Libya’da ne işimiz var?
“Libya’ya yardımlar gidecek ama fatura yine bize kesilecek”
Melike YILDIRIM
Ferhat DOĞAN
Çukurova Üniversitesi
2011’de Arap Baharı’nda Muammer Kaddafi’nin devrilmesi ve halkın örgütlü bir güç halinde sürece müdahale edememesinin ardından başlayan Libya’ya emperyalist müdahale söz konusu. Kanlı bir iç savaşın sürdüğü Libya ülkemizdeki herkesin gündemini meşgul eden bir konu. Tobruk merkezli General Hafter Hükümeti’yle Trablus Merkezli Serrac’ın başında olduğu Libya Ulusal Hükümeti arasındaki çatışmalar sürüyor. Diğer paylaşım savaşlarında olduğu gibi Libya’da da emperyalist ülkeler iki taraftan birini desteklemek ve iç savaşı körüklemek adına adımlar atmaya çoktan başladı bile. Türkiye’de iç savaşa daha ilerden müdahil olmak adına bir adım attı ve Libya Ulusal Hükümeti ile 27 Kasım tarihinde “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası”nı imzaladı. Anlaşma hakkında Türkiye, iki ülkenin Akdeniz’deki yetki alanlarının belirleneceği ve iki ordu arasındaki bağın güçlenip demokratik, istikrarlı ve refah sahibi bir Libya inşasına yönelik bir anlaşma olduğunu vurguladı. Erdoğan ise “Türkiye Libya’dan davet alırsa icabet edecektir” dedi. Hükümet anlaşma ve tezkerenin gerekçelerine ilişkin Türkiye’nin “Afro-Avrasya ülkesi” olduğunu vurguladı, Osmanlı Devleti sınırlarına gönderme yaptı. Halk kesimi tarafından tartışılmaya başlandı. 1 Ocak Pazartesi günü ise Libya tezkeresi AKP ve MHP oyları ile kabul edildi. Muhalefetin “Suriye’den ders alınsın, Libya’dan elinizi çekin” uyarılarına rağmen meclisten geçen tezkere ve Türkiye’nin Libya’ya müdahalesine ilişkin bizde Çukurova Üniversitesi öğrencileri ile görüştük.
FİNALLERE ÇALIŞILSA DA ÜLKE GÜNDEMİ TAKİP EDİLİYOR
Çukurova Üniversitesi iki haftalık final sınavları maratonuna girmiş durumda. Öğrencileri kampüsün her köşesinde ders çalışırken bulmak mümkün. İç ve dış politikada birçok sıcak gelişme yaşanırken öğrenciler bir yandan gündemi takip etmeyi sürdürüyor. Libya tezkeresini ve ekonomik krizle bağlantılı olarak Libya’ya yapılacak müdahalenin ekonomiye nasıl yansıyacağını sormak üzere öğrencilerin ders çalıştıkları masalara konuk oluyoruz. İlk durağımız Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri Zahid ve Göktuğ oluyor. Sorularımızı sıralamamamızın ardından tezkereyi siyasilerin verdiği politik bir karar olarak nitelendirdiğini dile getiriyor Zahid. “Ben buna olumlu bakmıyorum. Çünkü insanlık yararına bir şey değil” diyerek tezkereye karşı görüşünü bildiriyor. Ekonomik yansımasına ilişkin ise ilginç bir reaksiyon gösteriyor ve “Ülkenin parası kötü şeylere kullanılmaktansa böyle bir şeye kullanılsın. Belli ki bir çıkar var ortada. Bu ülkemize destek çıkacak bazı ülkeler, faydalanacağımız yer altı kaynakları veya kurulacak askeri üsler olabilir. Ama bu işin faturası yine halka kesilecek.” diyor. Ne gibi bir çıkar olabilir sorumuza ise Göktuğ yanıtlıyor ve “Bir bildikleri vardır. Herkesin bir çıkarı var. Bu devirde herkes pay kaymak peşinde. Yardım adı altında sömürgecilik yapılıyor” cevabını vererek arkadaşının söylediklerine ekliyor.
“FATURASI HALKA KESİLECEK”
Beyza ve İrem ise Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde okuyor. Röportaj yapmak istediğimizi belirtmemizin ardından sorularımızı soruyoruz ve ilk olarak Beyza cevaplıyor. Suriye’deki gelişmelerden örnek vererek “Sınır ülkeleri için konuşursak mesela Suriye’deki sorunlar çözülmediği sürece bize de sıçrayacak. Oraya müdahale edilerek engellenmeye çalışılıyor. Libya konusunda pek bir fikrim yok sınır komşumuzda değil ama sömürge yapmak için olacağını düşünüyorum.” diyerek konuya dair fikirlerini dile getiriyor. Beyza, ekonomik yönden ise zararlı çıkılacağını düşünüyor. İrem ise hemen ardından “Evet sömürge olabilir ama Türkiye’yi başka ülkeler yönlendiriyor. Bu nedenle Libya’ya yardımlar gidecek ama fatura yine bize kesilecek” diyerek dışa bağımlılığa dikkat çekiyor. Libya tezkeresinin ekonomik olarak nasıl sonuçları olacağına ilişkin sorumuza ise “Her şeye zam geliyor. Hem de haberimiz olmadan geliyor ve biz bu zamları öderken fark ediyoruz. Fatura yine artan vergiler ve zamlar olacak yani bizlere kesilecek” diye ekliyor Beyza.
‘SURİYE GİBİ OLSA DESTEKLERDİM’
Son olarak İnşaat Mühendisliği 2. Sınıf öğrencisi İbrahim ile sohbet ediyoruz. Final sınavından yeni çıkmış ve bölümün kapısında ayaküstü sohbet ediyoruz. “Libya’ya gidilmesinin sebebi Suriye’de olduğu gibi bir tehdit değil. Suriye’deki gibi sınır güvenliği tehdidi olsa doğru bulurdum. Ancak sebepleri olarak da Osmanlı Devleti, Atatürk’ün oraya gitmesi gibi sebepler olarak gösteriliyor. 100 yıl önce olanlarla bugünküler aynı değil. Din kardeşliği adı altında ülke yararına değil hükümet yararına bir iş Libya tezkeresi” diyerek Libya’ya olası bir müdahaleyi doğru bulmadığını dile getiriyor. Röportajımıza “Ekonomik yönden nasıl etkileneceğiz?” sorusu ile devam ediyoruz. İbrahim’de diğer öğrenciler gibi ekonomi konusunda tepkili. “Zaten doğalgaza, suya, elektriğe her şeye sürekli zamlar geliyor. Vergiler sürekli artırılıyor.” Diyerek bu müdahale sürecinin de faturasının halka kesileceğini düşündüğünü söylüyor.