İHD Başkanı Türkdoğan: Polis devleti uygulaması bekçilikle pekiştiriliyor
Bekçilerin yetkilerini artıran kanun teklifini değerlendiren İHD Genel Başkanı Türkdoğan, "Polis devleti uygulaması bekçilikle pekiştiriliyor" dedi.
Arşiv | Fotoğraf: DHA
Birkan BULUT
Ankara
AKP'nin mahalle bekçilerinin yetkilerini artıran kanun teklifi, güvenlikçi politikaların artacağına işaret ediyor. İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Polis devleti uygulaması bekçilikle pekiştiriliyor” dedi.
AKP'nin Meclis'e sunduğu Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu'nda 18 maddelik değişiklik teklifi, bekçilere geniş yetkilere sunuyor. İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesi'nin bekçilerin vatandaşa kimlik sorma yetkisi olmadığı kararının ardından Emniyet Genel Müdürlüğü bir yönetmelik yayımlayarak bekçilere kimlik sorma yetkisi tanımıştı. AKP'nin kanun teklifinde kimlik sorma, zor ve silah kullanma, “makul” bir sebep ile durdurma, araba ve üst araması, polis gelen kadar gösterilere müdahale de bulunma gibi birçok yetkinin düzenleniyor.
AKP İKTİDARA GELİNCE KALDIRMIŞTI
Mahalle bekçilerine verilmek istenen yetkileri, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan'a sorduk. Türkdoğan, 1966 yılında çıkarılan 772 Sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu'nun esas alınarak güncelleştirildiğini söyledi. AKP'nin iktidara geldiği dönemde Avrupa Birliği'ne uyum nedeniyle bekçiliği kaldırdığını hatırlatan Türkdoğan, “Polis olacak kişilerin kolejden, komiserlerin akademiden mezun olmasını öngörmüştü. Ancak şimdi 15 Temmuz’dan sonrasındaki OHAL ve katı güvenlik politikalarına dönülünce mahallelere kadar kontrol edecek bir sistemi getirdiler” dedi.
"ÖNCE UYGULUYOR SONRA KANUN ÇIKARIYOR"
Bekçilik sistemi geri geldiğinde 20 bin kişinin alındığını ama kriterlerin şimdi düzenlendiğini belirten Türkdoğan, “Türkiye önce uyguluyor sonra kanunun çıkarıyor” dedi. Ayrıca bekçilik yapacak kişilerin silah kullanma yetkisinden özlük haklarına kadar polis ve jandarma hizmetleri sınıfıyla aynı tutulduğuna dikkat çeken Türkdoğan, bu duruma rağmen ayrı bir teşkilat kurulduğunu söyledi. Türkdoğan, “Çünkü bunların bir görevi de muhbirlik olacak. Özel hayata saygı zedelenecek. Bütün çarşı ve mahallelerde gece bekçisi olması insanların rahat davranmasını önleyecek. Güvenlikçi politikayla düşünürsen 'mahallemde bekçi olsun' diye düşünebilirsiniz. Ancak özgürlükçü bir kafayla düşünürseniz gece parkta dolaşmak, işten geç saatte gelmek, sosyalleşmek, kadınların gece sokakta olması ve LGBTİ bireyleri düşündüğümüzde bu bekçi kendisini “namus bekçisi” olarak görebilir.” dedi.
"BEKÇİLERİN KRİTERLERİ DAHA ESNEK"
Önemli bir noktanın da ayrımcılık tehlikesi olduğunu ifade eden Türkdoğan, “halkın selmaeti” gibi soyut kavramların kullanıldığını dile getirdi. Burada nasıl bir toplum ve halk düşünüldüğünü soran Türkdoğan, “Muhafazakar, laik, Alevi, Sünni... Nasıl bir topluma göre düşünülüyor? Gece bütün mahallere bekçi koyunca insanların sosyal yaşamlarını kısıtlamaya başlarsınız. Bekçi şimdi her şüphelendiğinde kimlik soracak, araba ve üst araması yapabilecek” diye konuştu. Burada bir sorunun da polis ile bekçi yetkisinin aynı olmasına rağmen göreve alınma kriterlerinin farklılığı olduğunu ifade eden Türkdoğan, bekçilerde kriterlerin daha esnek, silah kullanma toplumsal olaylara müdahale gibi eğitimlerinin tartışmalı olduğunu dile getirdi.
"SOYLU DA AĞAR'IN YOLUNDAN GİDİYOR"
Bekçilerin polis gelene kadar toplumsal gösterilere müdahale yetkisinin de olduğunu kaydeden Türkdoğan, bunun iktidarın güvenlikçi anlayışının genişleyeceğinin bir göstergesi olduğunu söyledi. Türkdoğan gündüz de gösteri, yürüyüş ve basın açıklamalarının neredeyse her yerde yasaklandığına ifade etti. Bekçilik sisteminin bir kadrolaşmaya neden olacağı uyarısında da bulunan Türkdoğan, şöyle konuştu: “Zamanında Mehmet Ağar kendi çevresinde ne kadar genç varsa polis yapmıştı. Şimdi de Süleyman Soylu kendi anlayışında gençleri alıyor. Türkiye'de 45 kentte valiler her türlü gösteriyi yasaklamış durumda. Böyle bir kentte, gece bekçi kimlik sorarsa vali kararı makul bir sebep olarak gösterilebilir. İl İdaresi Kanunuda geniş yetkilerin valiliğe tanındığı bir ülkede, polis ve bekçilere geniş yetkiler verilmesi güvenlikçi politikalarla sosyal hayatı kısıtlayacak"