07 Ocak 2020 20:07

"Avni Lifij / Çağının Yenisi" sergisinde son günler: Çağının öncüsü bir ressam

"Avni Lifij / Çağının Yenisi" sergisi, 12 Ocak’a kadar izleyicilerin ziyaretine açık olacak.

Pipolu Adam: Sanatkârın Kendi Portresi | Fotoğraf: Sabancı Müzesi

Paylaş

Hatice YILDIZ

15 Ekim 2019’da, Sakıp Sabancı Müzesi’nde bir sergi açıldı; “Avni Lifij/ Çağının Yenisi”.  Çağının yenisi ama aynı zamanda çağının aykırısı, çağının sanat yaklaşımına bir anlamda kazan kaldıranı… Büyük Çerkes Sürgünü ile Soçi’den Osmanlı topraklarına sürülen ve Cumhuriyet’in ilk yıllarına uzanan kısa yaşamına, sanata dair pek çok ilki sığdıran bir ressam Avni Lifij.

PİPOLU ADAM: SANATKÂRIN KENDİ PORTRESİ

1908’de yaptığı tahmin edilen (tarih tartışmalıdır, birkaç yıl öncesi olduğu da aktarılır) ‘Pipolu Adam: Sanatkârın Kendi Portresi’ adlı çalışması onun tarzı ve sanatsal duruşu hakkında, dönemin koşulları da dikkate alındığında oldukça çarpıcı bir eserdir. Üstelik Lijif bu tabloyu henüz 20’li yaşların başında yapmıştır, resim eğitimi almadan. Başında şapkası, ağzında piposu ve elinde şarap kadehi ile poz vermiş genç bir adamın otoportresi. Kısık, serseri bakışları bize bakan ve omzunda asılı duran yırtık çorapla, dönemin koşulları dikkate alındığında belli ki bir tepkinin resmidir bu karşımızda duran tablo. Elindeki şarabı, yırtık çorabı ve tütünü adeta gözümüze sokmak ister Avni Lifij.

Bu tablo, o zamanki adıyla Sanayii Nefise Mektebi, bugünkü adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi kurucusu Osman Hamdi Bey’e gösterilince Osman Hamdi de hayranlığını saklayamaz ve onu Veliaht Abdülmecid Efendi’ye götürür. Abdülmecid Efendi 2. Meşrutiyet’in estirdiği havanın da etkisiyle Lifij’e burs vererek onu Paris’e eğitime gönderir. 

İZLENİMDEN ZİYADE DUYGUYA ÖNEM VERDİ 

1914 Kuşağı sanatçıları arasında Paris’e ilk gönderilen kişi olur. Fernand Cormon’un atölyesine kabul edilir ve Profesör Cormon’un ilk öğrencisi olur. Fransa’da ilk kez canlı modellerle çalışıp, çıplak kadın figürüyle karşılaşan bu Osmanlı kuşağını eğitir. Paris’te resmin yanı sıra heykel ve diğer sanat dallarıyla da yakından ilgilenir. Genç yaşından itibaren sanat eleştirileri de yazmaya başlar. Yaklaşık iki yıl Paris’te eğitim aldıktan sonra 1911’de İstanbul’a döner. Orada sadece teknik değil, entelektüel olarak da kendini geliştirmiştir ve İstanbul Mekteb-i Sultanisine (İstanbul Lisesi) resim öğretmeni olarak atanır. Çeşitli sergilere çalışmalarını gönderir. İlk kişisel sergisi 1918’de İstanbul’da açılır. 

Avni Lifij, kendisinin de dahil olduğu 1914 sanatçı kuşağından farklı bir anlayışa sahiptir. Onu, yaklaşımı ve tekniği bakımından tek bir akıma dahil etmek mümkün değildir. Çalışmalarında izlenimden ziyade duyguya ve ifadeye önem veren ressam bu yönüyle romantizmden, ışık-gölge kullanımı açısından empresyonizmden, alegori ve şiirsel dil bakımından sembolizmden etkilenmiştir.

RESİM SANATINA DAMGA VURDU

Bugünkü İskele Meydanı’ndaki Kadıköy Belediyesi Tarih, Edebiyat ve Sanat Kütüphanesi giriş kapısının üzerine, Kadıköy Belediyesinin İskele Meydanı’nda inşa edilen yeni yerine taşınmasında çalışan inşaat işçilerini tasvir ettiği bir resim yapar. Bu yönüyle bakıldığında Lifij, sokağa dekoratif amaçlı resim yapan sanatçıların da başında gelir.

Kısacık yaşamına rağmen resim sanatına damgasını vuran sanatçı, 1927’de Laleli’de bugün bir otel olarak varlığını sürdüren Harikzedegân/Tayyare Apartmanı’nda kronik verem hastalığı sebebiyle henüz 41 yaşında hayata gözlerini yumar. Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki sergide ise sanatçının eşi Harika Lifij ve sonrasında yeğenleri başta Şazi Sirel ve Belkıs Aksoy tarafından korunarak günümüze ulaştırılan 1000’e yakın resim ve çizim koleksiyonu ile arşiv malzemeleri ilk kez bir araya getirilmiş. Sergi, 12 Ocak’a kadar izleyicilerin ziyaretine açık olacak.

ÖNCEKİ HABER

Kadın düşmanı Bay Atilla Girgin’in marifetleri

SONRAKİ HABER

Bulut: Aşı reddi medyada yer buluyor, halk sağlığı reytinglere malzeme yapılıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa