17 Ocak 2020 13:52

Putin ekonomik krizin faturasını hükümete kesti

Rus oligarşik sermayesi ve tekellerinin büyüme beklentilerinin yarattığı baskıya Putin’in başkanlık kadrosu daha fazla göğüs geremeyerek kurban seçtikleri hükümetin ipini çekmek zorunda kaldı

Fotoğraf: The Presidential Press and Information Office / Wikimedia Commons

Paylaş

Okay DEPREM

Rusya uzun yeni yıl tatilinin (yeni yıl + Ortodoks Noeli + eski takvime göre yeni yıl) rehavetinden henüz çıkmadan günler öncesinde Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Federasyon Konseyi ve Parlamentonun alt kanadı olan Duma vekillerinden oluşan Federal Meclise hitap edeceği kitle iletişim araçlarından yoğun olarak duyurulmaya başlanmıştı. Aynı Putin, fazla değil daha birkaç hafta öncesinde mebuslara yönelik değil ancak geniş gazeteci ordusuna hitaben geleneksel yıllık basın toplantısında kameraların karşısına çıkalı çok olmamıştı. 

Rusya Federasyonu’nun (RF) aynı zamanda V. Putin ve ekibinin devletin başına geçmesinin 20. yıldönümünü ‘kutladığı’ bu sembolik günlerde, söz konusu konuşmanın merak payı haliyle iyiden iyiye artmış oldu. Putin 15 Ocak’ta gerçekleşen söylevinde ilk olarak Dmitriy Medvedev’in başbakanlığındaki hükümetin aynı gün itibariyle istifasını sunacağını duyurdu. Ülkenin temel yasama organı konumundaki Federal Meclisin alt kanadı Duma seçimlerine daha bir buçuk yıldan fazla bir zaman olmasına karşın bu ani istifa talebi, dolayısıyla kamuoyunda ve halkta büyük bir şaşkınlık ve merakla karşılandı.

PUTİN’İN SAĞ KOLU VE İKİNCİ ADAMI OLARAK GÖRÜLÜYORDU

Putin, akabinde, yeni başbakan adayı olarak Federal Vergi Dairesi Başkanı Mihail Mişustin’i önerdiğini ilan etti. Tam sekiz senedir başbakanlık görevini yürütmekte olan ve öncesinde bir dönemde de (ara dönem) Putin’in yerine geçici olarak devlet başkanlığını üstlenmiş olan Dmitriy Medvedev’in Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcılığına atanacağını bildirdi. 

Çok uzun senelerdir ikili iktidar yapısı dahilinde Putin’in sağ kolu ve ikinci adamı olarak görülen Medvedev’in ve tüm bakanlarla birlikte bu şekilde aniden görevden alınması elbette çoğunlukça hayretle karşılandı. 

Öte yandan, 2010 yılından itibaren Federal Vergi Hizmetleri’nin başındaki isim, tipik genç bir teknokrat olan Mişustin’in en ufak bir siyasi deneyim ve kariyerinin olmaması da, bu beklenmedik değişiklin nedenleri konusunda sayısız spekülasyona doğal olarak kapı aralamış oldu. 

GÖRÜNÜR GEREKÇE DUMA’NIN YETKİLERİNİN ARTIRILMASI

Putin yapmış olduğu konuşmada; bugüne kadar devlet başkanı tarafından atanan başbakan ve kabine üyelerinin bundan böyle Duma tarafından seçileceğini ve de bu başta olmak üzere bunun gibi pek çok kritik kararda artık meclisin alt kanadının yetkilerinin arttırılacağını; bu noktada anayasada da önemli değişikliklere gidileceğini; mevcut başbakan ve kabinesinin istifasının işte bu yeni dönem ile birlikte bütün bu önemli değişimlerin önünü açma amaçlı olduğunu söyledi. 

Putin devamında, Rusya’nın başkanlık sistemine dayalı federal cumhuriyet statüsünün korunacağını ancak yetki paylaşımı hususunda meclisin ağırlığının artacağını belirterek bu bağlamda ülke yönetiminin demokratikleşmesine katkı sunulacağını savundu. 

Moskova’da hareketli saatler devam ederken, aynı gün içinde Putin hükümetin istifası kabul ederek, Medvedev ile basına açık bir buluşma gerçekleştirdi. Ertesi gün ise devlet başkanının önerdiği başbakan adayı Mişustin adeta jet hızıyla Duma üyelerinin karşısına geçti. 

Komünist Parti’nin çekimser kaldığı oylamada yüzde seksen beş küsurluk bir oranda evet oyu alarak Rusya’nın 2012’den sonraki ikinci başbakanı olmuş oldu. 

MEDVEDEV HÜKÜMETİ KRİZE ÇÖZÜM GETİRMEDİ

Putin’in, ortada fol yok yumurta yok gibi dururken başbakan ve hükümet mensuplarının istifalarını isteme gerekçeleri peki ne kadar inandırıcı ve arka planda hangi etmenler rol oynamış olabilir?

Bir defa, derindeki birincil neden tartışmasız sosyo-ekonomik durum. Batı ülkelerinin Kırım’ın alınmasını bahane ederek 2014’te başlattıkları iktisadi yaptırımlardan dolayı ciddi bir ekonomik krize giren ülke, altıncı senesinde hala krizden çıkmanın çok uzağında bulunuyor. 

Rus ekonomisi adı geçen periyodun ilk yıllarında önce biraz küçüldükten sonra bir süre sıfırlarda seyretmiş, son seneler ise en az reel bir buçukluk bir büyüme oranını yakalayabilmiş, bu haliyle de küresel ortalama büyüme nispetinin dahi altında kalmaya devam etmişti. Halen asgari ücretin 200 dolara tekabül ettiği koşullarda, enflasyon yüzde 3-4’ler seviyesinde tutulmasına karşın, vatandaşların reel gelirleri yükselmek bir yana az daha olsa erimeyi sürdürüyor. 

En yetkili ağızların bile dillendirdiği bir diğer acı gerçek de emekliler başta olmak üzere ülke nüfusunun yüzde 20’sinin yoksulluk sınırının altında yaşamakta oluşu ve gene hatırı sayılır bir nüfus diliminin de kıt kanaat geçinebildiği. 

Rusya’nın bir diğer kronik sorunu olan demografik artış hızının düşüklüğü ve nüfusun bir türlü artmaması da sekiz senedir Medvedev ve ekibinin bir türlü çözüm bulamadıkları bir diğer meseleydi. 

GENEL SEÇİMLERE KADAR BEKLEMEDİLER

Yoksulluk ve nüfus artışına dair yukarıda sayılan ve bunlara bağlı bir dizi ikincil ve diğer kritik problemler, Putin iktidarını bir yol ayrımına getirmişti çoktandır. Bir sonraki seçimlere kadar en az on sekiz ay daha beklense, hükümetin dolayısıyla en başta kendisinin yıpranma payı geometrik olarak artacaktı. 

Bu da kaçınılmaz olarak, İktidardaki Putin’in partisi “Birleşik Rusya”nın belki de tarihinde ilk kez seçimleri kazanamayacağı, ya da en azından tek başına hükümeti kuracak yeterli çoğunluğu sağlayamayacağı bir sonucun oluşma riskini büyütecekti. 

Buna bağlı olarak Putin’in 2024’te bir daha seçilebilmesinin meşruiyet zemini de otomatikman son derece azalacaktı. Dahası buna; halkın epeydir birikmiş tepkisini kitlesel gösteri ve protestolarla dile getirmesi düşük olmayan ihtimalini de eklemek gerekiyor. 

Putin, 2014’te Rusya’ya karşı yaptırımlar başlar başlamaz, bundan kaynaklı sıkışık dönemin 2-3 yıl kadar sürebileceğine dönük halkı uyarmıştı. Kremlin ve hükümet de açıkçası bir nevi bu konjonktürün kredisini kullanmışlardı bugüne kadar. Ne var ki yakında altıncı senesini dolduracak dönem artık halkın sabrını fazlasıyla zorlayacak bir sınıra dayanmıştı. 

GSHM DÜNYA GÜCÜ OLMA HEDEFİNE YETMİYOR

Ülkenin en acil sorunları niteliğindeki yoksulluk ve yoksunluk dışında, GSMH’nin bir türlü istenilen düzeye çıkartılamaması da Putin’in ve ülkeyi yöneten bürokratik Kremlin elitini, kendileri yerine hükümeti kurban etmeleri için bir diğer esas gerekçeyi teşkil etmiş oldu. 

2014 – 2015 dönemiyle birlikte yeni emperyal dönemine adım atan Rusya’nın, dünyadaki jeo-politik ve jeo-stratejik iddia ve hedeflerini tam anlamıyla hayata geçirebilmesi, askeri ve bölgesel açıdan rekabete giriştiği emperyalist güçlerle gerçek anlamda başa çıkabilmesi için reel büyüme hızını küresel ortalamanın üzerine çıkarması, tercihen en az yüzde 7-8’ler seviyesinde tutması uzun süredir kaçınılmazdı. 

Ortadoğu ve Afrika-Latin Amerika’ya ekonomik ve sermaye yatırımı açısından daha fazla açılma niyetindeki Rus oligarşik sermayesi ve tekellerinin büyüme beklentilerinin karşılanmamasının yarattığı baskıya Putin’in başkanlık kadrosu daha fazla göğüs geremeyerek kurban olarak seçtikleri başbakan ve hükümetinin ipini böylelikle çekmek zorunda kaldılar…

ÖNCEKİ HABER

Dersim’de polisler tarafından tehdit edilen öğrenciler İHD’ye başvurdu

SONRAKİ HABER

Lavrov: Serrac ve Hafter, şu an için aynı odada bulunmak bile istemiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa