Susma'dan 2019 Sansür Raporu: Kitap toplatma, haber sansürleme, hapis cezası
Susma Platformu'nun "Türkiye'de Sansür ve Otosansür: Ocak-Kasım 2019" raporu, medya, yayıncılık, sinema, tiyatro, müzik ve görsel sanatlar alanlarında gerçekleşen sansür vakaları içeriyor.
Görsel: Susma Platformu
Susma Platformu Ocak 2019-Kasım 2019 arasındaki sanat ve medya alanlarında gerçekleşen sansür vakalarını içeren bir rapor yayımladı. 10 aylık sansür raporda, medya yüzde 37 ile en fazla sansüre uğrayan alan oldu. Sansür için çoğu zaman bir gerekçe bile gösterilmediğine dikkat çekildi.
2019'un ilk 10 ayında sanat ve medya alanlarında gerçekleşen sansür vakalarını içeren rapor, Susma Platformu'nun ifade özgürlüğü ihlallerine dair bir bellek oluşturmak amacıyla hazırlandı. Türkiye’de pek çok alanda sansür yaşandığı gözler önüne serilen ve otosansürün de olağanlaştığı bilgisi paylaşılan raporda; medya, sosyal medya, yayıncılık, sinema, tiyatro, müzik ve görsel sanatlarda yaşanan sansür ayrı ayrı incelendi ve bölgesel örnekler verilirken, vakalar tek tek ele alındı.
GÖZALTI, PARA CEZASI, İŞTEN ÇIKARMA
Susma Platformu’nun medya alanında tuttuğu kayıtlara göre; 2019 yılında en çok karşılaşılan sansür/otosansür ve baskı yöntemleri olarak şunlar tercih edildi:
“Gazetecilerin gözaltına alınması, yargılanması; haberlere erişim engeli getirilmesi, yayın durdurma ve idari para cezası yaptırımları uygulanması; programların yayından kaldırılması, gazetecilerin işten çıkarılması; ‘sakıncalı’ görülen kişi ve haberlerin medyada görünmez kılınması, hükümet politikaları ile ters düşen haberler ile kamu kurumlarının yaptıkları açıklamaların gelen tepkiler üzerine otosansüre uğrayarak yayından kaldırılması; cinsellik/şiddet/ aile yapısına aykırılık (eşcinsel ilişki) gibi sebeplerle televizyon kanalları ile internet üzerinden hizmet veren medya sağlayıcılarının yayınlarının ilgili sahnelerinin sansürlenmesi. 2019’un ilk günlerinden beri onlarca gazetecinin evi, yaptıkları haberler nedeniyle polis tarafından basıldı, gözaltına alındılar ve bir kısmı da tutuklandı. Gazetecilere en çok yöneltilen suçlar terör örgütüne üye olmak, terör propagandası yapmak, cumhurbaşkanına hakaret, kamu görevlilerine hakaret ve kısaca ‘Türklüğü aşağılama’ olarak bilinen suçlar oldu"
"2019’DA İFADEDEN KORKTUK"
Platform raporunun sosyal medya bölümü “Elhamdülillah, 2019’da da ifadeden korktuk” diye başlıyor. Raporda şöyle denildi:
"Dijital teknolojilerde, sansür mekanizmaları bildiğimiz şekliyle-sansür uygulayan ve sansüre maruz kalan iki aktörün olduğu, görece basit bir konfigürasyonla- işlemiyor. Sosyal ağlar, tanımı, kapsamı ve politikaları gereği her kullanıcıyı önce otosansüre, sonrasında ise sansüre zorluyor. 2019’da, dijitalde, artık herkes sansürcü, artık herkes ifadeden korkuyor"
İÇERİDE VE DIŞARIDA SANSÜR
Raporun yayıncılık bölümünde yayıncılık dünyasının 2019’u içeriden ve dışarıdan eş zamanlı sansür ve yasak haberleriyle kapattığı belirtilirken “Bir yanda cezaevine giremeyen kitaplar, yıllar önce yayımlanmış kitapların ‘terör örgütü propagandası’ yapıldığı gerekçesiyle toplatılması, yayınevi sahiplerinin sosyal medya paylaşımları nedeniyle gözaltına alınması; diğer yanda edebiyat dünyasından dergi ve yayınevlerinin gerçekleştirdiği sansür/otosansür örnekleri dikkat çekiciydi" denildi.
Raporda ayrıca Türkiye’deki bölgelerde yaşanan sansür ve otosansür incelenirken, vakalar tek tek açıklanıyor.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz. (İstanbul/EVRENSEL)