Van depreminden sonra göç etti: Suriyelilerin yaşadıklarını bire bir yaşadık
Van depreminin ardından göç ederek İstanbul’a yerleşmek zorunda kalan genç işçi Gürkan, hayatta kalma mücadelesini Evrensel’e anlattı.
Tezgah başında çalışan bir genç işçi | Fotoğraf: Evrensel
Mehmet Şerif CAN
İstanbul
Elinde gitarı ağzında türküsü eksik olmayan Gürkan, İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinin İkitelli semtinde bir tekstil atölyesinde çalışıyor. Van’da yaşanan depremin ardından ailesi ile birlikte İstanbul’a çocukken göç etmek zorunda kalan Gürkan, her şeylerini geride bıraktıklarını belirtiyor. Okurken çalışmak zorunda kaldığını anlatan Gürkan “Ailemin sıkıntısına bir nebze olsun merhem olmak istedim” diyor.
İstanbul’a geldikleri ilk zamanlarda şimdi Suriyelilerin yaşadığı sorunları birebir yaşadıklarına vurgu yapan Gürkan “Kürt olduğumuz ve Van’dan geldiğimiz için ev bulamadık, çok sancılı bir süreçti” diye anlatıyor yaşadıklarını.
Hem okuyan hem çalışan bir çocuk olmak zor, yaşam gittikçe pahalılaşıyor. Derslerine ayıracağı vakti çalışmaya ayırmak zorunda kalan Gürkan nihayetinde okulu bırakmak zorunda kalmış. Bez çanta atölyesinde tam zamanlı çalışmaya başlayan Gürkan, molalarda müzik yaptığını gitar ve bağlama çaldığını söylüyor.
İŞÇİ, ÖĞRENCİ GENÇLER SİNEMA TOPLULUĞUNDA
Şimdi kendi atölyesini işleten Gürkan, işyeri açma serüvenini ise şöyle anlatıyor: “Van’dan göç ettikten sonra sürekli olarak bez çanta diktim. Bu işte ustalaştım. Patron bazen bir iki ay uğramıyordu, işleri çevirmek zorundaydım. Tüm işleri ben yapıyordum ancak aldığım maaş çok azdı. Zaten tüm işleri ben yapıyorum, neden kendi atölyemi kurmayayım, diye düşündüm. Kredi borcuna girerek ancak bunu yapabildim. Şimdi kardeşlerimle birlikte çalışıyoruz.”
Ancak pazar günlerini kendine ayırabildiğini söyleyen Gürkan, gitar kursunun yanında İkitelli’de bir de sinema topluluğu kurmuş. Gürkan, toplulukta, film izleyip, gelen diğer işçi, öğrenci gençlerle filmler üzerine tartışmalar yaptıklarını ifade ediyor.
Açık öğretimden liseyi bitirip konservatuvar okumak istediğini belirten Gürkan, bir yandan da işine daha çok emek harcaması gerektiğini söylüyor. Aklının hep yetişmesi gereken işlerde olduğu belli olan Gürkan, normalde saat 19.00’da paydos yaptıklarını ama gelen işi yetiştirmek için 23.00’e kadar çalışmak zorunda olduğunu söylüyor.