Libya tezkeresi nedir, TSK Libya'ya neden gönderiliyor, Libya'da ne oluyor, muhalefet asker gönderilmesine neden karşı çıkıyor, Libya’da kim hangi tarafı destekliyor?
Libya tezkeresi TBMM’de 184’e karşı 325 ‘evet’ oyu ile kabul edildi. Tezkerenin tepkilere rağmen kabul edilmesi pek çok soruyu da gündeme getirdi. Tezkerenin içeriğinde ne var, Libya’ya asker gönderme ‘ihtiyacı’ nasıl doğdu, muhalefet partileri neden karşı çıkıyor.... İşte Libya ve tezkereye ilişkin merak edilen 6 soru ve yanıtları...
1-TEZKERENİN İÇERİĞİNDE NE VAR?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan adına TBMM Başkanlığına sunulan tezkere metnine göre Libya’ya ilk etapta hava savunma sistemi ve eğitim amacıyla asker gönderilmesi planlanıyor. Ancak gönderilecek askerlerin nerede konuşlanacağı, görev ve yetkilerinin ne olacağı konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yetki veriliyor. Tezkere ile Türkiye uluslararası anlaşmalar hariç ilk kez kara sınırı olmayan bir ülkeye asker göndermiş olacak.
Hükümet, Libya’daki iç savaşı ve parçalı yönetim yapısını tezkerenin gerekçesi olarak gösteriyor. Türkiye’nin göndereceği askerler ile Libya’da barış ve istikrarın sağlanacağı savunuluyor.
İhvancı Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin BM tarafından tanınan hükümet olduğu ifade edilen tezkere metninde iç savaşın diğer tarafı olan General Hafter ve bağlı silahlı güçler paralel yapı olarak tarif ediliyor.
Tezkere metninde Libya’da yaşanan iç savaşın Türkiye ve diğer bölge güçleri için güvenlik riski oluşturduğu, Türkiye’nin Kuzey Afrika’daki ‘milli çıkarları’nı tehdit ettiği savunuluyor.
2-LİBYA TEZKERESİ NASIL GÜNDEME GELDİ?
Hükümet tezkereyi Libya’da istikrar ve barışın sağlanması için çıkardığını savunsa da konu bölgedeki başka gerilimlere bağlı olarak gündeme geldi. Libya’ya asker gönderilmesi ilk kez aralık ayında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından gündeme getirildi.
Doğu Akdeniz’de Türkiye ile Yunanistan, Kıbrıs, İsrail ve ABD gibi ülkelerle yaşanan petrol gerilimi üzerine Türkiye hükümeti önce Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile deniz anlaşması sağladı. Deniz anlaşması Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’deki petrol yataklarına erişimini engellemeyi hedefliyordu.
Türkiye’nin Libya’da savaşan taraflardan biriyle sağladığı bu anlaşma Doğu Akdeniz’de petrol arama çalışması yürüten ülkeler başta olmak üzere pek çok ülke tarafından tepkiyle karşılandı.
27 Kasım'da imzalanan deniz yetki alanları sınırlandırmasına dair mutabakat muhtırası, Doğu Akdeniz'deki diğer ülkelerin tepkisini çekti. Yunanistan, Libya'nın Atina Büyükelçisini istenmeyen kişi ilan etti.
Libya’da yılardır süren savaşın tarafı konumunda tutum alan Erdoğan, ilerleyen günlerde Libya’ya asker gönderme sinyalinde bulundu. Erdoğan, İhvancı Libya Ulusal Mutabakat Hükümetinin çağrısı halinde Türkiye’nin Libya’ya asker gönderebileceğini söyledi. Erdoğan’ın çıkışının ardından muhalefet partileri Libya’daki iç savaşın taraf olmama çağrıları yaparak tezkereye tepki gösterdi. Ancak kısa sürede Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan tezkere TBMM gündemine getirildi. Tezkere için olağanüstü oturum çağrısı yapıldı. Tezkere metni bu olağanüstü oturumda tüm eleştirilere rağmen kabul edildi.
3-LİBYA'DA NE OLUYOR?
Libya, Kaddafi’nin 2011'de devrilmesiyle beraber bugüne kadar devam eden bir iç savaşa sürüklendi. Şu an ülkede iki hükümet ve iki parlamento mevcut. Bunlardan birincisi Fayez Saraç hükümeti. Ulusal Mutabakat Hükümeti olarak da adlandırılan bu hükümet başkent Trablus ve çevresine hakim. Aşiretler tarafından oluşturulan Zintan Tugayı bu hükümeti destekliyor.
Libya’da var olan diğer hükümet ise Abdullah Sini Hükümeti. Bu hükümet ülkenin doğusuna ve güneyine hakim. Kaddafi’nin öldürülmesinden sonra ülkeye dönen General Halife Hafter’e bağlı silahlı güçler tarafından destekleniyor.
2014 yılı başlarında Halife Hafter liderliğindeki Libya Ordusu Genel Ulusal Kongre’ye (GUK) istifa çağrısı yaptı. GUK bu talebi reddetti. Sonrasında Hafter ile GUK arasında çatışmalar başladı. Hafter ve ona destek veren İslamcı grupların baskıları sonucu GUK 7 Şubat 2014'te feshedildi. Sonrasında erken seçimlere gidilse de meşru bir hükümet oluşturulamadı. İki taraf da kendi parlamentosunu, ordusunu ve hükümetini açıkladı.
Libya'da Trablus ve Bingazi'de yoğunlaşan çatışmalar başlangıçta küçük ölçekli gibi görünse de çatışmalar zamanla ülke boyutunda iç savaşa dönüştü.
2014 yılı Ağustus ayı sonunda Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri uçaklarının Trablus'u bombalaması sonucu iç savaş dış güçlerin de dahil olduğu bir çatışmaya dönüştü. Batılı devletler çatışmalar için “Libya'nın iç meselesi” dese de örtülü şekilde Hafter’i destekliyor.
4-HANGİ ÜLKE KİMİ DESTEKLİYOR?
Merkezi Trablus'ta bulunan Ulusal Mutabakat Hükümeti, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği tarafından tanınıyor; Türkiye destekliyor.
Tobruk merkezli Hafter güçlerinin kontrolünde olan Temsilciler Meclisi ise Mısır, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Fransa ve Rusya'dan destek buluyor.
5-MUHALEFET ASKER GÖNDERİLMESİNE NEDEN KARŞI ÇIKIYOR?
Muhalefet ise AKP ve Erdoğan hükümetinin Libya’ya asker göndermesine karşı çıkıyor. Türkiye’nin Libya’daki vekalet savaşının tarafı olmamasını isteyen muhalefet partileri, Libya’daki savaşın Türkiye’nin güvenlik meselesi olmadığını ifade ediyor; hatta iç savaşa taraf olmanın Suriye’dekine benzer sonuçlar doğuracağı uyarısında bulunuyor. Tezkere oylaması öncesi Saadet Partisi şartlı ‘evet’ derken; TBMM’deki görüşmeler sırasında Saadet Partili milletvekilleri tezkereye karşı çıktıklarını söyledi.
SP Milletvekili Cihangir İslam “Mısır ve Suriye'den sonra üçüncü bir yanlışa kapı açılabilir. Çok dikkatli olunmalı” diyerek oylamaya katılmayacağını açıkladı. SP Milletvekili Abdulkadir Karaduman ise “Biz bu vebale ortak olmayı kesinlikle düşünmüyoruz” dedi.
İYİ Parti “Mavi vatan mutabakatı Libya’ya asker gönderme karşılığında mı imzalandı? İYİ Parti olarak biz milli güvenliğimizi tehdit altında olmadığı bir yerde Mehmetçiklerimizin Rusya’dan Mısır’a, en önemlisi bu ülkelerin desteklediği General Hafter güçlerine kadar bir ittifakın açık hedefi haline getirilmesinden sorumlu olamayız” dedi.
CHP tezkere için, “Silahlı Kuvvetlerimizi Libya çöllerinde savaşa göndermek üzere hazırlanmış bir felaket çağrısıdır” dedi. Tezkerede “milli güvenlik” yerine “milli çıkar” ifadesi kullanılmasını eleştiren CHP, “Silahlı Kuvvetlerimiz kimsenin özel güvenlik gücü değildir, vatan evlatları Libya çöllerine bu şekilde sorumsuzca sevk edilemez. Libya’dan bir şehit haberi gelince ne yapacaksınız? Aileleri sıradan bir kazaymışçasına, oğlunuzun ölümü ‘kader’ diyerek mi teselli edeceksiniz?” diye sordu.
HDP ise Libya tezkeresinin “işgal” anlamına geldiğini belirterek, “Bu rejim silah sanayisini güçlendirme, Bayraktarları daha da zengin etme, pazar alanını genişletmek için Libya’ya sefere çıkmıştır” dedi.
Türkiye’nin Suriye politikasının sonuçlarına dikkat çeken HDP, “Yıllardan beri Türkiye hükümetinin İhvancı Trablus hükümetine her anlamda destek sağladığını biliyoruz. Tezkere mevcut desteği meşrulaştırmak için yapılmaktadır. Paramiliter güçlerin savaşacağı bir dönemi Türkiye’nin bu savaşla birlikte resmen başlatacağını görmüş durumdayız. Türkiye’de yoksul halk çocuklarından oluşan askerleri ve orada kanlarının akmasının önü açılıyor” diyor.
Libya tezkeresine ilişkin açıklama yapan Emek Partisi ise Libya politikasının hükümetin iddia ettiği gibi ulusal çıkarlar ya da milli güvenlik meselesi olmadığını söylüyor. AKP'nin emperyalist ülkelerin bölgeyi yeniden paylaşma ve güç tahkim etme çatışmalarının bir parçası olan dış politikada atıldığı maceracı hattı şimdi Libya üzerinden sürdürmeye niyetli olduğunu söyleyen EMEP, “Siyasi iktidarın, İhvancı, selefici, cihatçı, yayılmacı çizgide Suriye üzerinden kurduğu hayallerin hezimete uğraması yetmemiş olacak ki, maceranın yönü Libya'ya çevrilmiş durumda. Suriye politikasından bağımsız düşünülmemesi gereken Libya politikası hükümetin iddia ettiği gibi ne ulusal çıkarlar meselesi ne de milli güvenlik meselesidir. AKP iktidarının ve Erdoğan'ın, yayılmacı, cihatçı, selefici, ihvancı, maceracı yanlış dış politikasının bir parçasıdır ve bu maceracılık halkımızın geleceğini tehdit etmektedir” dedi.
ABD ve Rusya arasında sarkaç gibi sallanan bir dış politikadan doğru sonuç alınmayacağına dikkat çeken EMEP, “Tezkereye onay vermek demek tüm bu yanlış dış politikaların ortağı olmak, sonuçlarının olumsuzluklarının sorumlusu olmak demektir. Bu politikaların karşısında olan bütün demokrasi ve barış güçlerinin bölgede barış, ülkede demokrasi için mücadelesinin önemi her geçen daha da artmaktadır” dedi.
6- TSK KİME KARŞI, KİMİ KORUYACAK?
Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının Libya'da Tabruk merkezli General Hafter güçlerine karşı Trablus'taki İhvancı (Müslüman Kardeşler) yönetimi savunması bekleniyor.
Hali hazırda Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Rusya ve Fransa'nın desteğini alan Hafter'in yoğun silahlı gücü bulunuyor.
Hafter'e bağlı Libya Ulusal Ordusunun merkezinde Hafter'in oğlu Halid Hafter tarafından kumanda edilen 106. Tugay bulunuyor.
Libya Ulusal Ordusu'nun askeri gücü yaklaşık 38 bin savaşçı (yaklaşık 1500'ü rütbeli) olarak gösteriliyor. Hafter'e bağlı kara güçlerinin elinde çoğu Rus yapımı, en az 300 ana muharebe tankı bulunuyor. Libya Ulusal Ordusu'nun elindeki uçaksavar ve roketatar sayısı ise yaklaşık 7 bin. Bu silahların içinde Rus yapımı ZU-23-2 ve ZPU'lar ön plana çıkıyor. ABD yapımı M40 ile Çin yapımı çoklu roketatar Type 63 de Hafter güçlerinin envanterinde dikkat çeken diğer silahlar.
Diğer yandan, Hafter'e bağlı birliklerin NATO standartlarında üretilen İtalyan yapımı, kundağı motorlu topçu sistemi Palmaria kullandığı gözlenmişti. Libya Ulusal Ordusu'nun 50'den fazla Palmaria obüsüne sahip olduğu tahmin ediliyor.
Hafter'in kara kuvvetlerinde, tamamı 106. Tugay'ın kontrolünde 4 adet Rus yapımı MI-24 saldırı helikopteri bulunuyor. Hafter'in envanterinde yine Rus yapımı Pantsir karadan havaya füze sistemleri de yer alıyor. 106. Tugay iki adet Pantsir'e sahip.
Hafter güçleri ayrıca, yaklaşık 300 adet ABD yapımı BAE Caiman zırhlı personel taşıyıcı da kullanıyor.
Rus Wagner Grup savaşçıları, Sudan Bağımsızlık Hareketi'ne bağlı milisler ve Çadlı savaşçılar da Halife Hafter'e bağlı silahlı güçlere destek veriyor. Libya'da en az 200 Rus paralı asker görev yapıyor. Sudanlı savaşçıların sayısı 2016'da 1.500 olarak açıklanmıştı. Rakamın 2019'da 4 bine kadar çıktığı tahmin ediliyor.
İtalya merkezli Uluslararası Siyasal Araştırmalar Enstitüsü'nün Mayıs 2019 verilerine göre Libya Ulusal Ordusu'nun bünyesinde yaklaşık 18 bin yabancı savaşçı bulunuyor.
Libya Ulusal Ordusu'nun hava gücü Trablus hükümetinden üstün gösteriliyor. Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin hava kuvvetleri özellikle yakıt ve modernizasyon sıkıntısı yaşarken, Hafter, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin desteğiyle hava kuvvetlerini güçlendirdi.
Hafter'in elinde 2 adet Mirage F-1ED, 12 MiG-21, 3 MiG-23ML ve bir adet Su-22 savaş uçağı bulunuyor. Uçakların bakımı büyük oranda Mısır tarafından yapıldı. (İstanbul/EVRENSEL)