Ford işçileri: Kendi taleplerimizle mitingde olmalıyız

Bir grup Ford Otosan işçisi
Kocaeli

Üyesi olduğumuz Türk Metal Sendikası MESS’in dayatmalarına karşı pazar günü Bursa’da miting yapacak. Bu mitinge dair fabrikada tartışmalar sürerken Genel Başkan Pevrul Kavlak sosyal medya hesaplarından grev kararı alındığını duyurdu. İyi ki sosyal medya da var! Yoksa sendikanın grev kararı aldığını nereden duyacaktık!

Biliyorsunuz uyuşmazlık tutulduktan sonra Türk Metal ve Birleşik Metal-İş eylemlere başladı. Her iki sendikanın yaptığı eylemler de birbirinin aynı. Bu eylemler biz işçilerce çok eleştirildi. Eleştirilmeye de devam ediyor. Hepimiz üretime dokunan ciddi eylemler yapılmadıkça MESS’in geri adım atmayacağını biliyoruz. Pazar günkü miting elbette önemsiz değil. Sesimizi patronlara, halka duyurmak için önemli. Bizce diğer önemli şey de kararlılığımızı sendikacılara göstermek diye düşünüyoruz. Taslak oluşturulmasından başlayarak sözleşme süreci boyunca biz işçiler hep yok sayıldık. Hiçbir karar bize sorulmadı.

Bu geçmişte de böyleydi. O nedenle kimse sendikacılara güvenmiyor. Ama bu “Güvenmiyorum” lafı bazen işçi arkadaşlarımızın eylemlere katılmamasının gerekçesi haline gelebiliyor. Biz bunu kendi fabrikamızda tüm eylemlerde yaşadık. Sadece şunu söylemek istiyoruz eylemlere katılmayan, mitinge katılmayı düşünmeyen arkadaşlarımıza; biz pazar günü mitinge Türk Metal için, Pevrul Kavlak için gitmiyoruz. Kendimiz, emeğimiz, ailemiz, çocuklarımız, geleceğimiz ve ekmeğimiz için gidiyoruz. Maç yapmak, okey oynamak için uykusuz kalıyoruz da bir gün de kendimiz için uykusuz kalalım. Birlikte mücadele edelim, birlikte kazanalım.

Sözleşme süreci 4 aydır devam ediyor. Hep etkili eylemleri konuştuk. Fakat şunu soralım kendimize? Bir araya gelip, bir şey yapmadıkça ne kazandık? Birleşerek güçleniyoruz. Bursa’da Türk Metal’in çağrısıyla, Gebze’de Birleşik Metal-İş’in çağrısı ile bir araya geliyoruz. Biz metal işçilerinin sendikaları farklı olsa da amaçları, yaşam koşulları, çalışma şartları, talepleri bir. Biz ne kadar kalabalık olursak o kadar güçlü oluruz. Sadece miting alanında değil fabrika içerisinde kendi komitelerimizde birleşmeliyiz. Birleşip kendi kararlarımızı almalı ve uygulatmalıyız. Biz birlik olmadığımız için her şey bizden ayrı oluyor, kimse bizi muhatap almıyor. Bizler birlik olsak kendi sözleşmemizi kendimiz belirleriz.

MESS ve sözcüleri dalga geçer gibi rakam teklif ederken, röportajlarında bize saldırırken, krizin yükünü bize yıkıp, üretimi durdurup ücretimizi keserken ve kazanılmış tüm haklarımıza saldırırken hep birlikte dimdik karşılarında durmalıyız. Vergi rekortmeni olarak bizim daha kaybedecek neyimiz kaldı ki? Zaten vergi yüzünden aldığımız maaş asgari ücrete düşüyor.

Türk Metal Sendikası grev kararını açıkladı. Bundan sonra bu kararın arkasında durulmalı ve yüzde 26’nın altına inilmemeli ve bizlerin başından beri söylediği kırmızı çizgilerden geri gidilmemeli. Vergi diliminin yüzde 15’te sabitlenmesi, 2 yıllık sözleşme, 8 Mart’ın resmi tatil ilan edilmesi, esnek ve güvencesiz çalışma dayatmasından vazgeçilmesi bizim kırmızı çizgilerimiz. Yüzde 26’nın altına düşülen herhangi bir rakam bizler için kayıp, MESS için kazançtır. Zaten vergi dilimi yüzünden aldığımız zammın hiçbir anlamı kalmıyor. İşte tüm bu saldırılar karşısında sendikacılardan medet ummayı bırakıp, kendi taleplerimiz ve sloganlarımızla alanda olmalıyız. Bu sözleşme işçilerin onayına sunulmadan imzalanmamalıdır. Ve bu kadar direnip çabaladıktan sonra ne yüksek hakem ne grev yasaklarını tanımıyoruz, tanımayacağız. Asgari ücreti kabullenmeyip masadan kalktınız, genel grev ilan etmediniz. Bu sözleşmeyi öyle sessiz sedasız bitirmenize izin vermeyeceğiz, gözümüz şalterde.