İmamoğlu: Kanal İstanbul'la ilgili tavrımız siyasi değil, hayatidir
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İklim Değişikliği ve Su Yönetimi Sempozyumu’nda Kanal İstanbul’a neden karşı olduklarını anlattı.
Fotoğraf: İBB
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İSKİ'nin ev sahipliğinde düzenlenen İklim Değişikliği ve Su Yönetimi Sempozyumu’na katıldı. Baltalimanı'nda gerçekleştirilen sempozyumda konuşan İmamoğlu, etkili bir su yönetiminin olmamasının yaratacağı olumsuz sonuçlara değindi. İmamoğlu, “Etkili bir su yönetiminin olmaması demek; baş edilemez ekonomik, sosyal ve siyasi sorunlarla karşı karşıya kalmak demektir. İklim değişikliği ve su yönetimi konusu, bana göre bugün ülkemizin en önemli beka sorunlarının başında geliyor. En önemlisidir belki de" dedi.
5 YAŞINDAKİ ELİF’E VERDİĞİ SÖZÜ TUTTU
Sempozyum, İSKİ tanıtım filminin gösterimi ile başladı. Etkinlikte ilk konuşmayı İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu yaptı. Mermurtlu, İstanbul'un suyun tarihçesini ve suyun kullanım alanlarını slaytlar eşliğinde anlattı. Mermutlu’nun ardından mikrofonu alan İmamoğlu, konuşmasına bir sözünü tutarak başladı. Geçtiğimiz 6 Ocak’ta Bağcılar Belediyesine yaptığı ziyaretin ardından ilçedeki Sancaktepe İlköğretim Okuluna gittiğini belirten İmamoğlu, burada 5 yaşındaki Elif Naz Koçak’ın, kendisine, üzerinde “Suyumuzu boşa akıtmayalım” yazılı resmini hediye ettiğini kaydetti. İmamoğlu, “Elif’e söz verdim. Çok beğendim çünkü çalışmasını ve Elif bana hediye etti. Sempozyumu bilmeden yaptı, onu söyleyeyim. Su boşa akıtılırken yüzü asık damlalar var. Çok hoşuma gitti. Muazzam bir şey. Bence, İSKİ Genel Müdürü’müz bunu İSKİ’nin çok güzel bir noktasında asmalı ve değerlendirmeliyiz diye düşüyorum. Çok duyarlı çocuklarımız ve gençlerimiz var” dedi.
“KANAL İSTANBUL, ABSÜRT PROJE”
Su sorunun bir varlık-yokluk meselesi olduğunu söyleyen İmamoğlu şunları söyledi: “Ancak, bu hayati önemine rağmen yeterince gündem olmadığını, yeterince hissedemediğimizi, yeterince dikkate alınmadığını da görüyoruz. Örneğin, Kanal İstanbul projesinin en az konuşulan yönlerinden birisi, tam da bu anlamda, ne yazık ki bu tamamıyla absürt projenin denizlere ve tatlı su kaynaklarına etkisidir. Zaten büyük nüfus baskısı nedeniyle ciddi risklerle karşı karşıya olan bu kadim şehrin su kaynaklarının, Kanal İstanbul projesinden nasıl etkileneceği konusunda İstanbul'da yaşayan herkesin kafasının çok net olması şarttır" ifadelerini kullandı.
“PARAYLA ÇÖZÜLSEYDİ ÇÖLLER YEMYEŞİL OLURDU”
Bilim insanlarının çok önemli tespitlerde bulunduğunu vurgulayan İmamoğlu, şöyle konuştu:
"Bizim Kanal İstanbul'la ilgili tavrımız siyasi değil, hayatidir. Konu, denizlerinizin canlılığı ve tatlı su kaynaklarınızın varlığı olduğunda, kaybettiklerinizi hiçbir şekilde geri getiremezsiniz. Bunlar parayla geri alınabilecek, satın alınabilecek ve yerine yenisi konulabilecek şeyler değildir. Parayla çözülebilseydi, dünyadaki çöller yemyeşil olurdu. Tabiatın düzenini günlük çıkarlar uğruna bozarsanız, bunun bedelini hepimiz kuşaklar boyunca ödemek zorunda kalırız. Tatlı su kaynaklarını kaybeden, denizindeki yaşama kendi eliyle son veren bir İstanbul, -düşünmek bile istemiyorum- intihar ediyor demektir! Bu intiharı önleyecek olan, bu şehrin 16 milyon sahibinin aklıdır. 16 milyonun sağduyusudur. Vicdanıdır. Bu nedenle, iklim değişikliği ve su yönetimi konusunda İstanbul'da büyük bir farkındalık yaratmak, her ortamda anlatmak, bilinçli bir toplum ortaya koymak, çocukların ve gençlerin bu sürecin farkına varmalarını sağlamak zorundayız. Bu süreci böyle anlamayan, yüzlerce yıldır suyla ilgili politikaların gelişmesini sağlamaya çalışan, Bizans'tan Osmanlı'ya ya da Cumhuriyet döneminde katkı sunan herkesin emanetine, bugün ihanet etmek anlamına gelir." (HABER MERKEZİ)