19 Ocak 2020 23:09

Bodrum katı sahnelerden Fecr Tiyatro Festivali’ne

Teatra Nûpelda’nın sahneye koyduğu “Daweta Bixwîn” oyunu Tahran’da düzenlenen 38. Uluslararası Fecr Tiyatro Festivali'nde izleyici karşısına çıkacak.

Fotoğraf: Teatra Nûpelda

Paylaş

Sahidenur SARİ
Van

Teatra Nûpelda’nın sahneye koyduğu “Daweta Bixwîn” (Kanlı Düğün) oyunu İran’ın başkenti Tahran’da düzenlenen 38. Uluslararası Fecr Tiyatro Festivali kapsamında izleyici karşısına çıkacak. 1-15 Şubat tarihleri arasında tiyatroseverlerle buluşacak festivalde ilk kez Türkiye’den bir tiyatro topluluğu sahne alacak.

Teatra Nûpelda’nın hem oyuncusu hem de kurucusu olan Ergül Kutlar ve Reji Asistanı Ramin Nasiri’yle festivali ve oyunu konuştuk. Oyun için prova yaptıkları mekanın kayyum belediyesi tarafından ellerinden alındığını söyleyen sanatçılar “Bodrum katı sahnelerden Uluslararası Fecr Tiyatro Festivali’ne gitmemiz çok önemliydi” diyor.

Oyundan bahsederek başlayalım. Lorca’nın “Kanlı Düğün” oyununu nasıl yorumladınız?

Ergül Kutlar: “Kanlı Düğün” oyununu “Köy Oyunları” üçlemesinin ilkidir. Oyunda, feodal yapının kırsal kesimde yaşayan halk üzerinde nasıl bir baskı kurduğu ve bireylerin bu düzen karşısındaki çaresizliklerinin anlatır. Biz de bu oyunu Kürtçe ve Farsça olarak düzenleyip ekip olarak yeni bir soluk kattık. Oyunumuzda olay Kürt ve Fars olan iki aile arasında geçen bir düşmanlığı anlatıyor. Oyunumuzun diğer farklı yönü ise oyundaki Fars aileyi İran’dan gelen oyuncu arkadaşlarımız oluşturdu. Kürt aileyi ise Teatra Nûpelda ekibi olarak oluşturduk. Oyunumuzun yönetmenliğini Gholam Reza Yari, dramatujisini Narjes Estakhr, reji asistanlığını ise Ramin Nasiri yaptı.

Oyunun yolculuğu nasıl başladı?

Ergül Kutlar: Oyunun prömiyerini eylül ayında Van Devlet Tiyatrosunda gerçekleştirdik. Oyunu maddi nedenlerden ötürü kendi topraklarımızda sadece bir kez sahneleyebildik. 60 gün provasını almıştık ve oyunu sahneleyeceğimiz güne bir gün kala anca salonu alabildik. Gönül isterdi ki salon kirasını karşılayabilelim ve daha çok sahneleyebilelim ama maalesef şartlar uygun olmadı.

Oyun için prova yaptığınız yer ile ilgili de sorunlar yaşamıştınız. O süreçten biraz söz eder misiniz?

Ergül Kutlar: Oyunun ön çalışmalarını yapmak için HDP’li Van Büyükşehir Belediyesi Kadın Yaşam Merkezi’ni tahsis etmişti. Belediyeye kayyum atanmasının ardından polis prova aldığımız kuruma gelerek iznimizin olmadığını gerekçe göstererek bizi oradan çıkardı. Bir hafta provalarımıza ara vermek ve yeni bir prova yeri bulmak zorunda kaldık. Prova yeri olarak mecburen bir arkadaşımızın kafesinde karar kıldık. Ve prova şartlarına uygun olmamasına rağmen orada devam ettik. Provaları ertelememiz oyunu da ertelememize neden oldu. Ara verdiğimiz süreçte ekipten ayrılmak zorunda kalan arkadaşlarımız oldu. Yeni ekip arkadaşları edindik. Diğer bir sorunu da oyunu sahneleyeceğimiz esnada yaşadık. Devlet Tiyatrosu salon kiralama talebimize oyunu sahneleyeceğimiz son güne kadar yanıt vermedi ve o günde olumsuz yanıt verdi. Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğünü defalarca aradım ve sonunda salonu alabildik. Çok sancılı bir süreç geçirdik.

Ramin Nasiri: Burada yabancıyım ben ama çok şaşkınım. Neden destek verilmiyor bu gençlere anlamıyorum. Aslında sanatçının korkmaması gerekiyor ama İran’dan gelen sanatçılarımız çok korktular çünkü burası kendi toprakları değil, burada kanun bilmiyorlar ve yakalanma durumları olabilir. Bazı oyuncularımız ‘sahneye çıkamam’ dedi. Bize salon da vermediler. İran’dan gelen ekip ceplerinden 10 bin TL harcadı ve bir anda onlara olmadı memleketinize geri dönün diyemezdik. Sanat her zaman sıkıntıdan, parasızlıktan doğar, büyük yerlere ulaşır ama Kadın Yaşam Merkezini bizden aldıklarında İranlı ekip çok stres yaşadı. İran ve Türkiye birbirlerine komşu ülkeler. Biz bu işi yaparken kültürlerimizin benzerliğini yakından gördük ve uluslararası bir dil yarattık.

Peki, festivale katılmanız nasıl gerçekleşti ve siz de neler hissettiriyor?

Ergül Kutlar: Türkiye’den ilk ve tek ekip olarak katılmamız bizi gururlandırıyor. O festivalde birçok imkandan yararlanacağız. Atölye çalışmaları bizim için faydalı olacak. Tabi bu festivale katılmamızla ilgili çok büyük emek veren arkadaşlarımız oldu. Ramin Nasiri, Narjes Estakhr, Gholam Reza Yari onlara teşekkür etmek istiyorum. Geçirdiğimiz sancılı süreçten bahsettim size bu nedenle bodrum katı sahnelerden Uluslararası Fecr Tiyatro Festivali’ne gitmemiz çok önemliydi. Her şeye rağmen bunu başardık.

Ramin Nasiri: Bugün Teatra Nûpelda ekibi sadece Tahran’daki festivale gitmiyor. Teatra Nûpelda orada sanatın var olan uluslararası diliyle tanışacak. Buradaki diğer insanlarında bu gençlere destek vermeleri gerekiyor. Ellerinden bir şey gelmese bile gelip destek olmaları, takdir etmeleri, kalplerinde bir sıcaklık oluşturabilir. Bugün İran’da belirsiz bir atmosfer var. Avrupa’dan gelecek gruplarda tedirgin. Bir gün kala iptal bile olabilir. Sanatta bunlar önemsiz detaylar gibi görünse de belirleyici.

Yeni projeleriniz var mı?

Ramin Nasiri: Teatra Nûpelda’yla daha çok projemiz var. Belirlediğimiz ilk proje Shakespeare’in Macbeth’i. Bunu da Lady Macbeth olarak işleyeceğiz. Ama öncesinde halkımıza bir komedi oyunu sergilemek istiyoruz. Bazı senaryolar üzerine konuşuyoruz. Tiyatro bir ülkeye değil tüm dünyaya mesaj verebileceğin bir iştir. Bu yüzden arayışımız sürüyor.

ÖNCEKİ HABER

Hrant Dink katledilişinin 13. yılında vurulduğu yerde anıldı: Vazgeçmiyoruz Ahparig

SONRAKİ HABER

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aksoy’dan AB’ye Kıbrıs yanıtı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa