13 Ocak 2020 00:31

İspanya’nın ilk koalisyon hükümeti ne vadediyor?

İspanya’da ilk defa bir koalisyon hükümeti kuruluyor. İspanyol Eğitimci ve Sendikacı Jesus de la Roza yeni hükümeti, vaatlerini ve bu vaatlerin gerçekleşme ihtimalini Evrensel'e yazdı.

Pedro Sanchez | Fotoğraf: Pool Moncloa/Wikimedia Commons

Paylaş

Jesus de la ROZA*

İspanya’da 1 Haziran 2018’de yapılan gensoru oylamasıyla muhafazakar Halk Partisi’nden (PP) Mariano Rajoy’un başkanlık ettiği hükümet düştü ve sosyal demokrat Sosyalist Parti’den (PSOE) Pedro Sanchez başkanlığında geçici bir hükümet kuruldu.

Bu hükümetin 2019 bütçesi, parlamentoda onaylanmadığı için Sanchez, eren seçim çağrısı yapmak zorunda kaldı. 28 Nisan 2019 tarihinde yapılan bu seçimlerde PSOE en fazla oyu alan parti olmasına rağmen aldığı oylar hükümet kurmasına yetmedi. 10 Kasım 2019’da yeni bir seçim yapıldı. PSOE, nisan seçimine göre oy kaybetmesine rağmen yine en fazla oyu alan parti oldu; ancak hükümet kurmasının tek yolu Unidas Podemos (ki bu ittifak da nisan seçimlerine kıyasla oy kaybetti) ile ittifak yapması ve özellikle de Katalonya’daki bağımsızlık yanlısı partiler ile anlaşmaya varmasından geçiyordu.

İspanya’da hükümet başkanı seçimi için birinci oylamada mutlak çoğunluğun elde edilmesi (toplam 350 sandalyenin 176’sı), bu başarılamadığı taktirde ikinci oylamada “evet” oyunun “hayır” oyundan fazla olması gerek. PSOE, 5 Ocak 2020’de yapılan birinci oylamada mutlak çoğunluğu sağlayamadı ve 7 Ocak 2020’de ise basit çoğunluğu elde edebildi. PSOE ile sol sosyal demokrat Unidas Podemos’un milletvekili toplamı 155 (PSOE 120, Unidas Podemos 35). Ancak bu sayıyla diğer partilerden biraz desteğe ya da en azından “çekimser oy” kullanılmasına gereksinim vardı. 7 Ocak’ta bu sağlandı ve Pedro Sanchez başkan seçildi.

FAŞİSTLEŞEN SAĞ SALDIRIYOR

Neo-faşist parti Vox’un giderek daha fazla etkisinde kalan sağ partiler Halk Partisi ve Ciudadanos Pedro Sanchez’e hakaret dahil çeşitli söylemlerle saldırıya geçtiler. Onu Katalonya’da bağımsızlık yanlısı Katalonya Cumhuriyetçi Sol Parti (Esquerre Republicana) ile görüşmeler yaptığı için İspanya’yı bölmeye çalışmakla, terör mağdurlarına ihanet etmekle, ETA dostu ve vatan haini olmakla suçluyorlar. Hükümeti işlevsiz kılmak için yargı mekanizmaları (İspanya’da Yüksek Mahkeme oldukça muhafazakar bir yapıya sahip) dahil her türlü kurumsal mekanizmayı kullanmakla tehdit ediyorlar. Pedro Sanchez, İspanyol hukuk sistemi çerçevesinde seçilmiş olmasına rağmen onun kuracağı hükümetin meşru olmadığını söylüyorlar. Sağa göre, yalnızca onların yönetimde olduğu hükümetler meşru.

Öte yandan Pedro Sanchez, başkanlığı kıl payı aldı. PSOE’den, Unidas Podemos’dan, Bask Milliyetçi Partisi’nden ve biraz da diğer küçük partilerden olmak üzere 167 lehte oy, 165 aleyhte oy (3 sağ parti, bazı küçük bölge partileri, şu anda sürgünde olan Katalonya eski hükümet başkanı Puigdemont’un partisinden bağımsızlık yanlıları, bağımsızlık yanlısı anti-kapitalistler-CUP-) aldı.  Sanchez’in seçiminde gerekli olan 18 çekimser oyun 13’ü PSOE’nin aylar süren görüşmesi sonucu Katalonya Cumhuriyetçi Sol Parti’den (ERC) ve Bildu’dan (Bask Bağımsızlıkçı Sol) sağlandı.

KATALONYA MESELESİ

İspanya'da Katalan sorunu medya güçlerince beslenen temel sorundur. Sağ partiler, Katalan sorununun ciddi bir politik  sorun olduğunu inkar ediyor ve onu adli bir sorun olarak görüyorlar.

İşin ilginç yanı bu partiler (PP, Ciudados, Vox) anayasayı savunduklarını iddia ediyorlar. Onlar için anayasa, İspanya’nın birliği ile ilgili tek bir maddede odaklanmış; oysa İspanyol anayasası İspanyol devleti içinde “milliyetler”in varlığını, aynı şekilde özellikle de Katalonya ve Bask Ülkesi'nde kendi hükümet ve parlamentoları olan “özerk bölge yönetimlerini” tanıyor. Bu partiler ise bu gerçekliği yok sayıyor. Yine anayasanın zenginliğin dağılımı ve toplumsal adalet ile ilgili maddelerini görmezden geliyor ve küçümsüyorlar.

PSOE'ye gelince bu parti seçim kampanyasında politik bir sorun olan Katalan sorununa değinmekten kaçındı ve sorunu birlikte yaşamak sorununa indirgedi. Ancak seçim sonuçları, PSOE ve Unidas Podemos arasında bir koalisyon hükümetinin kurulmasına izin verecek olan PSOE ve ERC  (Katalonya Cumhuriyetçi Sol Parti) arasında müzakere yapılmasını zorunlu kıldı.

Bu nedenle PSOE, sorunun politik bir sorun olduğunu, böylesi zor bir soruna çözüm için gelecekte İspanya hükümeti ile Katalonya hükümeti arasında bir müzakere masasının oluşturulması gerektiğini kabul etmek zorunda kaldı. Karşılığında ERC, özerklik refarandumu ya da hükümetten hapisteki Katalan siyasi tutukluları için af talebini dillendirmekten vazgeçti. Bu arada ERC’in lideri ve Katalonya hükümeti eski başkan yardımcısı Oriol Junqueras, 13 yıla mahkum edilmiş olup cezaevinde bulunmaktadır.

İspanya büyük sorunların içine gömülmüş durumda. Hem sosyal demokrat PSOE hem de muhafazakar sağ Halk Partisi’nin (PP) uygulamaya koyduğu neoliberal uygulamalar sonucu son yıllarda eşitsizliğin ciddi oranda büyüdüğü AB ülkelerinde biri oldu.

İş yasası, emekçiler aleyhine değiştirilerek kölelik yasasına dönüştürülmüş; maaşlar düşürülmüş, işten atmalar kolaylaştırılmış,  toplu sözleşmeler ve sendikal haklar önemini yitirmiştir. Mevcut istihdamın yüzde 90’ı geçici ve güvencesiz çalışma koşulları içermektedir. Çalışanların geneli ay sonunu getiremiyor. Her yıl binlerce insan evinden atılıyor. Geleceksiz bırakılan onbinlerce üniversiteli genç Avrupa ya da Güney Amerika’ya göç etmek zorunda kalıyor. Eğitim ve sağlığa ayrılan bütçe azaltılmış dolayısıyla nitelikleri bozulmuştur. Bundan da özel kurumlar yarar sağlamaktadır.

Çıkartılan ve halklar tarafından “tıkaç yasası” olarak nitelendirilen iç güvenlik yasası ile baskı artmış özgürlükler kısıtlanmıştır. Bu koşullar içinde insanlar politikacılara olan güvenini kaybetti. Bundan aşırı sağ yarar sağlayarak ciddi oranda  büyüdü.

KOALİSYONUN VAATLERİ NELER?

Koalisyon hükümeti başkanı Pedro Sanchez’in Unidas Podemos (UP) ile yaptığı anlaşma çerçevesinde UP başkanı Pablo Iglesias dört başkan yardımcısından biri olacak. UP’ye ayrıca dört bakanlık verilecek. Bu bakanlıklardan ikisi İspanya Komünist Parti üyesi olacak. Unidas Podemos ittifakı Podemos (Yapabiliriz) partisi ve Izquierda Unida’dan (Birleşik Sol) oluşuyor. Izquierda Unida’nın içinde İspanya Komünist Partisi de yer alıyor.

Bu koalisyon hükümeti halk yararına çalışacağı sözünü verdi. Dolayısıyla asgari ücreti artıracak, iş yasasını değiştirecek, daha fazla kazanandan daha fazla vergi alacak, ekolojik endüstri (yeşil endüstri) oluşturarak istihdam yaratacak, kamusal hizmetleri güçlendirilmesi yönünde çalışacak, yeni bir eğitim yasası çıkaracak, kadın hakları konusunda daha fazla çalışacak ve cinsel şiddete karşı mücadele edecek. Kısacası toplumun genelinin yaşam koşullarını iyileştireceklerini vadediyorlar.

Ancak bunları gerçekleştirmek o kadar kolay olmayacak. Birincisi hükümetin, parlamentoda son 40 yılın en az desteğini alan hükümeti olduğu gerçeği var. Parlamentodan geçirmek istedikleri yasalar için müzakerelerde bulunmaları gerek. Sağın aşırı muhalefeti, İspanyol parlamentosunun ilk defa bu kadar ciddi oranda parçalanmışlığı (1 ya da 2 sandalyesi olan 22 politik oluşum var) göze alındığında bu oldukça zor bir görev.

Öte yandan dünya ekonomisinin durgunlaştığı ve istihdamı zorlaştırdığı bir dönem yaşanıyor. Avrupa Birliği (AB), kamu harcamalarının artırılmasını gerektiren sosyal politikaların uygulanmasını ciddi derecede güçleştiren neoliberal politikaları zorlayacak. Yine muhafazakar ve aşırı milliyetçi yaklaşımlarında giderek daha da radikalleşen sağın yanı sıra bankalar, büyük şirketler, iletişim araçlarının geneli, giderek daha laik bir karakter alan İspanya toplumuna rağmen güç sahibi olan Katolik Kilisesi karşılarında olacak.

PSOE, BUGÜNE KADAR NEOLİBERALİZME SADIKTI

Bu arada PSOE, iktidar olduğu süreçte sadık bir neoliberal politika uygulayıcısı, Podemos’un da sosyal demokrat ve “olasılıkçı” bir programa sahip olduğunu unutmamak gerekir.

Öte yandan koalisyon hükümetinin alternatifi giderek aşırı sağ tarafından daha fazla desteklenen, yolsuzlarla dolu yeni bir sağ hükümet çok daha kötü olur korkusu önemli bir etken. Koalisyon hükümetinin başarısız olması durumunda içinde çok sayıda neo-Frankocu barındıran ultra muhafazakar ve ultra liberallerin uzun yıllar boyunca hükümet etmesi olasılık dahilinde.

İspanya’da bu tehlikelere karşı durmanın, halkların insan onuruna yaraşır, yaşanılır bir ülke oluşturmasının, yeni koalisyon hükümetinin vaatlerini yerine getirmesinin yolunun da demokratik güçlerin birliğinden ve toplumsal seferberlikten geçtiği bir gerçek.

*Emekli eğitimci, sendikacı

(Çeviren: Hilal Ünlü)

ÖNCEKİ HABER

Malatya'da tütünlere el konulmasına tepki: Geçim kaynakları ellerinden alınıyor

SONRAKİ HABER

İşçi mektubu: Rekabetten belediye yönetimi hoşnut, işçiler değil

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa