12 Ocak 2020 11:18

Rosa Luxemburg Konferansı'nın 25'incisi Berlin'de yapıldı: Sokak gücünü gösterdi

Junge Welt gazetesi ile pek çok kurumun Almanya'nın Berlin kentinde düzenlediği 25. Rosa Luxemburg Konferansı tamamlandı.

Fotoğraf: Eren Gültekin

Paylaş

Yücel ÖZDEMİR
Berlin

Almanya’da Junge Welt gazetesi ile pek çok kurumun birlikte düzenlediği 25. Rosa Luxemburg Konferansı Berlin’de Mercur MOA otelinde yapıldı. Latin Amerika, Lübnan ve Fransa’da sokağa çıkan güçlerin temsilcilerinin katıldığı konferansta uluslararası dayanışmaya dikkat çekildi.

“Sokağın gücü - Gelecek için mücadele - Sistem sorusuna yanıt vermek” başlığıyla yapılan bu yılki konferansın açılışında Almanya’nın tanınmış gazetecilerinden Otto Köhler’in 85. doğum günü de kutlandı.

Fransa Genel İşçiler Sendikası (CGT) Temsilcisi Karl Gazi, son genel grev, Sarı Yelekliler hareketi ve Cumhurbaşkanı Macron’un neoliberal politikaları konusunda bilgi verdi. Gazi yaptığı konuşmada, “Sol kesimler hareketin sağa kaymamamsı için çaba harcadı. Sağcılar ve muhafazakarlar da hareketin içerisine girdi. AP seçimlerinden Marine Le Pen’nin bu hareketten yararlandığı görüldü. Macron’u zayıflatmak isteyenler taktik nedenlerle Le Pen’e oy verdi” dedi.

Fransa’da 5 Aralık’ta başlayan grev ve gösterilerin devam ettiğini söyleyen Gazi, “Macron sendikaları zayıflatmak için elinden geleni yapıyor. Özellikle de mücadeleci sendikacıları. Grevimiz egemen sınıfara karşı mücadelenin yaşadığını gösteriyor. Zafere ulaşana kadar devam edeceğiz” dedi.

Daha sonra ise İsrailli barış aktivisti ve Avukat Lea Tsemel sahneye gelerek bir konuşma yaptı. Tsemel’in antisiyonist olduğunu ve terörü desteklediğini öne süren bir grup, konferansın yapıldığı otelin yönetimine başvurarak konuşmasının iptal edilmesini istedi ancak otel yönetimi bunu kabul etmedi. Konuşmasında kendisine yönelik bir kampanya yürütüldüğünü söyleyen Tsemel, “Çektiğimiz belgesel İsrail’de pek çok gerici kesimi şok etti. Gösteriminin yasaklanmasını istediler ama bazı bölgelerde vatandaşlar kendi imkanlarıyla gösterdi. Çok sayıda destek aldım. Bir işgal söz konusu. İşgal sürdükçe işgale karşı direniş de devam edecek. İşgal bittiğinde direniş de bitecek. Nokta” dedi.

Ülkede barış isteyenlere karşı büyük bir baskının olduğunu ifade eden Tsemel, “Yeni Ulus Devlet Yasası’na göre İsrail, Yahudilerin ulus devleti. Arapça resmi bir dil olmaktan çıkarılıyor, üst mahkemenin yetkileri sınırlandırılıyor. Yabancı uyruklu eşlerin oturumları da teröre destek gerekçesiyle ellerinden alınabilir. Ölümün eşiğine gelene kadar işkence devam ediyor. Ülkedeki son durum bu. Çok mücadele verdik. Filistinlilerin tehciri dururken suikastlar devam ediyor. Rosa Luxemburg’nun olanlardan haberi olsaydı çok üzülürdü. Onun gibi düşünen insanlar bugün saldırıya uğruyor. Buna rağmen işgale karşı mücadele eden bütün güçlerle gurur duyardı” dedi.

Daha sonra ise Latin Amerika ülkeleri Şili, Kolombiya, Venezuela ve Küba’dan katılımcılar, ülkelerinde verilen mücadele konusunda bilgi verdi, asıl olarak sokağa çıkıldığında hükümetlerin geri adım atmak zorunda kaldığında dikkat çekti. Konuşmaların ardından Latin Amerika ülkelerindeki durum ve uluslararası dayanışma konusunda ortak bir manifesto yayınlandı.

Sinema Sanatçısı Rolf Becker’in 1800’lü yılların başından itibaren verilen mücadeleyi Paris Komünü'ne bağlayan müzikli sunumu büyük beğeni topladı. Becker’in sunumunu kızıl bayrakla bitirmesi ve “Bir gün mutlaka kazanacağız” sözleri ayakta alkışlandı.

GÖÇMENLER DEĞİL GÖÇÜN NEDENLERİYLE MÜCADELE

Junge Welt Gazetesi Yayın Yönetmeni Stefan Huth’un moderatörlüğünü yaptığı “Mültecilik, Göç ve Sınıf Mücadelesi” başlıklı oturumda ise ağırlıklı olarak sığınmacılar ve ona bağlı olarak yaşanan politik gelişmeler ele alındı. Oturuma DİDF Yürütme Kurulu üyesi Yusuf As, Alman Komünist Partisi (DKP) Yönetim Kurulu üyesi Renate Koppe, Paritätische Wohlfahrtsverband Başkanı Dr. Ulrich Schneider ve Alman Sendikalar Birliği (DGB) Göç Dairesi Başkanı Daniel Weber katıldı. Yapılan konuşmalarda sığınmacılarla yerli emekçilerin karşı karşıya getirilmesi politikasının asıl olarak aşırı sağcılara yaradığına dikkat çekildi. Konferans çerçevesinde ayrıca bir de gençlik forumu düzenlendi.

Katılımın geçen yıla göre kısmen azaldığı konferansta pek çok örgüt ve kurum, kurdukları bilgilendirme masalarıyla kendilerini tanıttı. En son katılımcılar hep birlikte “Enternasyonal Marşı”nı söyleyerek 10 günlük maratonu tamamladı. 26. Rosa Luxemburg Konferansı, önümüzdeki yıl 10 Ocak’da gerçekleştirilecek.

15 Şubat 1919’da Berlin’de katledilen Rosa Luxemburg ve Karl Liebcknecht için anma gösterisi ise bugün yapıldı.

ÖNCEKİ HABER

Antep'te 14 çocuğu cinsel istismara maruz bırakan faile "iyi hal" indirimi

SONRAKİ HABER

Kanal İstanbul’a "Hayır" diyen yüzlerce kişi yaşam zinciri oluşturdu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa