Libya hükümetin ekonomi politikalarını sorgulatıyor
Türkiye'nin Libya'ya asker göndermesini olumlu ya da olumsuz karşılayanlar ortak bir noktada buluşuyor: "İşsizlik, yoksulluk, pahalılık ortadayken nereden çıktı bu Libya."
Görsel: Google Maps
Burak PEKER
Osman DAL
Kayseri
Kayseri’de görüştüğümüz işçiler ve öğrenciler arasında Libya’ya asker gönderilmesini destekleyenler de desteklemeyenler de bulunuyor. Ancak her iki koşulda da hükümetin ekonomi politikaları sorgulanıyor. İşçiler geçinemediklerini belirtirken, öğrenciler geleceksizlik endişesiyle yaşadıklarını söylüyor.
TESKTİL İŞÇİSİ: SAVAŞLAR GARİBAN İNSANI ETKİLİYOR
Bir işçi durağında servis bekleyen 8 yıllık tekstil işçisi Ali asgari ücretle geçiniyor. “Elimizden geldiği kadar geçinmeye çalışıyoruz. Ama yetmiyor. Herkes daha iyi bir iş bulabilir miyim diye düşünüyor. Ben de öyle düşünüyorum. Asgari ücret zammı yetersiz. Başka bir fabrikada asgari ücretin biraz daha üstünde olursa oraya başlamak isterim. Yüz lira bile fazla olsa işçiler için iyi” diyor.
Ali Libya’ya asker gönderilmesine ilişkin şunları söylüyor: “İyi mi edildi, kötü mü bilemiyorum. Yani Türk askerinin sürekli sağa sola gitmesini de doğru bulmuyorum.” ABD-İran gerilimine ilişkin ise “ABD karşısında olmamız gerekiyor. Amerika savaş çıkarıyor. Birilerinin ABD’ye dur demesi gerekiyor. Ama savaşın engellenmesi gerekir. Çünkü savaşlar gariban insanı etkiliyor. Zararı biz çekeriz” ifadelerini kullandı.
METAL İŞÇİSİ: KENDİ SORUNLARIMIZ BİTTİ LİBYA MI KALDI?
Mustafa 10 yıllık bir metal işçisi. “Sürekli işçiyi tehdit ediyorlar. Fabrikada bu zam az diyoruz. Patron hemen işçi çıkartırım diyor. En büyük sorun işsizlik ile burun buruna kalmak. Jest yapılmış işçilere. O jest patronlara yapılmıştır. Ben cebimde jest göremiyorum” diyen Mustafa’nın Libya konusunda ise düşünceleri şu şekilde: “Ülke içindeki sorunlar bitti de Libya mı kaldı? Kendi içindeki sorunları çözsünler önce. Hele diğerleri beklesin. Ben kendi ekonomimi çözemiyorum. Libya’daki, İran’daki sorunu çözeceğim. Önce bize baksınlar.”
Bir yıldır metal fabrikasında çalıştığını söyleyen bir işçi de “Askerden yeni geldim. Bir yıldır işçilik yapıyorum. Çalıştığım fabrikada sendika var (Türk Metal) ama adı sendika. İşçiye hiçbir yararı yok. Masadan kalkıp gitmek çözüm değil” dedi. Libya’ya dair ise “Süreci az takip ettim. Neden asker gönderildiğini bilmiyorum” diye konuştu.
ÖĞRENCİLER: İKTİDAR BİZİ NE ZAMAN GÖRECEK?
Barış TİMUR
Elif DÜŞÜNÜKLÜ
Kayseri
Gençliğin en önemli sorununun işsizlik olduğunu belirten Biyomedikal Mühendisliği Öğrencisi Seda, “Üniversiteler eğitim kurumu olmak dışında mezun olduğumuzda iş bulabilmemiz için bir anahtar görevinde. Ancak şu an hiçbir alanda iş yok diyebilirim. Okulda gördüğümüz eğitim bizleri kendi alanlarımızda uluslararası düzeyde nitelikli kılmıyor. Yani kendi ülkemiz dışında bu mesleği yapmak istesek nitelikli mühendis olmayacağımız için iş bulabileceğimi düşünmüyorum. Bence diğer bütün bölümler için de bu geçerli. Her ne kadar ülkeyi yönetenler yok dese de ülkemizde ekonomik kriz var. İlla aç kalmamızsa ekonomik kriz veya intihar etmemizse onlar da var. Ama işine gelmeyenler görmezlikten geliyor krizi” dedi.
Üniversite mezunlarının işsizlik, geçim sıkıntısı nedenleriyle yaşamına son verdiğini belirten Seda, “İktidar görmek istediğini görüyor, yapmak istediğini yapıyor. Kendi ülkesinde üniversite mezunları açlıktan intihar ederken Libya’ya asker gönderiyor. Gönderdikleri askerler de kendi evlatları değil. Anadolu’nun evlatları. Libya’daki savaşa bütçe ayırabiliyorlar. İktidar bizi ne zaman görecek bilmiyorum. İran ve Amerika meselesinde de Türkiye bir taraf olamamalı. Hatta etkisiz eleman olmalı. Bu kadar ekonomik kriz varken savaşın parçası olmak mantıklı değil. Ama Türkiye’deki ABD üslerinin kapatılması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
Bugün gençliğin gelecek sorunu yaşadığını dile getiren Mühendislik Fakültesi Öğrencisi Hakan da “Bugün bulabilirse kendini çok yönlü geliştirebilenler iş bulabiliyor. Ama bu da bizim açımızdan kolay bir şey değil. Çünkü çeşitli alan kursları, eğitimler ve sertifikalar almak gerek. Bunlar da parası olanın yapabileceği şeyler. Bugün ve gelecekte en büyük sorunumuz parasızlık” dedi.
Hakan Türkiye’nin Libya’ya asker göndermesi konusuna “Olabilir” diye bakıyor ve şöyle devam ediyor: “Ülkemizin çıkarları doğrultusunda bir hareket ise asker göndermeliyiz. Ben Türkiye’nin desteklediği tarafın kazanması sonucunda ülkemize fayda sağlayacağını düşünüyorum. Türkiye’nin yaptığı geleceğe yönelik bir yatırım olabilir. Ayrıca İran-ABD meselesi de var. Biz Türkiye olarak, ABD başkanının sosyal medyada yaptığı bir paylaşımdan bile ekonomik anlamda etkilenen bir ülkeyiz. Ekonomimiz ABD’ye bağlı diyebilirim. Bu yüzden İran ile yaşanan bu olaylarda bizim tarafsız olmamız gerek.”
"ÇOK HEVESLİLERSE KENDİ ÇOCUKLARINI GÖNDERSİNLER'
Serdar ATAÇ
Ankara
Türkiye’nin Libya’ya asker göndermesi ve ABD-İran arasındaki gerilim fabrikaların da gündeminde. Ankara’da Sincan Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSB) konuştuğumuz işçiler arasında Libya’ya asker gönderilmesini destekleyenlerin sayısı oldukça az. İşçilerden biri “Çok heveslilerse kendi çocuklarını göndersinler” diyor.
Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde konuştuğumuz metal işçileri, gelişmelere birbiriyle benzer tepkiler veriyor. Birçok işçi İran’ın Ortadoğu’daki diğer ülkelere benzemediğini ve ABD’nin Irak’ı işgal ettiği gibi İran’a saldıramayacağını düşünüyor.
ABD’NİN SALDIRISI TEPKİYLE KARŞILANDI
Fabrikalarda ABD karşıtlığını yaygın olarak görmek mümkün. İşçiler arasında İran’ın ABD’ye yaptığı misillemeyi sevinçle karşılayanlar da bulunuyor. ABD’nin yıllardır Ortadoğu’yu kana buladığını söyleyen bir işçi, “Helal olsun İran’a” diyor. İran’ın ABD üslerine saldırı yapacağını söylemesi nedeniyle Türkiye’deki İncirlik Üssü’nü konuşan işçiler, ihtimal vermeseler de bölgede tırmanan gerginlik nedeniyle üsleri tehlike olarak görüyor. Kimi işçiler “İncirliği vursalar haklılar ama İncirlik Türkiye’de. O yüzden bir şey desen bir türlü demesen bir türlü. Durduk yere komşumuzla aramız gerilecek” diyor.
ÇOK AZ İŞÇİ DESTEK VERİYOR
Türkiye’nin Libya’ya asker göndermesi, Suriye ve diğer ülkeler için çıkarılan tezkerelerden daha farklı değerlendiriliyor. Mecliste de sadece AKP-MHP oylarıyla geçen Libya tezkeresi konusunda, her koşulda iktidarı savunan az sayıda işçi dışında herkes tepkili. Bir işçi, “Ne işimiz var Libya’da? Kendi ülkelerini kurtardılar da elinki kaldı. Çok heveslilerse kendi çocuklarını göndersinler” diyor. Bazı işçiler ise Suriye’de iç savaşta taraf olan Türkiye’nin karşılaştığı göç sorununa değinerek, “Suriye meselesinden ders çıkartmadılar, Libya’ya atlıyorlar. Yarın gemilerle Libyalılar da gelir ülkeye, sen o zaman seyret” diyor.
"BEN ÇOCUĞUMU LİBYA'DA ŞEHİT OLSUN DİYE BÜYÜTMEDİM"
Türkiye’nin Libya’ya müdahalesinin iki ülkenin halkını da mağdur edeceğini belirten işçilerden biri ise “Kaddafi'yi ABD vururken sesleri çıkmadı, şimdi kime yaranmaya gidiyorlar acaba” diye soruyor. Aynı işçi, Türkiye’nin derdinin Libya halkı olmadığı, ekonomik çıkarlar peşinde olduğunu ifade ediyor.
Kadın işçilerden biri de savaşın bedelini hep kendilerinin ödediğini ifade ederek, “Ben çocuğumu Libya’da şehit düşsün diye büyütmedim. Bir çocuk nasıl yetişiyor haberi var mı? Onların hepsi bizim kuzumuz yazık değil mi” diyor.