18 Ocak 2020 10:44

Cumartesi Anneleri, 773. haftada Abdullah Canan için adalet istedi

Cumartesi Anneleri eylemlerinin 773. haftasında 1995’te Hakkari Yüksekova’da kaybedilen Abdullah Canan için adalet istedi.

(Arşiv) Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

İçişleri Bakanlığı ve Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından Galatasaray Meydanı'nda oturma eylemleri yasaklanan Cumartesi Anneleri, 773'üncü hafta eylemlerini polis ablukasında gerçekleştirdi. Eylemde 1995’te Hakkari Yüksekova’da gözaltına alındıktan sonra kaybedilen iş insanı Abdullah Canan için adalet istendi, "Adalet yerini bulana kadar mücadelemize devam edeceğiz" denildi.

İHD İstanbul Şubesinin bulunduğu Çukurluçeşme Sokak'ta bir araya gelen Cumartesi Annelerinin eylemine HDP Milletvekili Oya Ersoy, Musa Piroğlu, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve çok sayıda yurttaş da katılarak destek verdi.

"YARGIÇLARIN SİYASİ GEREKÇELERLE KARAR VERDİ"

Açıklamayı okuyan kayıp yakını Maside Ocak, "Hukukun siyasileştirilmesi, savcı ve yargıçların önlerine gelen olaylarda hukuk teknikleri ile değil siyasi gerekçelerle karar vermelerine neden oldu. Yargı faaliyetleri sırasında hukukun üstünlüğü ile devletin üstünlüğü karşı karşıya geldiğinde kazanan hep devlet oldu. Bunları gözaltında kaybedilen evlatlarımızın yargı süreçlerine dayanarak söylüyor ve iddia ediyoruz; gözaltında kaybetmelerde yargısal verilerin analizini yapacak herkes söylediğimiz bu gerçeklerle yüz yüze gelecektir" dedi.

24 yıldır ısrarla devletin, Abdullah Canan'ın kaybedilmesindeki sorumluluğunu üstlenmesini talep ettiklerini hatırlatan Ocak, "Fail ve sorumlular üzerindeki koruma kalkanı kaldırılarak yeniden yargılanıp cezalandırılmaları sağlanmalıdır. Abdullah Canan ve tüm kayıplarımız için adalet islemekten, 74 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray Meydanı'ndan vazgeçmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.

"24 YILDIR ADALET BEKLİYORUZ"

Abdullah Canan'ın kızı Nuran Canan, babasını kaybettiğinde 14 yaşında olduğunu söyleyerek, "24 yıldır adalet arıyorum. Adalet yerini bulana kadar mücadelemize de devam edeceğiz" dedi.

Canan'ın oğlu Tayyup Canan ise tüm kayıplar için 1 dakikalık ses çıkarmama eylemi gerçekleştirdi. Canan, 24 yıldır adalet beklediklerini söyleyerek, "Bu çetelerin insanlığa yaptıklarını görünce DAİŞ'i hatırlatıyorum" dedi ve ekledi:

"Bunlar DAİŞ'in öğretmenleridir. DAİŞ çetesi de insanlığa karşı suç işledi. Babam nerede? Katillikleri tescillendi. AİHM kararı burada. İnsan haklarına ve demokrasiye olan inancımızla mücadelemize devam edeceğiz. Katilinin yüzüne son nefes de bile tüküren Abdullah Canan'ı saygıyla selamlıyorum."

ABDULLAH CANAN NASIL KAYBEDİLDİ?

43 yaşındaki Abdullah Canan, Yüksekova’da yaşayan bir iş insanıydı. Bölgede işlenen suçlar nedeniyle Yüksekova Dağ Komando Tabur Komutanı Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Yurdakul’un tehditlerine rağmen şikâyetini geri almadı.

Abdullah Canan, 17 Ocak 1996 sabahı otomobiliyle Hakkâri’ye gitmek üzere evinden ayrıldı. Tanık beyanlarına göre yolda askerler tarafından otomobili durdurularak gözaltına alındı ve Yüksekova Dağ Komando Taburuna götürüldü.

Ailesi yerel ve ulusal tüm makamlara başvurdu ancak Abdullah Canan’ın gözaltına alındığı inkar edildi.

21 Şubat 1996 günü ağır işkence görmüş cansız bedeni elleri, ayakları ve ağzı bağlı olarak bir menfezde köylüler tarafından bulundu.

Tanıklara ve askeri personelin itiraflarına rağmen iç hukukta dava beraatla sonuçlanandı. AİHM’e taşınan davada ise mahkeme, “Abdullah Canan'ın gözaltında öldürüldüğü mahkememizce saptanmıştır" tespitinde bulundu ve oy birliğiyle Türkiye’yi mahkûm etti. (İstanbul/EVRENSEL)

 

ÖNCEKİ HABER

Libya Konferansı sonuç bildirisi sızdı: Hedef kalıcı ateşkes ve silah ambargosu

SONRAKİ HABER

Kılıçdaroğlu: Bütün öğretmenlerin eşit ve güvenceli olduğu meslek kanunu çıkartılmalı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa