meşgul etse de yıla damgasını vuran da RTÜK cezalarının sebebi de yerel seçimlerdi kuşkusuz. İktidar medyaya baskıyı arttırdıkça, diğer adaylara medya ambargosu uygulandıkça, Erdoğan’a 1994 yerel seçimlerini medyaya rağmen nasıl kazandığı hatırlatıldı. Tüm gün sabahtan akşama dek yayınların kesilmesi pahasına canlı verilen “beka” konulu en az dört mitingin medyayla birlikte iktidara da güveni azaltacağı uyarıları yapıldı. Üstelik o mitinglerde tekrar tekrar Yeni Zelanda cami katliamı görüntüleri izlettiriliyor, sonrasında, rakip adayların sözlerinin bir kısmı alıntılanıp kitlelere yuhalatılıyordu.
Rakip partilere oy verenler hain, hatta “terörist”, Millet İttifakı “Zillet İttifakı” oldu. Medya iktidar muhaliflerinin yayınlarını kesiyor, söylemediklerini söylemiş gibi yapıyordu. Bu zamanlar için sattırılan eski Doğan Grubu medyası seçim sürecinde tepe tepe kullanıldı. Fakat bunca güç, yüzde 90’a varan kontrol, canlı yayında sufle veren medya yöneticileri… hiçbiri işe yaramadı, son bir hamleyle seçim gecesi Anadolu Ajansının veri akışı 14 saat durduruldu, 99 yıllık ajansın itibarı sıfırlandı. Sonrası malum, İstanbul seçim sonuçları kabul edilmeyip oylar yeniden sayılırken vekiller oy çuvalları üzerinde yattı. Erdoğan ise aynı medyayla yola devam edeceğini seçim sonrası yaptığı Rusya gezisindeki gazeteci tercihleriyle ortaya koydu. Çubuk’ta Kılıçdaroğlu’na linç girişimi Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun tarafından seçim döneminde kullandığı dil ve kurduğu ittifaklar sebebiyle vatandaşların yaptığı protesto olarak tanımlandı.
Sanki her şey normalmiş, adaylar seçime eşit şartlarda giriyorlarmış gibi 23 Haziran seçimlerinden bir hafta önce Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım canlı yayında İsmail Küçükkaya moderatörlüğünde tartıştı. ‘Canlı yayın düellosu’ sıkıcı bulundu. Ekrem İmamoğlu 800 binden fazla oy farkıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Cumhurbaşkanı’nın Japonya’daki G20 zirvesine giderken yine aynı gazetecileri yanında götürdü.
Gelelim işin gazetecilik kısmına, Türkiye 2019’a girerken 106 gazeteci cezaevindeydi. Cumhuriyet gazetesi davasında 5 yılın altında hapis cezasına mahkum edilen ve mahkumiyet kararı onanan Güray Öz, Önder Çelik, Musa Kart, Hakan Kara, Mustafa Kemal Güngör ve Emre İper, nisan ayında yeniden cezaevine girdi. Yargı reformu gündemde olmasına rağmen adli tatil bahanesi oldu, gazeteciler ancak eylül ayında tahliye edildi. Emre İper ekim sonunu bekledi.
Seçim döneminde gazetecilere yönelik fiziki saldırılar başladı. Ekonomideki kötü gidişatı haberleştirenler, köşelerine taşıyanlar ‘Ekonomiyi itibarsızlaştırmak suçuyla’ yargılanmaya başladı. Dahası bazı gazeteciler yaptıkları haberler nedeniyle sermayedarları zarara uğrattıkları gerekçesiyle ticaret mahkemelerinde yargılanmaya başladı. Örneğin AKP’nin medya politikalarını eleştirdiğim bir yazı nedeniyle ben ve Evrensel gazetesi 200’er bin TL tazminat talebiyle yargılanıyoruz. Evrensel Eski Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Cem Şimşek hakkında ‘hakaret’ ve ‘tekzip yayımlamama’ suçlamasıyla açılan davada, tekzibin yayımlanmış olmasına rağmen 41 bin 660 TL para cezası kararı çıktı. Mehmet Cengiz, Hüseyin Avni Paşa korusundaki hukuksuz inşaatları konu alan “Boğaz manzaralı lüks müştemilat” haberi nedeniyle Cumhuriyet gazetesine 1 milyon TL’lik manevi tazminat davası açtı.
BirGün gazetesinden İbrahim Aydın, Barış İnce, Can Uğur ve Bülent Yılmaz’a, Twitter’daki Fuat Avni adlı hesabın tweetlerini haberleştirdikleri için açılan davanın ilk duruşmasının ara kararında, gazetecilerin üye olduğu dernek ve sendikaların araştırılmasına, hatta kaldıkları otellerle o otelin diğer konuklarının örgüt bağlantılarına bakılmasına hükmedildi.
Ceza davalarında istenilen etki yaratılamayınca, ya da durum dışarıdan fena görüldüğünden belki, iktidar yönetimini değiştirdiği Basın İlan Kurumu eliyle muhalif gördüğü gazetelere aylar süren ilan kesme cezaları uygulamaya başladı.
2019’a bir de işsiz kalan gazeteciler damgasını vurdu. Erol Önderoğlu’nun hazırladığı BİA Medya Gözlem Raporlarına göre 2019’un ilk üç ayında 40, ikinci üç ayında 30, üçüncüsünde 31 gazeteci işsiz kaldı. Kasım ayında Hürriyet gazetesinden 45 gazeteci e-maille işlerinden atıldı.
O sıralarda ABD’de düzenlenen ortak basın toplantısında ABD Başkanı Trump Hilal Kaplan’a “Gazeteci olduğundan emin misin, bu soruyla hükümet için çalışıyor gibisin”‘esprisini’ yapmıştı. ABD’li Gazeteci Jonathan Karl, Trump’ın Erdoğan’a “Türkiye’den dostane bir gazeteciye söz verin” dediğinde, Lindsey Graham’ın kendisine dönüp “Başka türlüsü kalmadı” dediğini sosyal medya hesabından paylaştı. Tüm bunları siz de biliyorsunuz, dünya da biliyor. Bizimkisi yalnızca 2019’a dair bir hatırlatma ve tarihe kayıt düşmekten ibaret.