İran üniversite öğrencileri: Polis müdahalesi sert ama biz de kararlıyız
Halk protestolarının sürdüğü İran’da görüştüğümüz üniversite öğrencileri, eylemlere dönük polis şiddetine rağmen eylemleri sürdürmekte kararlı.
Fotoğraf: AA
E. Ava
İstanbul
ABD suikastı ve ardından Ukrayna uçağının füzeyle vurulduğunun ortaya çıkmasıyla dış politika gerilim yaşayan İran rejimine yönelik halk protestoları da devam ediyor. Görüştüğümüz üniversite öğrencileri, “Protestolarımıza müdahale sert ama biz de bir o kadar kararlıyız” diyor.
Kasım ayında benzin zammıyla başlayan ve İslam rejimi karşıtı bir harekete dönüşen protestolar yeniden canlanıyor. ABD’nin, İranlı General Kasım Süleymani’yi Irak’ta öldürmesinin ardından özellikle dış basında halkın rejimin arkasında birleştiği analizleri yayımlansa da, İran’ın içinde özellikle üniversitelerden yükselen yeni bir öfke dalgası dikkat çekiyor.
Kasım Süleymani için 3 kentte düzenlenen “Komutana veda” törenlerinde izdiham nedeniyle 56 kişinin ölmesi ve ardından İran yönetiminin 176 kişinin öldüğü Ukrayna uçağını kendi füzeleriyle vurulduğunu açıklaması bu öfkeyi yeniden yükselten nedenler arasında.
İtirafın ardından başkent Tahran’da Amir Kabir Üniversitesi kampüsünde binlerce öğrenci eylem yapmaya başlamış ve aynı saatlerde halk Azadi Meydanı’na doğru yürüyüşe geçmişti. Yine Tahran Politeknik, Allameh, Beheşti, Şerif, Babol Üniversiteleri de 11 Ocak’ta eylemler yapmış, öğrenciler “Diktatöre ölüm, halka hürriyet”, “Dinci, reformcu, bu iş bitmiştir”, “Süleymani katildi, başkanı da (Hamaney) katildir”, “İran medyası, yüz karası” ve “Diktatöre hayır, ne molla ne şah!” sloganları atmıştı.
‘İKİ KURT BİRBİRİNİ YİYOR’ TARTIŞMASI
Yeniden hareketlenen üniversitelerdeki durumu öğrencilerle konuşuyoruz. Tahran Allameh Üniversitesi Öğrenci Birliği Konfederasyonundan Masih D. “Öğrenciler açısından Tahran’daki üniversitelerde çok derin bir bölünme yok, hemen hemen herkes ölen kişinin kimliğini biliyor. Ayrışma ABD’nin bu hamlesinin sonuçlarının değerlendirilmesi noktasında. Mesela bazıları ABD ile Rusya iş birlikçisi olan İran rejiminin arasındakileri ‘İyi ki olmuş’ anlamına gelecek şekilde ‘İki kurt birbirini yiyor’ diye görürken, bazıları da ABD’nin bu saldırısının İran ile arasındaki bölgesel güç savaşı olduğunu vurguluyor ve ABD’nin çıkarcı yaklaşımlarına göre tutum alması nedeniyle gelecek açısından endişeleniyor. Öğrenciler arasında böyle tartışılıyor” diyor.
ÜNİVERSİTELERDE YOĞUN BİR BASKI VAR
Amir Kabir Üniversitesinden Forogh kampüsteki tartışmaları şöyle özetliyor: “Genelde ülkede ilk eylemler bu okuldan başlıyor, yani bu okulun siyasi kimliğini az çok herkes biliyor, onun için de çok fazla baskı var. Sadece bildiriler ve 10-15 kişilik gruplar halinde oturup tartışabiliyoruz. Zaten okul güvenliğinin görmesi ile ertesi gün ifadeye alınmamız bir oluyor. Tartışmalarımızda ise Ortadoğu’da ABD emperyalizmi ve İran rejimi arasındaki toprak kavgasını konuşuyoruz. Öğrenciler genelde İran rejiminin diğer ülkeler üzerine baskı kurmasının en önemli sorunlarımızdan biri olduğunu ifade ediyorlar.”
Yasmin A, Tebriz Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğrencisi. Yasmin de kampüste yaşadıkları baskıyı anlatıyor: “Tebriz’de 12 Ocak’ta eylem planı yapıldı. Marş söyler, mum yakarız, sonra duruma göre slogana geçeriz diye organize ettik. Saat 15.00 gibi toplanmaya başladık. Bir sürü sivil polis ve resmi polis içeri girdiler, okulun kapıları kapatıldı, birkaç kişi çok kötü şekilde darbedildi, 7 kişi göz altına alındı. Ertesi gün serbest bırakıldılar. 13 Ocak’ta yine eylem planı yaptık, ama kimseyi kampüse sokmadılar”
DERGİ ÇIKARIYORLAR, HALK DIŞARIDAN DESTEK VERİYOR
Tebriz Sahand Üniversitesi öğrencisi olan Mahta da “Okulda durum çok vahim” diyor: “Basij öğrenci örgütü (İslamcı, rejim yanlısı öğrenci örgütü) güçlü bizim okulda, bir mum bile dikemedik. Kendi propagandalarını çok güçlü yürütüyorlar ve karşı çıkanı hemen tehditlerle susturuyorlar. Muhalefetin örgütlenme ağı çok zayıf bizim okulda.”
Tahran Allame Üniversitesinden Babak, “Okul içinde dergimiz çıkmaya başladı, eylemler sırasında güzel ağ kurduk diğer arkadaşlarımızı mücadeleye çekmek için. Artık kampüste neler yapılıyor hızlıca yazıp dağıtabiliyoruz. Eylemler güçlü geçiyor okulda, halk kampüsün dışından bize destek veriyor. Biz de akşamları karınca kararınca eylem yapmaya başlıyoruz. Müdahale sert oluyor ama biz de bir o kadar kararlıyız.”
GAZETECİLER İSTİFA EDİYOR, OYUNCULAR TEPKİ GÖSTERİYOR
Üniversitelerde durum böyleyken İran’ın devlete bağlı radyo ve televizyonunda çalışanların teker teker istifa etmeleri de ses getiriyor. Bazı oyuncular, sporcular da halkın yanında olduklarını ve onlarla mücadele ettiklerini açıklamaya başladılar.
Bu arada Mahabad ilinde İran-Ukrayna uçağında hayatını kaybedenlerin cenazeleri 16 Ocak’ta ailelerine teslim edildi. Aileler tabutlar üzerindeki İran bayraklarını kaldırdılar ve Mahabad Üniversitesi öğrencileri de eylem yaparak ailelere destek olmaya çalıştılar. Eylemde Arşad Atabak, Moslem Süleymani, Zaniyar Ahmad Pur isimli öğrenciler gözaltına alındı.
HER AYAKLANMA BİR ÖNCEKİNDEN DAHA RADİKAL
İran’da halkı ve gençleri öfkelendiren son günlerin gelişmeleri değil kuşkusuz. 1989 yılında 30 bin kişinin idamından 2009’da Kahrizak Cezaevinde tutukluların işkenceyle öldürülmesine; son yıllarda ise 2017 yılında yangın sonucu çöken ve 30 kişinin öldüğü Plasko binası faciasından 2018’de 30’u İranlı 32 kişinin öldüğü Sanchi tankerinin yanarak batması olayına; yanı sıra ani baraj kırılmaları ile günlerce süren sel felaketlerinde insanların ölmesine kadar benzer birçok gelişme kitlesel halk protestolarına neden oldu. Her hareket, bir öncekinden daha radikal olarak ortaya çıktı.
İran’da rejimin halk protestolarına saldırıları da giderek şiddetlenmesine rağmen protestoların sona ermemesi rejiminden korkunun da giderek azaldığına işaret ediyor.
Tepki sadece üniversitelerde değil. Son bir haftada Tebriz, Raşt, Babol, İsfahan, Maşhad ve Şiraz gibi birçok ilde halk protestoları sürdü. Sosyal medyaya bir kadının bacağından vurulması ve halkın yardımına koştuğu video yaygın paylaşıldı. Tüm engellere rağmen İran’da yaşananlar artık gizli kalmıyor.