Sosyalizm ve Savaş
Kitap incelememize Kor kitabın CEPhane serisinden çıkan “Marksizmin bir karikatürü emperyalist ekonomizm” kitabı ile devam ediyoruz.
1910’larda alevlenen Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı yığınları milliyetçi sloganlarla beraber büyük bir yıkıma sürükledi. Özünde hükümetlerin diğer ülkeler üzerindeki güç ve sermaye çatışmasından ibaret olan bu savaşta yüzbinlerce yoksul insan, sınıf kardeşleriyle muharebeye girmiş oldu.
Sosyalizm ve Savaş, Lenin’in 1914-18 yılları arasında iki emperyalist kamp arasında yaşanan Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı sırasında yazdığı broşür ve makalelerden oluşuyor. Kitapta en büyük yeri tutan ve önem bakımından da başta gelen belge, savaşın başlamasından yaklaşık bir yıl sonra yazılan, derlemeye de adını veren, “Sosyalizm ve Savaş” başlıklı broşürdür. “Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin Savaşa Karşı Tutumu” alt başlığını taşıyan broşür, savaşın patlamasından bir yıl sonra, Ağustos 1915 tarihinde Cenevre’de kaleme alınmış, kısa süre içinde birçok Avrupa dilinde basılmış ve resmi sosyal demokrat partiler dışındaki devrimci gruplarca gizli olarak dağıtılmıştır.
BOLŞEVİKLERİN SAVAŞA KARŞI TUTUMU
Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı sırasında birçok ülke kendi halkını “anavatan savunması” sloganıyla savaşın içine atmış onları kapitalist çıkarları için kullanmıştır. Oysa söz konusu olan, emperyalist paylaşımda hedef alınan bir toprağın halkının kendisini savunması değildi. Ülkeler, dünyanın paylaşımından pay kapma yarışındaydı.
Savaş başladığı sıralarda Rusya da Panslavist hedefleriyle bu emperyalist paylaşımın içindeydi. Lenin’e göre savaşa girilmesi kabul edilemezdi, hatta bu noktada Rusya’nın başka bir ülkenin topraklarından kendisine toprak katmasındansa savaşı kaybetmesi bile daha iyi bir seçenekti.
“SOSYALİST” PARTİLERDEN ŞOVENİST PARTİLERE
Avrupa’nın güçlü sosyalist işçi partileri, 1889 yılından beri II. Enternasyonal adlı bir uluslararası birlik içindeydi. Büyük Avrupa ülkeleri kendi aralarında savaşa girdiğinde, bu ülkelerdeki II. Enternasyonal üyesi partiler kendi ülkelerinin burjuvazilerinden ayrı bir tutum alamadılar. Aynı kendi ülkelerinin burjuvazileri gibi onlar da “anavatan savunması” dedi bu paylaşım savaşına. Böylece, işçilerin uluslararası birliği, birbirini öldürmeye çalışan partilerin toplamı haline geldi.
Rusya’da da, Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin Menşevik kanadı başta olmak üzere irili ufaklı pek çok yapı şovenizmin etkisinde kalıyordu. Bolşevikler ise emperyalist savaşı iç savaşa çevirme taktiğinden asla vazgeçmedi. Savaşın gerçek niteliğini açıklamak, kendi burjuvazilerinin yedeğine düşen partilerin ihanetini göstermek, kara çalmalara karşı Marksizmin ilkelerini savunmak gerekiyordu. Lenin tarafından kaleme alınan ve cepHANE serisindeki aynı ismi taşıyan kitabın da büyük bir kısmını oluşturan Sosyalizm ve Savaş broşürü, bu mücadelenin belgesidir.
OPORTÜNİZM VE 2. ENTERNASYONALİN ÇÖKÜŞÜ
Sözde Marksistler, Kautskyciler, oportünistler sebebiyle yıkılan 2. Enternasyonalin çöktüğü gerçeği dönemin gerici grupları tarafından inkâr edilmekteydi. Oysaki bu grupların burjuvazinin yanında durduğu, onlara hizmet ettiği açıktı. Lenin, “Küçük bir grup ayrıcalıklı işçinin, işçi sınıfına karşı kendi ulusal burjuvazileriyle ittifakına dayanıyor... Oportünizm ve sosyal şovenizmin politik içeriği aynıdır. Sınıf işbirlikçiliği, proletarya diktatörlüğünün inkârı, devrimci eylemin reddi, burjuva yasallığının koşulsuz kabulü, burjuvaziye güven ve proletaryaya güvensizlik.” sözleriyle bu sözde Marksistlerin asıl emellerini net bir şekilde ortaya koyar.
KİTABIN GÜNÜMÜZDEKİ ÖNEMİ
Bir zamanlar fazlaca söylenen “artık savaşlar eskisi gibi değil, siber savaşlar dönemine giriyoruz” gibi sözler, yanı başımızdaki sıcak savaşların gerçeği karşısında dayanamadı. Burjuvazinin “bu savaş başka türlü, çok haklı bir savaş” sözleri ise, yine gerçek yenilgiye uğrayacak. Lenin’in makalelerinden yapılan bu derleme, bugün yaşanan emperyalist savaşların özüne ışık tutuyor. Toprak paylaşımı tamamlanmış olsa dahi ülkeler arasındaki ekonomik güç, paylaşım savaşları, dünyanın her yerinde olduğu gibi coğrafyamızda da devam ediyor. Sosyalistlerin tutumunun ne olması gerektiğine dair söylenenler ise, yüz yıldır olduğu gibi, bugün de savaşa karşı mücadeleye yön veriyor.