19 Ocak 2020 10:37

Aşı karşıtı ailelerin sayısı artıyor: “Reddeden gruplar dindarlar ve  postmodernler”

7 yılda çocuklarına aşı yaptırmayan ailelerin sayısı 183’ten 23 bine çıktı. 2019 yılının ilk dokuz ayında ise kızamık vakaları önceki yılın aynı dönemine kıyasla 5.2 kat artarak 2 bin 666’ya ulaştı.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Aşı karşıtlarının sayısı artıyor. Yedi yılda çocuklarına aşı yaptırmayan ailelerin sayısı 183’ten 23 bine çıktı. 2019 yılının ilk dokuz ayında ise kızamık vakaları önceki yılın aynı dönemine kıyasla 5.2 kat artarak 2 bin 666’ya ulaştı. TTB Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Filiz Ünal, aşı reddinde iki grubun etkili olduğunu söyledi, “Biri dini gruplar; ‘günah’ sebebiyle, diğeri aşının güvenli olduğuna yönelik soru işaretleri olan post modernler” dedi. Aşı konusundaki hukuki boşluğa işaret eden Türk Tabipler Birliği Başkanı Sinan Adıyaman da çocuğun üstün yararı gözetilerek karar verilmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye’de son yıllarda aşı karşıtı kampanyalar sonucunda aşı tereddüdü ve aşı reddi dikkat çekici boyutlara ulaştı.

Gazete Duvar'dan Müzeyyen Yüce'nin haberine göre; Aşı şirketlerinin maddi kazanç odaklı çalıştığı, aşıların gerekli ve güvenli olmadığı, aşı olmanın dinen uygun olmadığı gibi gerekçelerle yedi yılda çocuklarına aşı yaptırmayan ailelerin sayısı 183’ten 23 bine çıktı. 2019 yılının ilk dokuz ayında ise kızamık vakaları önceki yılın aynı dönemine kıyasla 5.2 kat artarak 2 bin 666’ya ulaştı.

“MÜDAHALE EDİLMEZSE SALGIN KAPIDA”

Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Sinan Adıyaman, Türkiye’deki kızamık vakalarında yaşanan artışa dikkat çekiyor. Sağlık Bakanlığı’nın bulaşıcı hastalıklara ilişkin ‘sorun yok’ açıklamaları ile Dünya Sağlık Örgütü’nün kızamık hastalığına ilişkin verilerinin uyuşmadığını belirten Adıyaman şunları söyledi: “Türkiye’de 2017 yılı itibariyle toplam kızamık vakalarının sayısı 69’dan 2018 yılında 510’a, 2019 yılının ilk dokuz ayında da önceki yılın aynı dönemine kıyasla maalesef 5.2 kat artarak, 2 bin 666’ya ulaştı. Türkiye’de herhangi bir müdahalede bulunulmadığında daha da büyüyebilecek olan bir kızamık salgını mevcuttur. Sağlık Bakanlığını daha fazla zaman kaybetmeden, muhataplarını da bilgilendirerek, gereğini yapmaya davet ediyoruz.”

“AŞI REDDİNDE HUKUKİ BOŞLUK VAR”

Çocuk ölümlerine neden olan kızamık, çocuk felci, tetanos, boğmaca ve difteri gibi hastalıkların aşı ile alınan önlemler sonucu azaldığına dikkat çeken Adıyaman, UNICEF verilerine işaret ederek şöyle konuştu: “Aşılar, çocuk ölümlerini azaltma aracı olarak önerilmesinden bu yana etkili bir biçimde beklentileri karşılamıştır. Aşı ile önlenebilir boğmaca, difteri, tetanos, kızamık, çocuk felci, verem nedeniyle çocuk ölümlerinin sayısı 1989’da 5 milyon dolayındayken, bugün bu altı hastalıktan ölüm yılda yalnızca 100 bin dolayındadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa bölgesi aylık bildirim verilerinden elde edilen bilgilere göre, 2013 ve 2015 yıllarındaki kızamık salgınında hastalananların çoğu aşısız çocuklardır. DSÖ kızamık aşısı yapılmadığında yılda 2,7 milyon çocuğun kızamık komplikasyonları nedeniyle öleceğini öngörmektedir. Dolayısıyla ebeveynin yararını oluşturmak için çocuğun nesneleştirilmesine neden olan aşı reddi tercihine, çocuğun üstün yararı gözetilerek karar verilmelidir. Bu alanda hukuki bir boşluk da söz konusu.”

“GÖÇ VE MEVSİMLİK İŞ GÖÇÜ ZAMANINDA AŞI KIRLMASI YAŞANIYOR, BU DÖNEMLERDE ÖNLEM ALINMALI”

TTB Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Filiz Ünal ise aşı reddi yapan ailelere ilişkin saha tecrübelerini anlattı. Ünal, çocuklar için en büyük tehdidin ‘aşı karşıtlığı’ olduğunu söyledi. Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulan çocuk dönemi aşı takvimine dikkat çeken Ünal, ‘aşı kırılmasının’ okul çağında yaşandığını belirterek şöyle konuştu: “İlkokul sekizinci sınıfa kadar olması gereken aşıların uygulama dönemleri aşı karnesinde yer alıyor. Türkiye’de aşı oranlarında yaşanan düşüşün bir sebebi de okul çağında yaşanan kırılmalar. Son dönemde yaptığımız tespitlerden biri de bu. Ya okuldaki prosedürler nedeniyle bir aksama yaşanıyor ya da aileler okul döneminde yapılan aşıları reddediyor. Bu da aşı takviminde kırılmalara ve aksamalara neden oluyor. İç ve dış düzensiz göçler de aşı takviminde kırılmaya neden oluyor. Yurt dışından gelen göçmen ailelerin çocukları ile mevsimlik işçilerin çocukları bu kapsamda yer alıyor. Örneğin, aşı takviminin kırılma zamanları ülke içi göçlerin başladığı tarihler; yani mevsimlik iş göçleri. Bu alanda da önlem alınması gerekli.”

AŞI REDDİ YAPAN İKİ GRUP: POSTMODERNLER VE DİNDARLAR

Aile Hekimi olarak sahada aşı reddi yapan aileler ile birebir muhatap olduklarını ve iki grubun aşıyı reddettiğini belirten Ünal, “Biri dini gruplar; ‘günah’ sebebiyle, diğeri aşının güvenli olduğuna yönelik soru işaretleri olan postmodernler” dedi. Ünal, aile hekimleri olarak çalışmalarını bu yönde yoğunlaştırdıklarını vurguladı. 

“TARİKAT LİDERLERİ ‘MODERN TIP ALLAH’IN İŞİNE KARIŞIYOR’ DİYOR”

Bazı tarikat ve cemaat liderlerinin aşı ile önlenebilir hastalıklara ilişkin, “Eskiden aşı mı vardı, yaptırmayın”, “Modern tıp Allah’ın işine karışıyor” gibi söylemlerle aileleri aşıdan uzaklaştırdığını belirten Ünal, bunun sahaya yansıyan örneklerini şu sözler ile anlattı: “Bu söylemler ile çocuğuna aşı yaptırmayan çok aile var. Aşı rehberini ailelere verdiğimizde sizinle iletişime kapalılar. Onlar için dini liderlerinin sözü hüküm yerine geçiyor. Eve gidiyorsunuz; kapıyı açmıyor: ‘Kocam, sizinle konuşmamı yasakladı’ diyen kadınlar var. Daha da zorladığınızda sizden kaydını alıyorlar. Onlara ancak dini liderler üzerinden ulaşabilirsiniz. Aslında kadın istiyor aşı yaptırmak ama erkek izin vermediği için yaptıramıyor. Bilim ile dini çatıştıran söylemlerin ortadan kaldırılması gerekiyor. Henüz dini nedenler ile aşı reddi yapan ailelere ulaşmaya dönük bir çalışma yok. Bununla ilgili aile hekimleri olarak bireysel bir mücadele veriyoruz.”

“KIZAMIKTAN ÖLEN ÇOCUK GÖRMEDİKLERİ İÇİN SORGULUYORLAR!”

Ünal, dinsel algıların yanı sıra bazı politikacıların söylemlerinin de aşı karşıtlığını beslediğini söylerken, “Son dönemde aşı oranlarının düşmesi ülkeyi salgınlara açık hale getirdi. Şeyhler, şıhlar bilimle çatışıyor. Postmodernler artık kızamıktan ölen, ayağı sakatlanan, zeka engeli olan çocuk görmediği için aşının gerekliliğini sorguluyor. Burada devreye hükümetin çok yönlü politikası giriyor. Koordineli bir çalışma ile aşı oranlarını yeniden yükseltebiliriz” dedi. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Hrant Dink katledilişinin 13. yılında pek çok şehirde anıldı

SONRAKİ HABER

Siyaset Bilimci Yunus Sözen: Türkiye başkanlık sisteminin en uç örneklerinden biri

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa