Arnavutluk’ta bağımsız bir işçi hareketinin zorlu doğumu
Arnavutluk’un en zengin patronuna ait krom madeninde çalışan işçiler, sendikal bürokrasiyi de karşılarına alarak hakları için önce grev örgütlediler, ardından yeni bir sendika kurdular.
Fotoğraf SMMB sendikası Facebook sayfasından alınmıştır
Arnavutluk’un Bulqiza kentindeki maden işçileri, 17 Kasım 2019 tarihinde, işçilerin kendileri tarafından yönetilen tabandan bir sendika örgütlenmesinin kuruluşunu duyurdu: Bulqiza Birleşik Maden İşçileri Sendikası (SMMB). Sendikanın, şehrin merkezinde gerçekleşen kuruluş ilanına katılanlar, yüzleştikleri ciddi yoksulluğa, madenlerde arkadaşlarının ölmesine, riskli çalışma şartlarına ve var olan sendikaların ihanetine karşı öfke ve hayal kırıklıklarını dile getirdi. Bunun karşısında ayrıca, gerçekten bağımsız ve işçi odaklı bir sendikanın başarılabileceğine dair umut ifadeleri de vardı.
MADEN İŞÇİLERİ GREVİ
22 Kasım 2019’da yeni sendikanın genel başkanı, Balfin (Balkan Finans Yatırım Grubu) gibi çok güçlü bir şirketin parçası olan ve bölgede faaliyet gösteren en büyük krom madeni şirketi AlbChrome’dan, patron tarafından kovuldu. Bunun üzerine işçiler, sendika başkanlarının kovulmasını protesto etmek; nihayetinde üretim hedeflerinin gözden geçirilmesi ve daha yüksek maaş talebiyle greve gittiler. İş Müfettişliği Kurumu’nun, şirketin sendikalaşmayı engelleme yönündeki çabalarını soruşturacağı taahhüdü üzerine grev 5 Aralık’ta sona erdi.
DEVLET PATRONU DESTEKLEDİ
31 Aralık 2019’da, kovulan sendika liderlerinin sayısı 4’e çıktı. Pek çok işçi, eğer yeni sendikaya katılırlarsa ya da üyesi olmaya devam ederlerse işlerini kaybetmekle tehdit ediliyordu. Bununla beraber, bazı sendikacılar geçici olarak gözaltına alındı; polis tarafından sorgulandı ve korkutuldu. Beklenildiği gibi, İş Müfettişliği Kurumu’nun soruşturması, şirketin sendika liderlerini işten atma konusunda hiçbir yasal ihlal işlemediği sonucuna vardı. Bu karar hem patronlar hem de var olan eski sendikalar tarafından bir zafer olarak selamlandı.
GENÇ İŞÇİLERİN YILI
Burası, dünyadaki en yüksek göç oranlarından bazılarına sahip olduğu düşünülen ve Batı Balkanlar’daki küçük bir ülke olan Arnavutluk. Gerçekten de 2015 yılında Arnavutlar, Almanya’daki sığınmacılar arasında Suriyelilerden sonra sayıca ikinciydi.
2019 yılı Arnavutluk’ta çağrı merkezleri, üniversiteler ve maden alanlarındaki demokratik ve bağımsız sendikaların kuruluşuyla işçi hareketleri açısından tarihsel bir ilerleme gösterdi. Ancak, bu yeni sendikaların ortaya çıkışı kendiliğinden olmadı. Bu, Aralık 2018/Ocak 2019’da Arnavutluk’u sarsan öğrenim ücretlerine karşı öğrenci protestolarını örgütlemekle de ciddi bir biçimde meşgul olmuş bir grup (genç) işçinin zor ve istikrarlı örgütleme faaliyetlerini kapsıyordu
İlk olarak Haziran 2017’de Küresel İşçi Enstitüsü (Global Labour Institute), sonrasında ise Dünya Küresel Sendikalar Birliği (UNI Global Union) tarafından eğitilen bu gençler, madenler ve çağrı merkezlerinde tabandan gelen, özgün sendikaların kurulmasında ve örgütlenmesinde işçileri desteklemeye devam ettiler.
SENDİKAL BÜROKRASİ ENGELİ
Yeni SMMB’nin kuruluşu ise Arnavutluk’taki işçi hareketi açısından özellikle kayda değer bir gelişmeyi temsil ediyor. Bu durumda işçiler, Arnavutluk’un en zengin milyarderi Samir Mane’ye karşı duruyor. Beklenildiği gibi yeni sendika, maden işçilerinin mücadelesi üzerine büyük bir sessizliğe bürünen medya, polis, devlet kurumları ile patronlar arasındaki kutsal olmayan bir ittifak tarafından gelen saldırılar ve aşırı bir baskıyla yüzleşiyor.
Fakat acımasız saldırılar, patronla toplu sözleşmeye sahip oldukları iddiasındaki eski sendikalardan geliyor. Ocak 2020’ye kadar geçerliliği olan bu sözleşme erişilebilir değil ve hiçbir işçi bunu görmedi. İşçiler arasında herhangi bir meşruiyetten noksan olan eski sendika, maden işçilerinin bağımsız, demokratik ve meşru sendikasını yok etmek için patronlarla güç birliği yaptı.
Eski sendika, maden alanındaki şirketin yatırımlarıyla böbürlenerek patronların propaganda makinesinin bir uzantısı olarak davrandı. İşçilerin daha yüksek maaş talebi için patronların, uluslararası piyasalarda krom fiyatlarının düşmesi argümanını tekrar ederek cevap verdi; yeni örgütlenmeyi, şirketi iflas ettirmek için rakiplerin bir stratejisi olarak tasvir etti.
ZENGİN ÜRETİM, YOKSUL İŞÇİLER
Açıkça hem eski sendika hem de patron, işçilerin, bu bölgenin krom ihracatı yıllık 100 milyon avrodan fazla gelir üretmesine rağmen, niçin Buqiza’nın Arnavutluk’taki en fakir bölgelerden biri olarak kaldığını anlama kapasitesini hafife aldılar.
Hem işçilerin aldıkları düşük maaşlar karşısındaki derin hüsranına, hem de birçoğunun hayatlarını kaybettiği ve ölümlerden kendilerinin sorumlu olduklarının ilan edildikleri madenlerdeki çok tehlikeli çalışma şartlarına karşı körler. Ve açıkça görülüyor ki, her ikisi de (eski sendika ve patron) işçilerin sonunda kendi çıkarlarını temsil edebilecekleri özgün bir sendika inşa etmeye karar verdiklerini idrak etmekten aciz.
Demokratik ve bağımsız bir sendikaya karşı baskı ve saldırılar günden güne artarken, toplu sözleşme ve örgütlenme özgürlüğü gibi temel işçi haklarını kullanmak için Bulqiza’daki maden işçilerinin mücadelesi devam edecek.
Kaynak: global-labour-university.org
(Çeviren: Mert Demir)