İstanbul Üniversitesi öğrencileri: Sibel Ünli'yi öldüren kapitalizmdir
Yaşamına son veren sıra arkadaşları Sibel Ünli için basın açıklaması düzenleyen İstanbul Üniversitesi öğrencileri, “Sibel’i öldüren kapitalizmdir” dedi. Ailesi de intihara ilişkin açıklama yaptı.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Yaşamına son veren Sibel Ünli için Beyazıt ana kapıda basın açıklaması düzenleyen İstanbul Üniversitesi öğrencileri, "Sibel’i öldüren kapitalizmdir" dedi. Ünli'nin ailesi de intihara ilişkin basın açıklaması yaptı.
“Sibel’i unutmayacağız” pankartı arkasında bir araya gelen İstanbul Üniversitesi öğrencileri, “İntiharlar politiktir”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz”, "Yoksuluz çünkü zenginler var" ve “Sibel’i öldüren kapitalizm” sloganları attı.
Eyleme CHP Milletvekili Ali Şeker, HDP Milletvekili Ahmet Şık, TİP Milletvekili Erkan Baş, İBB önünde yaşam nöbeti tutan hayvan hakları savunucuları da katılarak destek verdi. Açıklamada, "Sibel'in ölümüne sebep olan siber zorbalık ve yoksulluk, kapitalist ve ataerkil çarpık düzendir. Bu bir intihar değil cinayettir" denildi.
"SİBELİ UNUTMAYACAĞIZ"
Fotoğraf: Evrensel
Açıklamayı okuyan Ezgi Çetinkaya, "Gidecek bir yerim yok, yaşanmaya değer bir hayatım da" paylaşımını yapan İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü 3. sınıf Öğrencisi Sibel Ünli'nin 4 Ocak'ta intihar ettiğini hatırlatarak, "Sibel bu üniversitenin öğrencisiydi, sıra arkadaşımızdı. Birlikte aynı amfilerde ders gördük, aynı bahçede dolaştık, aynı kantin sırasında bekledik, eylemlerde aynı aynı sloganı hep birlikte attık. Uzun süredir psikolojik sorunlar yaşasa da gülmeyi, şakalaşmayı hiç bırakmamıştı Sibel" dedi.
Ünli'nin ardında 1 lira 40 kuruş bulunan öğrenci kartı, sosyal medyada yaşadığı ayrımcılıklar ve yılbaşında dilediği iş bulma isteği kaldığını söyleyen Çetinkaya, şöyle devam etti:
"Sibel ekmeği için direnen işçinin, en temel hakları için mücadele eden üniversitelilerin, şiddete ve ayrımcılığa maruz bırakılan hayvanların yanındaydı. Sistemin yarattığı geleceksizlik ve ayrımcılığı yaşayan ilk arkadaşımız Sibel değil. Hayatlarımıza topyekün nüfuz eden ve herbirimizi yalnızlaştıran sistemin etkileri, yarattığı bunalım, yaşamlarımıza saldırmaya devam ediyor. Sibel'in sıra arkadaşları, İstanbul Üniversitesi öğrencileri olarak hiçbir arkadaşımızın ayrımcılık, geleceksizlik, geçim sıkıntısı ve gündelik sıkıntılar nedeniyle yalnız kalmasına izin vermeyeceğiz. Yalnızlaştıran, geleceksizleştiren sisteme karşı dayanışma demeye devam edeceğiz. Sibel'i unutmayacağız."
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
"YA HEP BERABER YA HİÇBİRİMİZ"
Açıklamanın ardından İBB önünde yaşam nöbeti tutan hayvan hakları savuncuları adına Bekir Gönan kısa bir açıklama yaptı.
"Bu bir intihar değil cinayettir. Siyanür içip intihar eden kardeşleri ve gencecik bir üniversite öğrencisini ölüme iten failler bellidir" diyen Gönan, İstanbul Üniversitesinin altı bakanlığın bütçesinden fazla bütçe öğrenciye üç öğün yemeği fazla gördüğünü hatırlattı.
Öğrencileri atanmış rektöre karşı nasıl mücadele edip yemek haklarını geri aldılarsa hak savunucuları olarak yaşanılası bir dünyayı öyle kuracaklarını söyleyen Gönan, "Bir can daha elimizden kayıp gitmeden herkesi dayanışmaya, yaşamın yanında olmaya, tür, ırk, cinsiyet gözetmeden tüm canlılara özgürlük gelene kadar mücadele etmeye çağırıyoruz. Ya hep beraber, ya hiçbirimiz" ifadelerini kullandıç
AİLEDEN AÇIKLAMA
Sibel Ünli'nin ailesi de olaya ilişkin yazılı bir açıklama yayımladı. Açıklamada "Ailecek yaşadığımız sosyoekonomik durum ve kardeşimizin sosyal ağlarda maruz kaldığı siber zorbalık, kardeşimizin duyarlı ve hassas kişilik yapısı kendisinin yaşama azmini bitirmiştir" denildi.
Sibel Ünli'nin yaklaşık bir yaşında geçirdiği ağır bir ateşli hastalık sonrası günlerce hastaneye yatırıldığı, bu hastalık sonrası sara (epilepsi) krizleri yaşadığı ve antiepileptik tedavi aldığı belirtilen açıklamada, "Ergenliğe girmeye başladığı süreçten itibaren çeşitli duygu durum bozuklukları yaşamıştır. Kardeşimiz bu durumdan dolayı psikiyatri doktorlarına götürülmüştür. Kardeşimizin çeşitli tedaviler alması sağlanmıştır. Buna rağmen son üç yıldır birden fazla olan başarısız intihar girişimlerinde bulunmuştur. İntihar girişimlerinden sonra ‘major(ağır) depresyon’ tanısıyla iki defa Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları servisine yatırılmıştır. Önerilen tedavileri hastane dışında da sürdürmesi için ailesi ve yakın arkadaşları tarafından destek kendisine olunmuştur. Düzenli olarak psikolog ile görüşmesine olanak sağlanmıştır" ifadelerine yer verildi.
Yaşadıkları sosyoekonomik sorunlar nedeniyle daha önce maddi yardımlar aldıkları ve Sibel Ünli'nin kardeşi Aydin Ünli'nin bu sonbaharda tıp doktoru olarak atanması sonucu maddi olanaklarının iyileştiği belirtilen açıklamda "Bu yüzden bize yapılan yardımların bizden daha muhtaç durumdaki ailelere verilmesi için yardım almayı bıraktık. Son olarak devletten ailemizin bu sosyal travmalardan sonra yaşadığı sıkıntıların üstesinden gelmesi psikiyatrik destek almayı saygıyla talep ediyoruz" denildi. (İstanbul/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et