06 Ocak 2020 12:17

Kasım Süleymani suikastı: ABD’nin saldırısı AB-İran ilişkilerini de sarstı

ABD’nin Süleymani’yi öldürülmesinin yol açtığı sonuçlardan birisi de İran ile AB arasındaki ilişkilerin gerilmesi oldu. ABD'nin etkili olduğu bölgede AB ülkelerinin seyirci konumunu ortaya koydu.

Fotoğraf: İRNA /AA

Paylaş

Yücel ÖZDEMİR
Köln

ABD’nin İran’ın ikinci adamı durumundaki General Kasım Süleymani’yi Irak’ta öldürmesi üzerine, özellikle Avrupa’da, bölgedeki tansiyonun daha da yükselmesinden endişe ediliyor. Almanya, Fransa ve İngiltere başbakanları arasında yapılan telefon görüşmelerinden sonra yayınlanan ortak açıklamada, Irak’ta tansiyonun düşürülmesi ve İran ile diyalog kanallarının açık tutulması vurgusu yapıldı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İran rejimiyle diyalog içerisinde olmasını istedi.

Her üç ülke liderinin ortak açıklamasında üzerinde özenle durduğu, Süleymani’nin ölümüne rağmen İran rejiminin 2015’ye imzalanan “nükleer anlaşma”ya bağlı kalması gerektiği oldu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri (P5 ülkeleri) ve Almanya’nın katılımıyla İran ile imzalanan anlaşmada, aşamalı olarak uranyum seyreltilmesinin azaltılması, nükleer silah yapımından vazgeçilmesi yer alıyordu.

ABD Başkanı Donald Trump, Mayıs 2018’de anlaşmadan tek taraflı çekildiklerini duyurmasına rağmen, anlaşmada imzası olan diğer ülkeler alınan kararlara uyulması gerektiği çağrısı yapmıştı. Bu nedenle İran da anlaşma çerçevesinde belirlenen sınırlara uyacağını taahhüt etmişti.

AB’NİN KORKTUĞU OLDU: İRAN’DAN ANLAŞMA UYARISI

Ancak, AB ülkelerinin, Süleymani suikastından sonra yaptığı çağrıya İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’den yanıt gecikmeden geldi. İran haber ajansı İRNA’nın pazar akşamı geçtiği haberde, İran’ın uranyum seyreltilmesinde artık sınır tanımayacağı uyarısı yer alıyordu. Uzmanlara göre bugüne kadar yapılan seyreltilme işleminin yüzde 20 artırılması bekleniyor.

İran’ın anlaşmadan tamamen çekilmesi gerçekleşirse, bu durum, AB ülkelerinin de ABD ile birlikte İran’a karşı aynı cephede yer almasını, doğrudan yaptırım politikalarına başvurmasının önünü açacaktır.

Böylece, Trump’ın emriyle Süleymani’nin öldürülmesinin yol açtığı sonuçlardan birisi de İran ile AB arasındaki ilişkilerin gerilmesi, ticareti engellenmesi olmuş oldu. İran’ın tepki olarak nükleer anlaşmada belirlenen bütün sınırları kaldırması, aynı zamanda 2015 öncesinde dönülmesi anlamına gelir. Bu da, İran’ın nükleer silah üretme konusunda daha fazla hedefe konulması, tansiyonun yükseltilmesine de yol açacak.

AB, ABD’Yİ DOĞRUDAN KINAMADI

Öte yandan AB liderleri gerilimin düşürülmesi çağrısında bulunurken doğrudan ABD’yi mahkum etmeye, her zamanki gibi, yanaşmadılar. AB yöneticileri de aynı çerçevede açıklamalarda bulundu.

AB Konseyi Başkanı Charles Michel daha çok “Irak’ın bölünmemesi gerektiği”ne dikkat çekti ve bütün tarafları şiddetten uzak durmaya çağırdı. Bazı Avrupalı siyasetçiler de Irak’ın “ikinci Suriye” olmaması gerektiği uyarılarında bulundu.

AB’nin Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ile hafta sonunda bir telefon görüşmesi gerçekleştirirken tansiyonun düşürülmesi için Zarif’i Brüksel’e davet etti. AB, İran’a Süleymani’nin öldürülmesinde vereceği tepkide ölçüyü kaçırmama uyarısında bulunuyor.

AB TOPLANTISI ÖNE ÇEKİLEBİLİR

AB’nin İran ve ABD konusunda ortak bir tutum alıp almayacağı ise belirsiz. Normal koşullarda 20 Ocak’ta yapılması gereken AB Dışişleri Bakanları toplantısının Almanya’nın başvurusuyla öne alınması söz konusu. NATO da, Irak ve İran eksenli görüşmeleri ele almak üzere temsilciler düzeyinde Brüksel’deki merkezde bugün olağanüstü toplanıyor.

Almanya’nın Tahran mazlahatgüzarı ise İran Dışişleri bakanlığına çağrılarak uyarıldı. Gerekçe olarak da bazı Alman generallerinin Süleymani’nin ölümünden sonra gerçek dışı beyanlarda bulunması ve ABD’ye destek vermeleri gösterildi.

ALMANYA’DAN IRAK’TAKİ ASKERLER İÇİN KARAR

Bu arada “terörle mücadele” gerekçesiyle Irak’ın Erbil kentinde asker bulunduran Almanya, bir süre asker göndermeyeceğini duyurdu. Irak Parlamentosunun bütün yabancı askeri güçlerin çekilmesi yönünde aldığı kararın bunda etkili olduğu ifade edildi. Alman Dışişleri Bakanlığı, parlamentonun kararının IŞİD ile mücadeleye zarar vermemesi gerektiği uyarısı da yaptı.

TANSİYONUN İNMESİ UZUN SÜRECEK

Hem Avrupa devletlerinin temsilcileri tarafından yapılan açıklamalara hem de basında yer alan yorumlara bakıldığında, ABD’nin suikastla İran ve Irak’ta yükselttiği tansiyonun düşürülmesinde AB ve üye ülkelerinin fazla bir rolünün olmayacağı anlaşılıyor.

Asıl olarak ABD ve İran arasında süren çatışmanın, uluslararası ilişkileri ve dengeleri daha fazla sarsmadan ticaretin sürdürülmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. Ne var ki son gelişmeler, bölgede asıl olarak ABD’nin etkili olduğu, AB ülkelerin ise seyirci konumunda bulunduğunu bir kez daha gösterdi.

ÖNCEKİ HABER

Yozgat'ta maden işçilerinin direnişi 6. gününde

SONRAKİ HABER

İstanbul Üniversitesi öğrencileri: Sibel Ünli'yi öldüren kapitalizmdir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa