Kemal Kılıçdaroğlu: 'Biz çok başarılıyız'diyorsunuz, peki bu işsizlikle ne?
Kemal Kılıçdaroğlu: 17 yıl sonunda milyonlarca işsiz yaratacaksınız ve siz kalkacaksınız milletin önüne diyeceksiniz ki 'Biz çok başarılıyız.' Peki bu işsizlikle ne? Peki bu mutfaklardaki yangın ne?
Fotoğraf: CHP Basın
CHP Parti Meclisi (PM), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.
Toplantının açılışında konuşan Kılıçdaroğlu, AKP hükümetini eleştirerek şunları söyledi:
"17 yıllık bir iktidar, Türkiye'nin hiçbir temel sorununa çözüm üretememiştir. Biz hep dillendiririz, Türkiye'nin 5 temel sorunu var diye. Demokrasi sorunu var, tam tersine demokraside geriye gidişimiz var. Toplumsal barış sorunumuz var. Tam tersine toplumsal barışımız büyük ölçüde dinamitlendi. Ekonomide sorunumuz var, işsizlik aldı başını gidiyor. Aynı şekilde dış politikada sorunumuz var. Felaket bir dış politika manzarasıyla karşı karşıyayız. Eğitimde sorunumuz var, hiçbir anne ve baba eğitimden memnun değil. Bu 5 temel soruna 17 yılda çözüm üretmeyen ve tam tersine bu 5 temel sorunu, 17 yıllık bir süreç içinde derinleştiren bir siyasal yapı ve bir siyasal anlayışla karşı karşıyayız."
“MUTFAKTA YANGIN VAR, İKTİDARDAKİLERİN BİR ELİ YAĞDA BİR ELİ BALDA”
Ekonomide tam bir felaket yaşandığını ve mutfakta yangın olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, iktidardakilerinse bir elinin yağda, bir elinin balda bulunduğunu söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu, "Milyonlarca işsiz yaratıldı. 17 yılda tek başına yöneteceksiniz, 'Ekonomiyi büyüteceğim.' diyeceksiniz 'Türkiye üretecek.' diyeceksiniz ve 17 yıl sonunda milyonlarca işsiz yaratacaksınız ve siz kalkacaksınız milletin önüne diyeceksiniz ki 'Biz çok başarılıyız.' Peki bu işsizlikle ne? Peki bu mutfaklardaki yangın ne?" dedi.
İşsizlik travmasının giderek büyüdüğünü ve derinleştiğini savunan Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez işsiz birisinin TBMM'nin duvarının dibinde kendisini yaktığını söyledi.
“CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK BORÇLANMASI”
Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Ama biz bunu gördük. TBMM'nin çatısına çıkıp 'İş verin yoksa intihar edeceğim.' diyecek insanları gördük. Bütün bunlara baktığınızda ekonomide büyük sıkıntılar yaşanıyor. Bunlar kendi içimizde yaşadıklarımız, daha acı olanı ise Türkiye'nin ekonomisinin Londra'daki bir avuç tefeciye teslim edilmesidir. İçerideki her şeyi sattılar 17 yılda. Bunu özellikle AK Parti'li kardeşlerime ifade etmek için söylüyorum, 17 yılda vergi istediler. Vatandaş vergisini verdi, 17 yılda Cumhuriyet'in bütün kazanımlarını sattılar, fabrikalarının sattılar, oradan da para aldılar ve 17 yılda Cumhuriyet tarihinin en büyük borçlanmalarını yaptılar. İç borçlanmadan söz etmiyorum, dış borçlanmadan söz ediyorum. 17 yılda dışarıya, dışarıdaki tefecilere Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının devlet aracılığıyla ödediği faiz 174 milyar 313 milyon dolar.
DIŞ POLİTİKA ELEŞTİRİSİ
Kılıçdaroğlu, dış politikada da tam bir felaketle karşı karşıya olduklarını söyleyerek şunları belirtti:
"'Suriye ile görüşün.' dedik daha en başta. Dinlemediler, 'Suriye terörist.' dediler, 'Beşar Esad teröristtir.' dediler. 'Suriye ile görüşmeyeceğiz.' dediler ama Rusya aldı Moskova'da, Suriye ile Türkiye'yi aynı masaya oturttu. Biz, 'Siz görüşün.' dedik ama Putin'i dinlediler, çağırdı ikisini de Moskova'ya, 'Oturun bakayım masaya.' dediler, oturdular. Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarı nerede o zaman? Neden o koca koca lafları ettin? Neden o kadar büyük laflar ettin ve sonra gittin, Putin'in talimatı ile masaya oturdun ve Suriye ile görüşmeye başladın?
İkinci konu, Suriye konusunda 'Türkiye'de bir uluslararası konferans toplayın, bütün tarafları davet edin, Türkiye, Suriye konusunda çözüm üreten önemli bir aktör olarak uluslararası arenada yerini alsın.' dedik, ona da itiraz ettiler. Sonra yine Putin'in isteği üzerine Astana'ya gittiler, uluslararası konferansa Astana'da katıldılar. Peki eğer bir uluslararası konferans yapılacaksa neden siz yapmadınız? Neden egemen güçlerin arkasından gidiyorsunuz? Neden o güçlerin çekim alanına Türkiye Cumhuriyeti Devletini sokuyorsunuz?"
Libya'da "Taraf olmayın, iki tarafta da müzakere yapın, BM'yi göreve çağırın." önerisinde bulunduklarını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Bizim Libya ile ortak tarihimiz var, kültürümüz var. Kaddafi döneminde onların Türkiye'ye yaptıkları yardımları asla unutmadık. 'Hayır, biz bunu yapmayız, BM'nin tanıdığı meşru hükümetle görüşürüz.' dediler. Görüşün. Sonra ne oldu? Putin yine davet etti, Hafter'le masaya oturdular. Dört konunun sonunda soru şu: Türkiye'nin dış politikasını kim belirliyor? Açık ve net, Putin belirliyor. Kim yönlendiriyor? Putin yönlendiriyor. Neden? Siz Dışişleri Bakanlığını devasa gelenekleri olan bir Dışişleri Bakanlığını devre dışı bırakırsanız, saraydaki bir avuç insanla Türkiye Cumhuriyeti Devletinin dış politikasını oluşturmaya kalkarsanız geldiğiniz nokta budur, egemen güçlerin taşeronluğudur." (AA)